Bu yıl Koronavirüs salgını nedeniyle FBTV ve Fenerbahçe Youtube kanalından online olarak düzenlenen Fenerbahçe Spor Kulübü geleneksel bayramlaşma töreni programına katılan başkan Ali Koç, bayram mesajlarını paylaştı.
Ali Koç’un konuşması şu şekilde:
“Fenerbahçe Televizyonu’ndaki herkese mutlu bayramlar. Öncelikle Yüksek Divan Kurulu Başkanımız Vefa Küçük’e, tüm üyelerimize, taraftarlarımıza, bizleri izleyen herkesi sevgi ve saygıyla selamlıyorum. Sporcularımızı da kucaklıyorum. Katılan, katılamayan herkesin aileleriyle beraber, güvende ve huzurda, sağlıklı olmalarını temenni ediyorum. Geleneksel bayramlaşma törenimizi fiziken yapamadık ama teknolojinin sayesinde bu şekilde bir bayramlaşma organize ediyoruz. Ümit ediyorum ki Temmuz sonu Kurban Bayramı geldiği zaman çok daha normale yakın bir ortamda oluruz. Umarım Faruk Ilgaz Tesislerimizde hep beraber kucak kucağa bayramımızı kutlarız. Bu bayramı bu şekilde kutlamamız için bu fikri veren Sayın Erol Bilecik’e, Genel Sekreterimizi Burak Kızılhan’a, Sevil Becan’a yaptıkları hazırlıklar için, tüm çalışanlarımıza teşekkür etmek istiyorum. YDK Toplantımızı da hiç yapmamaktansa bu şekilde yapmayı tercih etmiştik. Ne kadar doğru bir karar verdiğimizi de toplantının ardından bize gelen teşekkür ve tebrik mesajlarından anladık. Geleneksel Bayramlaşma Törenimizi bu şekilde yapmak istemezdik ama hiç yoktan iyi olduğunu düşünerek de böyle bir organizasyon yaptık. Fenerbahçe Televizyonu çalışanlarına da çok teşekkür etmek istiyorum. Sadece bugün değil; tüm süreç boyunca pek çok önemli günümüzü bu ortamlarda bu şekilde kutlamak zorunda kaldık. Onlar da özveriyle çalıştılar. Sokağa çıkma yasağı olduğu günlerde bile işlerine geldiler. Emeği geçen herkese, Yönetim Kurulu Üyelerimize ve çalışanlarımıza teşekkür ediyorum. İnşallah Temmuz sonu geleneksel kutlamamıza dönmüş oluruz. Bir özel günü daha Covid-19 sebebiyle alışık olmadığımız şekilde kutluyoruz. Bizler için çok önemli olan 23 Nisan, kuruluş yıl dönümü olarak kabul ettiğimiz Atamızın kulübümüzü ziyaret ettiği 3 Mayıs, 19 Mayıs ve Ramazan Bayramımızı salgın sebebiyle farklı bir ortamda farklı yöntemlerle kutladık. Bayram coşkusu alıştığımız gibi değil. Ömer Faruk’un da söylediği gibi bayramlar açısından bu inşallah ilk ve son olur. Ama bu durum yine de kutlamamızı engellemiyor. Bayramın coşkusu, ailelerle kucaklaşma, çocuk sesleri, büyüklerimizin yaptığı yemekler, kabristan ziyaretleri, el öpmeler olmuyor. Ama bu durum aynı zamanda birbirimize olan duygularımızı, sevgimizi iletmemize de engel olmuyor. Bu vesileyle; büyük ve güzel Fenerbahçe ailemizin tüm üyelerine, taraftarlarımıza, ülkemizden uzakta yaşayan, gurbette olan tüm vatandaşlarımızın mübarek Ramazan Bayramı’nı kutluyor; sağlık, huzur, mutluluk içinde daha nice bayramlar diliyorum. Değerini yeniden anladığımız duyguların bugünkü gibi taze kalacağı ve huzurlu, mutlu nice bayramlar. Hem