Erdoğan, Sırbistan ziyareti öncesi ülkedeki “Politika” gazetesinin Dış Politika Editörü Dragan Vukotic ile mülakat gerçekleştirdi.
Türkiye ve Sırbistan arasındaki diplomatik ilişkilerin tesisinin 140’ıncı yılını değerlendiren Erdoğan, Türkiye’nin Balkanlar’ın refah ve istikrarına önem verdiğini vurgulayarak, şunları kaydetti:
“Buna katkıda bulunacak faaliyetlerde bulunmaya gayret ediyoruz. Bölgeyle ilişkilerimizi ve iş birliğimizi her alanda güçlendirmek istiyoruz. Sırbistan, Balkanlar’da merkezi ve stratejik konuma sahip bir ülke. Sırbistan’la köklü, tarihi ve kültürel bağlara sahibiz ve ortak sınırlarımız olmasa da Sırbistan’ı komşu bir ülke olarak görüyoruz. Bugün ilişkilerimiz tarihinin en iyi seviyesinde. Bunda değerli dostum Sırbistan Cumhurbaşkanı Aleksandar Vucic’in rolü ve desteği büyük. İki yıl önce neredeyse aynı tarihlerde, ilişkilerimize ivme kazandıran bir Sırbistan ziyareti gerçekleştirmiştim. O zaman temellerini attığımız Yüksek Düzeyli İşbirliği Konseyi’nin ikinci toplantısını bu ziyaretim vesilesiyle gerçekleştireceğim. Böylece hem iki sene içerisinde yaptıklarımızı değerlendirme fırsatı bulacağız hem yeni hedefler koyacağız.”
Türkiye’nin Sırbistan’a yaptığı yatırımların son iki yılda arttığına işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Keza, Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığının (TİKA) ortak tarihi ve kültürel mirasımızın korunması ve sağlık, tarım gibi farklı alanlarda kalkınma yardımlarını hayata geçirdiğini görmek gurur verici. Tüm bu gelişmelere paralel olarak bizleri en fazla sevindiren Türk kültürüne ve diline olan ilginin Sırbistan’da giderek arttığını görmek. Türkiye’de de Sırbistan’a ve Sırp kültürüne olan ilgi giderek artıyor. Bu durum turizm rakamlarında karşılıklı artış sağlıyor.” ifadelerini kullandı.
“GÖNÜLLERİ BİRLEŞTİRECEK BİR DOSTLUK PROJESİ”
Erdoğan, TİKA’nın Sırbistan’daki Ram Kalesi ve Kalemegdan’daki tarihi eserlerin restorasyonu ile turizme katkıda bulunmasından memnuniyet duyduğunu belirterek, şöyle devam etti:
“Bu ziyaretim vesilesiyle ayrıca bölge için büyük önem taşıyan ve dostluk projesi olarak gördüğümüz Belgrad-Saraybosna Otoyolu’nun temeli atıyoruz. Pek çok kişinin merakla takip ettiğini bildiğim bu projenin en kısa sürede hayata geçirilmesine büyük önem veriyoruz. Bu projeyi, sadece bölgesel ticari ve ekonomik ilişkilerin güçlenmesini sağlayacak bir proje olarak değil, bölgesel barışa da katkıda bulunacak ve gönülleri birleştirecek bir dostluk projesi olarak görüyoruz. Değerli dostum Vucic’le beraber olgunlaştırdığımız tüm bu projelerin sonuçlarını almaya başladığımızı görmek beni hem sevindiriyor hem doğru yolda olduğumuzu gösteriyor. Her iki tarafta mevcut bu güçlü siyasi iradeyle iş birliğimizi çok daha ileri noktalara taşıyacağımızdan şüphe duymuyorum. Bütün Balkanlar’da barış ve istikrarın korunmasına çok büyük önem veriyoruz. Aynı şekilde Sırbistan da istikrarın korunmasına önem veriyor, Sırbistan’ın ekonomik kalkınma çabalarını ve Avrupa Birliği (AB) üyelik sürecini destekliyoruz. Sırbistan’da refah ve huzur artarak sürdüğü takdirde bunun tüm bölgeye olumlu yansımaları olacağına inanıyoruz. Sırbistan bölgesel barışın korunmasında ve bölgenin kalkınmasında büyük bir öneme ve role sahip. Bunu Belgrad’ı her ziyaret edişimde daha da yakından görme şansı elde ediyorum.”