camia olarak hem de ulus olarak nice bayramlar diliyorum. İki üç ay önce bu günleri konuşsak kimsenin aklından geçmezdi. Ocak ayında hayat normal giderken birden bire önce dünyayı sonra da ülkemizi etkileyen salgın sebebiyle son iki üç ayda hayatımız alt üst oldu. Alışık olmadığımız ortamlarda hayatı idame etmeye, işlerin devam etmesini sağlamaya çalıştık. Evlerimizde kapalı kaldığımız dönemde de pek çok farkına varamadığımız, günlük hayatın akışına kapıldığımız için unuttuğumuz bazı değerleri, duyguları yaşadık. Çoluğumuza çocuğumuzla, ailemizle daha yakın olduk. Ertelediğimiz, yapamadığımız konulara odaklandık. Önemli değerlerin kıymetini daha iyi anladık. Bu süreci dayanışma içinde geçirmeye çalıştık. Cephede hayatlarını risk ederek bizler için mücadele eden sağlık çalışanlarına ayrı bir parantez açmak istiyorum. Onlara ne kadar teşekkür etsek ne kadar şükranlarımızı iletsek az kalır. Onlar bu sürecin gerçek kahramanları. Onların arasında da vefat edenler oldu. Onlara da baş sağlığı, ailelerine de sabır dilemek istiyorum. Hayatın durmaması için de akışının mümkün olduğu kadar bu olağanüstü ortamda normale yakın olması için sağlık sektörü başta olmak üzere çalışan tüm sektörlerin emektarlarına da teşekkür ediyorum. Allah onlardan razı olsun. Bu süreçte hayatlarını kaybeden tüm vatandaşlarımıza da baş sağlığı diliyorum. Ailelerine sabır diliyorum. Hasta olan herkese de acil şifalar diliyorum.
BU SÜREÇTE HEM EVLERİNDEN ÇALIŞAN HEM DE FİZİKEN KULÜBÜMÜZE GELEN TÜM ÇALIŞANLARIMIZA DA ÖZELLİKLE TEŞEKKÜR ETMEK İSTİYORUM
Hem ülkemiz hem de kulübümüz olağanüstü bir süreçten geçti. Salgın döneminde Fenerbahçe ne yaptı? Fenerbahçe’de neler yaşandı? Bunları özetlemek istiyorum. Çok şükür ki bu süreçte çok büyük sağlık sorunu yaşamadık. Toplamda 11 çalışanımız ve sporcumuz salgından etkilendi. Çok şükür hepsi sağlıklarına kavuştu. Hiçbir vefatımız olmadı. Virüsü kapan arkadaşlarımızdan sadece birkaçı hastanede tedavi gördü. Şu an herkes sağlığına kavuştu. Gerek çalışanlarımız gerek sporcularımız arasında 500 küsur test yapıldı. Bizler bu süreci tamamen kulübü kapatmadan, işlerin bir şekilde yürüyebilmesi için de iskelet bir kadroyla dönüşümlü olarak çalışarak daha işin başında çalışanlarımızın sağlıklarını korumak, onları mümkün olduğu kadar güvende hissettirebilmek için bir çalışma düzenine geçtik. İşlerin bir şekilde yürümesi gerekiyordu. Aynı zamanda çalışanlarımızın da korunması gerekiyordu. Bu süreç içinde iyi bir iş çıkardığımızı, bir şekilde işleri yürütebildiğimizi ama aynı zamanda da sağlığın önemini, sağlık hassasiyetini unutmadan bir şeyler yapabildiğimizi düşünüyorum. Bu süreç içerisinde hem evlerinden çalışan hem de fiziken kulübümüze gelen tüm çalışanlarımıza da özellikle teşekkür etmek istiyorum. Süreci sağlık açısından iyi yönettiğimizi düşünüyorum. Sportif açıdan baktığımız zaman da bütün faaliyetlerimizi herkeste olduğu gibi durdurmak zorunda kaldık. Şu anda Futbol A Takımımız, Riva’da sezon açılmadan önceki ilk kampını yapıyor. Şu ana kadar ikişerli, dörderli gruplarla çalıştık, hafta başı ve hafta sonu olmak üzere her hafta testlerimizi olduk. Bugün de Türkiye Futbol Federasyonu’nun tesislerinde, onlara da buradan tesislerini bizlere açtıkları için teşekkür etmek istiyorum. Kampa girdik ve inşallah liglerin başlayacağı tarihe kadar hiçbir sorun da yaşamadan çalışabileceğimiz bu anormal ortamda en normal şekilde çalışmaya azami gayret gösteriyoruz. Doğal olarak futbolcularımız da kamptayken kendi ailelerini düşünüyorlar, çoluğunu çocuğunu düşünüyorlar, onların yanlarında olmak istiyorlar. Onlar için de bir fedakarlık süreci. Ama artık bir şekilde normale dönmek için adımlarımızı atmamız gerekiyor. Amatör şubelerdeyse son bir haftadır yavaş yavaş kademeli olarak çalışmalarımıza, antrenmanlarımıza başlıyoruz. Sporcularımız test oldular. Çok şükür orada da bir sıkıntı yaşamadık. Ve Fenerbahçe Spor Kulübü, sportif faaliyetlerine yüzde yüz olmasa da yüzde yüze yakın bir şekilde başlamıştır. Bu süreç, birlik ve beraberliğin, dayanışma ruhunun, vicdanlı olmanın, konuyu komşuyu eşi dostu desteklemenin ne kadar önemli olduğun bize gösteren bir süreç oldu. Bizler bir çalışma yaptık; sokağa çıkma yasağının geleceğini düşünerek önce çalışanlarımıza nasıl bir destek oluruz diye bir program belirlerken Getir firmasıyla bir toplantı yaptık. Onların imkanlarını görünce fikrimizi geliştirdik. Önce 65 yaş üstü Kongre üyelerimize ve kombine sahiplerine bir nebze de olsa, ‘sizleri unutmadık, yanınızdayız, sizler her zaman bizim yanımızdasınız ama bizler de bu kötü günlerde sizin yanınızdayız’ diyebilmek için bir destek koli kampanyası yaptık. Getir firması burada bize çok büyük destek verdi, onlara da bir kez daha teşekkür etmek istiyorum. Çalışanlarımıza ve 65 yaş üstü Üye ile kombine sahiplerine yaptığımız bu desteği çok gönül isterdi ki herkese yapabilseydik ama imkanlarımız bunlarla sınırlıydı. Buradan da çok pozitif, duygu dolu geri bildirimler aldık. Onlar bizi fazlasıyla memnun etti. Bununla beraber futbolcularımız sürecin en başında Kaptanımız Emre Belözoğlu’nun önderliğinde, liderliğinde para topladılar. Bu parayla ne yapabiliriz diye düşündükleri zaman zaten Getir ile yaptığımız toplantılarda da meydana çıktı ki biz, 33 bin kolilik ihtiyaç sahibi ailelere Valiliğimizin desteğiyle bir kampanyanın parçası olmaya karar verdik. Onlara futbolcularımıza göstermiş oldukları özel hassasiyet ve inisiyatif kullandıkları için de bir kez daha buradan teşekkür etmek istiyorum. Valiliğimizin yaptığı kampanyada bizim sıramız yanılmıyorsam önümüzdeki hafta veya sonrasında gelecek ve Fenerbahçe Spor Kulübü’nün daha doğrusu futbolcularının sağlamış olduğu destek önümüzdeki günlerde ihtiyaç sahibi ailelere ulaştırılacaktır. Dolayısıyla inanıyorum ki Fenerbahçe Spor