İki ülke arasındaki ekonomik gelişmeye de değinen Erdoğan, şu değerlendirmelerde bulundu:
“Ülkelerimiz arasında serbest ticaret anlaşması, vize anlaşması, yatırımların karşılıklı teşviki ve korunması ile çifte vergilendirmenin önlenmesi anlaşmaları gibi temel ikili düzenlemeler mevcut. 2017 Ekim’inde gerçekleştirdiğim ziyaretin ardından ilgili kurumlarımız karşılıklı ticari ve ekonomik ilişkileri geliştirmek için gerekli hukuki altyapıyı daha da güçlendirecek adımları attılar. Oluşturduğumuz bu kuvvetli hukuki altyapı ve değerli dostum Cumhurbaşkanı Vucic’in de destekleriyle iş adamlarımızı ve yatırımcılarımızı Sırbistan’daki faaliyetlerini arttırmaları için teşvik ettik. Böylece geçtiğimiz son birkaç yılda ekonomik ve ticari ilişkilerimiz daha da ivme kazandı.”
“YATIRIMLARIMIZLA SIRBİSTAN’DA 8 BİN KİŞİYE İSTİHDAM SAĞLIYORUZ”
Erdoğan, iki ülke arasındaki ekonomi potansiyelinin daha da artırılması gerektiğinin altını çizerek, “2009 tarihli Serbest Ticaret Anlaşması’yla (STA) 2010 yılından bu yana ikili ticaret hacmimiz yüzde 200 oranında arttı ve 2018 yılında rekor kırarak 1,2 milyar dolar seviyesini yakaladı. Bu rakamı kısa vadede 2 milyar dolar, sonrasında 5 milyar dolar seviyesine taşımayı hedefliyoruz. Geçtiğimiz Haziran ayında yürürlüğe giren revize Serbest Ticaret Anlaşması ve bu ziyaretim sırasında imzalanan sanayi ve yatırım alanlarındaki anlaşmalar da hedeflerimizi yakalamamıza katkıda bulunacaktır.” ifadelerini kullandı.
Türk şirketlerinin Sırbistan’daki istihdama her geçen gün artarak katkıda bulunduklarına işaret eden Erdoğan, “Hali hazırda, tekstil ve hazır giyim, otomotiv yan sanayi, makina, bankacılık, turizm gibi pek çok sektörde firmalarımızın Sırbistan’da yatırımları bulunuyor. Sırbistan’da faaliyet gösteren Türk firması sayısı 2015 yılında 130 civarındayken, hali hazırda 800’ü geçti. 2011 yılında sadece 1 milyon dolar seviyesinde olan Sırbistan’daki Türk yatırımları, kayda değer bir artışla 2018 yılında 200 milyon dolara ulaştı. Yatırımlarımızla Sırbistan’da yaklaşık 8 bin kişiye istihdam sağlıyoruz.” değerlendirmesinde bulundu.
Erdoğan, Kosova-Sırbistan ilişkilerine ilişkin ise şunları kaydetti:
“Kosova sorununda tarafların bütününün tatmin olduğu bir mutabakata varılması, Türkiye’nin de bir parçası olduğu Balkanlar’ın uzun vadeli istikrarı ve barışı için hayati önem taşıyor. Bu nedenle, Belgrad-Priştine diyalog sürecinin devamını ve tarafların özgür iradesine ve uzlaşısına dayalı kalıcı ve kapsamlı bir anlaşmaya varılmasını destekliyoruz. Sorunun çözümü için elimizden geleni yapmaya hazırız. İki ülke arasında varılacak bir mutabakat bizim de kabulümüz olacaktır.
Öte yandan, Türkiye ile Sırbistan arasındaki ilişkiler karşılıklı anlayış ve saygıya dayanmaktadır. Ülkelerimizin çıkarlarına hizmet eden çok katmanlı bir iş birliği yürütüyoruz. Ülkelerimiz iş birliği alanları ile farklı bakış açışlarını kompartmanlara ayırabilecek olgunlukta dış politika geleneklerine sahiptirler.”