Kulübü olarak bu zor süreçte, olağanüstü günlerde kendi değerlerimize ve ilkelerimize yakışacak bir şekilde, imkanlarımız çerçevesinde elimizden geldiği kadar bir şeyler yapmaya çalıştık. Bunun da memnuniyetini aldığımız geri bildirimlerden yaşıyoruz. İnşallah bu zor günler geride kalacak, tabii ki er ya da geç geride kalacak. Arkasından bir tahribat bırakacak. Bıraktığı tahribatlardan bir tanesi de hem genel ekonomi hem de spor ekonomisinde olacak. Sayın Turgut Gür, az önce Türk sporunun finansal sorunlarından bahsetti, onların nasıl aşılması gerektiği ile ilgili öneriler verdi. Ben de kendisine katılıyorum. Aslında yapılabilecek çok şey var. Bardağı yarı dolu görüp uzun vadeli düşünüp el ele verip zaten içinde bulunduğumuz finansal durumlar salgın sonrası daha da kötüye gideceği için acilen uzun vadeli, gerçekçi, sürdürülebilir ve uygulanabilir tedbirler almamız gerekiyor. Spor ekonomisi açısından, bildiğiniz üzere dün de EuroLeague iptal edildi, spor ekonomisi açısından benim düşüncem esas olumsuz etkilerini önümüzdeki sezon göreceğiz. Yani ne demek istiyorum; önümüzdeki sezon sponsorların durumu ne olacak henüz emin değiliz. Muhtelif sponsorlar zaten şimdiden önümüzdeki sezon için kapımızı çalmaya başladılar. Ne kadar kombine satabileceğiz emin değiliz, günlük maç biletlerinden ne kadar satacağız emin değiliz. Maçlar ne zaman seyircili oynanacak bilmiyoruz. Zaten bu süreçte beklemediğimiz bir şekilde desteğini veya ödemelerini kesen yayıncı kuruluş önümüzdeki sezon için yeni sıkıntılar, yeni pazarlık maddeleri gündeme getirecek onu da bilmiyoruz. Dolayısıyla spor ekonomisi, ülkenin genel ekonomisinin etkilendiği gibi ister istemez etkilenecek. Bunların da sonuçlarını, neticelerini ve etkilerini yaşayarak göreceğiz.
‘ÇORBADA TUZU OLSUN’ MANTIĞININ ÖNÜMÜZDEKİ YILLARDA DA DEVAM ETMESİ GEREKECEK
Fenerbahçe taraftarına, camiasına sesleniyorum; hepimiz zor günler geçiriyoruz ama hiç olmadığı kadar kenetlenmeye, birlik, beraberliğe ve kulübümüzün arkasında durmaya ihtiyacımız olan bir dönemdeyiz. Zaten bugüne kadar camiamız elinden gelen her türlü desteği verdi; gerek kombine satışları olsun gerek forma satışları olsun gerek Fener Ol kampanyasına yapılan destekler olsun. Ancak bu şekilde gemiyi yüzdürebildik. ‘Neden gemiyi bu şekilde yüzdürebildik’ diyoruz? Çünkü bizim gelirlerimizin yüzde 80’i kulübümüzün kasasına uğramadan direkt bankalara gidiyor. O yüzden gemiyi yüzdürmek kolay değil. Şu an birinci öncelik gemiyi yüzdürüp limana getirebilmek. İkinci öncelik ise finansal yol haritasına bu borçları indirebilmek. Ne yazık ki indirebilme kısmında çok fazla mesafe kat edemedik. İlerleyen günlerde bununla ilgili açıklamalarımız olacak. Aşağı yukarı 40-50 milyon dolarlık bir borç indirdik, yeni borç üstümüze almadık ama daha gidecek çok yolumuz var. Ve ‘çorbada tuzu olsun’ mantığını daha önümüzdeki yıllarda devam etmesi gerekecektir.