“ÜLKEMİZİN BÖLGEYE YÖNELİK POLİTİKASI AÇIK VE NETTİR”
Erdoğan, Sırbistan’daki bazı siyasetçiler tarafından ülkedeki Boşnak azınlık ve Bosna Hersek ile Kosova’yı birleştirmeyi hedefleyen “Yeşil Koridor” adlı projenin yürütülmesine ilişkin olarak, “Balkanlar’daki tarihi ve kültürel bağlarımızı çok önemsemekle beraber Balkanlara yönelik politikamızı din eksenli yürütmüyoruz. Balkanların neresinde olursa olsun bu coğrafyanın tüm halklarını, Sırp, Boşnak, Arnavut, Hırvat ayırt etmeden, asırlarca birlikte yaşadığımız, gelecekte de yine her alanda iş birliği içinde olacağımız dostlarımız olarak görüyoruz. Biz Sırbistan’ın birlik, beraberlik ve huzur içerisinde olmasını, Avrupa entegrasyonunu başarıyla tamamlamasını ve müreffeh bir ülke olmasını istiyoruz.” değerlendirmesinde bulundu.
Erdoğan, konuya ilişkin şu ifadeleri kullandı:
“Ancak bazılarının ülkemizin Balkanlar’daki faaliyetlerinden, Sırbistan’la kurduğu güçlü iş birliğinden rahatsız olduğunu görüyoruz. Bu çevreler Türkiye’nin gayretlerini manipüle etmeye, olduğundan farklı yansıtmaya çalışıyorlar. Neyse ki değerli dostum Vucic’le ortak çabamız sayesinde ilişkilerimizi her geçen gün bir adım daha ileri taşıyarak bu çevrelerin planlarını boşa çıkarıyoruz. Benim herkese tavsiyem Balkanlar’da çatışmaları arttırmak yerine Balkanlar’ın geleceğine katkıda bulunacak siyasi projeler üretmeye kafa yormalarıdır. Sırbistan’daki Boşnak azınlık ile Türkiye’deki Sancak kökenli vatandaşlarımız iki ülke arasında bir gönül bağı ve dostluk köprüsü oluşturmaktadır. Onları ülkelerinin geleceğine ve ikili ilişkilerimize katkıda bulunan bir zenginlik olarak görüyoruz. Ülkemizin bölgeye yönelik politikası açık ve nettir. Sırbistan’ın toprak bütünlüğüne saygılıyız. Bölgesel, etnik, dinsel her türlü milliyetçiliğe karşıyız. Ziyaretim vesilesiyle Yeni Pazar-Tutin yolunun modernizasyonu projesinin temelini atacağız. Sırbistan’ın diğer bölgeleri gibi Sancak’ın da kalkınması ve zenginleşmesine katkı sağlayacak bu gibi projelere Sırbistan hükümetiyle birlikte destek vermeyi sürdüreceğiz.”
Bosna Hersek’teki Demokratik Eylem Partisinin (SDA) 14 Eylül’de açıkladığı yeni yapılanma bildirisine değinen Erdoğan, şunları kaydetti:
“Esasen benzer bir bildirinin 2015 yılında da kabul edildiğini biliyoruz. Genel Başkan Bakir İzetbegoviç de bir açıklama yaparak, deklarasyondaki hedeflerin doğal olarak anayasaya uygun bir biçimde, tüm tarafları içerecek şekilde ve yasal yollarla gerçekleştirilmesinin öngörüldüğünü açıklığa kavuşturmuştur. Bosna-Hersek’teki ilgili tarafların onayını alacak adımlara bölgenin ve uluslararası toplumun destek vermesinin gerektiği aşikardır. Biz, Bosna-Hersek’te hiçbir kesimi tam memnun etmediğini bildiğimiz Dayton Antlaşması’nı, eksik yönleri bulunmasına rağmen, Bosna-Hersek için şu anda eldeki asgari uzlaşı olduğu cihetle destekliyoruz. Ancak ilgili taraflar bu antlaşmayı iyileştirmek isterlerse, bunun Birleşmiş Milletler’in (BM) gözetiminde gerçekleştirilmesi gerektiğini daha önce de belirtmiştim.”