ŞU AŞAMADA EN DOĞRU KARARIN OYNAMAK OLDUĞU GÖZÜKÜYOR
Sportif açıdan baktığım zaman voleybol, basketbol iptal edildi. Olimpiyatlar önümüzdeki seneye ertelendi ve pek çok branşta turnuvalar, müsabakalar ya tamamen iptal edildi ya da ertelendi. Geriye bir futbol kaldı. Futbol için federasyonumuzun verdiği karar çok zor bir karar. Yurt dışında da bununla ilgili pek çok tartışmalar var. Ülkeden ülkeye değişik uygulamalar var. Ama futbolu bir şekilde devam ettirmek, bir şekilde sezonu tamamlamaya çalışmak çok önemli. Futboldaki iptal etkisi hem ekonomik açıdan hem şampiyonları, Avrupa’ya gidecekleri ve ligden düşecekleri belirleme açısından diğer branşlardaki gibi olmayacaktır, çok kolay bir karar değil. Kaotik bir ortam. Dolayısıyla şu aşamada en doğru kararın oynamak olduğu gözüküyor. Benim şahsi düşüncem Süper Lig ve bir alt ligin oynanması ve geri kalan liglerin oynanması için zorlanmaması. Zaman gösterecek ama kulüpler tek tek testlerini oluyorlar, idmanlara dönüyorlar. 12 Haziran ve temmuz sonu arasında inşallah ligimizi bir şekilde sonuçlandırabiliriz. Tabii ki her şey spor ekonomisi değil, her şey şampiyonu belirleme değil. Sağlık her şeyden önemli. Ben inanıyorum ki doğru önlemleri aldığımız takdirde ve devletimizin önderliğinde bu işi bir şekilde hep beraber omuz omuza vererek gerçekleştirebiliriz.
GÜCÜMÜZÜ VE DAYANIŞMA RUHUNU BAŞKALARININ İHTİYAÇLARINI SAĞLAMAK, GİDERMEK İÇİN KULLANMAMIZ ASLINDA FENERBAHÇE’NİN FARKINI GÖSTERİYOR
Ülke açısından bakarsak, ülkemiz çok zor bir süreçten geçiyor. Zaten sıkıntılı bir dönemden geçiyorduk bazı iç sebepler ve bazı bizim dışımızda olan coğrafi ve global sebeplerden dolayı. Ama bu süreç içinde demin de ifade ettiğim gibi ülkemiz çok iyi bir performans sergiledi bilhassa işin sağlık konusunu yönetme açısından. Dayanışma ruhu, destekleme ruhu, birlik ve beraberlik, insani değerler, vicdanlı olma, birbirimize omuz verme konusunda iyi bir sınav verdiğimize inanıyorum. Ülkemizin kutuplaştığı şu ortamda çok ihtiyacımız olan bir değerler zincirine Türk milleti olarak imza attık, gerçekleştirdik. Gönül ister ki bu da devam etsin. Diğer ülkelere baktığımız zaman bu sağlık sürecini iyi yönettiğimizi, özellikle Sağlık Bakanımızın göstermiş olduğu liderlik, televizyonlarda bizleri bilgilendirmesi, tane tane herkesin anlayacağı bir dilde anlatması, bizleri sakinleştirmesi ve umut vermesi bence çok güzel bir liderlik örneği oldu. Sağlık çalışanlarımız, hastanelerimiz, sağlık altyapımız ve yapılan yatırımların ne kadar önemli olduğunu bu sağlık süreci içerisinde yaşadık. Büyük resme baktığımız zaman hem devlet olarak hem ülke olarak hem millet olarak iyi bir imtihan verdik. Ama rehavete kapılmamak lazım. Tabii ki her şey bitmedi. Risk ne kadar kontrol altında görülse de tamamen yok olana kadar bu süreç devam edecek. Bizlerin de vatandaşlar olarak devletimizin, sağlık çalışanlarının hayatını, işlerini zorlaştırmadan kolaylaştırabilecek her türlü yapılan uyarıya uymamız gerektiğini düşünüyorum. Büyük resimde ülke olarak böyle böyle yaptığımızı görüyoruz. İşin sağlık tarafı var tabii bir de bu salgının ekonomik boyutu var. Ekonomik boyutunda nelerle karşılaşacağımızı ilerleyen aylarda daha iyi göreceğiz. İnşallah sağlıkta sergilediğimiz performansı ekonomik tarafta da sergileriz. Ekonomik olumsuz etkileri önümüzdeki aylarda gerek ülke ekonomisinde gerekse az önce de ifade ettiğim gibi futbol ekonomisinde, futbol ekonomisinde çok daha belirginleşecek. İnşallah o süreci de minimum tahribatla atlatırız. En kısa zamanda da normal hayatımıza ulusça, ülkece, Dünya olarak döneriz. Ben herkese çok çok teşekkür etmek istiyorum. Bu programı organize edenlere, katılanlara, gerek Kongre üyelerimize, gerek derneklerden katılanlara, gerek çalışanlarımıza, bizi izleyen taraftarlarımıza çok çok teşekkür etmek istiyorum. Bir de özellikle bazı derneklerimiz ve taraftar gruplarımız hem yurt içinde hem yurt dışında Fenerbahçe’nin de çok önem verdiği sosyal sorumluluk bilinciyle hareket edip kendi imkanları çerçevesinde, kendi bulundukları bölgelerde çok büyük çalışmalar, yardımlar sağlamışlardır. Bu gibi süreçlerde herkesin çorbada tuzu olmalıdır. Damlaya damlaya göl olur misali taraftarlarımız çok örnek çalışmalar yapmışlardır. Bildiklerimizin hepsine de tek tek mektuplar yazıp teşekkür ettim. Fenerbahçe’nin çok önemli bir sivil toplum kuruluşu olduğunu, Türkiye’nin en önemli, en büyük sivil toplum kuruluşlarından biri olduğunu bu gücümüzü, bu dayanışma ruhunu başkalarının ihtiyaçlarını sağlamak, gidermek için kullanmamız aslında Fenerbahçe’nin farkını gösteriyor. Çok örnek çalışmalar yapıldı. Onlara da ayrı ayrı teşekkür etmek istiyorum. İşte bu süreç bize insanlığın ne kadar önemli olduğunu, dayanışmanın ne kadar önemli olduğunu, iyiliğin ne kadar önemli olduğunu gösterdi. Ümit ediyorum ki ve diliyorum ki sadece olağanüstü dönemlerde değil, ülkemizin zaten DNA’sında olan kardeşliğimize, insanlığımıza olan değerlerin, bu duyguların, bu hislerin kalıcı olması. Çünkü son dönemlerde bir nebze erezyona uğradığını söylemek abartmak olmaz. İnşallah Türk insanında olan bu değerleri fazlasıyla günlük hayatımızın içerisine sokup küçüklüğümüzden beri bize büyüklerimizin öğrettiği bu duyguları, hisleri daha fazla yaşatabiliriz, geliştirebiliriz. Küçüklerimize örnek olarak öğretebiliriz. Çünkü bir ulusun, bir ülkenin en önemli güçlerinden bir tanesi de birlik ve beraberliğidir, birbirine olan inancıdır. Hangi şehirden gelirseniz gelin, hangi takımı tutarsanız tutun, hangi değerlere inanırsanız inanın önemli olan asgari müşterekte buluşabilmek, bir ve beraber olabilmektir. Biz Fenerbahçe olarak, ben Fenerbahçe Spor Kulübü Başkanı olarak bunları mümkün olduğu kadar kendi faaliyet alanımızda göstermeye çalışıyoruz. Her zaman söylediğimiz gibi sahada kora kor rekabet olacak ama saha dışında kulüpler dayanışmalı. Ortak çıkarlarımız, ortak sorunlarımızda bir ve beraber olabilmeli. Bizler elimizden geldiği kadar bu yönde hareket etmeye çalışıyoruz. Tabii ki süreç içerisinde hatalarımız da olabiliyordur ama tüm kulüpler olarak bu şekilde davranmaya öncelik gösterirsek inanıyorum ki sadece Türk sporuna değil, Türk halkına, ülkemize çok büyük katkılarımız olacaktır.
Büyüklerimi saygıyla selamlıyorum, ellerinden öpüyorum. Küçüklerimi sevgiyle kucaklıyorum. Ülkemize sağlık, huzur, neşe, mutluluk içinde daha nice hem dini hem ulusal bayramları kutlamayı temenni ediyorum. Sizlere de programı gerçekleştirdiğiniz için çok teşekkür ederim. İnşallah temmuz sonunda Kurban Bayramımızı birbirimizi kucaklayarak kutlarız.