Bakan Çavuşoğlu’nun açıklamaları şöyle:
Bugün önce baş başa daha sonra heyetlerimizle beraber çok verimli toplantılar gerçekleştirdik. Gerek ikili ilişkileri, gerek AB ilişkileri gerekse bölgesel konuları ele alma fırsatımız oldu. İkili ilişkilerimiz pandemiye rağmen geriye gitmedi. Salgına rağmen ticaret hacmi 38 milyar dolar oldu. Önümüzdeki süreçte ikili diyalog mekanizmalarımızı canlandırma konularında mutabık kaldık.
Ve özellikle değişik alanlardaki işbirliğimizi güçlendirmek için birlikte çalışmaya devam edeceğiz. Avrupa’da yabancı ve İslam düşmanlığı Almanya’da yaşayan Türk toplumunu da olumsuz etkiledi. Güvenli turizm konusunda vardığımız mutabakat herkese örnek olmaya başladı.
Biz bugün Kültür ve Turizm Bakanımızdan da aldığımız bilgilerle geleceğe yönelik aşılama süreci, bizim iki milyon aşı yapma kapasitemiz var. İleriki süreçte aşılama çalışmamızı devam ettirirken, güvenli turizmi daha da yürüteceğiz. Türkiye – AB ilişkilerinde pozitif atmosfer var.
Vize serbestisi hayata geçebilir, bu bir sözdür. Terörle mücadele daha somut adımlar atabiliriz. Yine kaçak göçle mücadelede yine olumlu adımlar atabiliriz. Ve bu olumlu adımları biz de Türkiye olarak görmek istiyoruz. Suriye’deki son gelişmelerle ilgili Maas’a bilgi verdim.
Şimdi çok önemli bir fırsat var, bunun heba edilmemesi gerekiyor. Bu konuda Ermenistan’ın da cesaretlendirilmesi gerekiyor. Filistin – İsrail meselesini de konuştuk.
Almanya Dışişleri Bakanı Heiko Maas ise şu açıklamalarda bulundu:
Son dönemde çok sayıda pozitif sinyal olduğu için bu seyahati gerçekleştirmek istedik. Sık sık bir araya geliyoruz. Burada olmaktan çok mutluyum.
Elbette son yılın Türkiye ile AB arasındaki olaylar bazı izler bıraktı. Ve zor tartışmalarımız oldu Doğu Akdeniz konusunda örneğin… Müttefiklerin savaş gemileri karşı karşıya geldi. Bu tip olayları artık yaşamak istemiyoruz. Bu nedenle bu olumlu sinyallere eşlik etmek bizim için önemli.
Barbaros gemisinin Kıbrıs açıklarından çekilmesi de olumlu bir sinyal olarak olumlu tepki uyandırdı tüm taraflar tarafından…
Sevgili Mevlüt, bu tür doğrudan görüşmelerle birlikte 2016 yılında kararlaştırılan yeniden diplomasi yoluna girilmesi çok olumlu. Her iki tarafın da bu görüşmeleri pragmatik bir şekilde somut bir şekilde sürdürmesi olumlu sonuçlar ve engellerin kaldırılacağını düşünüyorum.
Tabi tartışmalı konuları da ele aldık. Fakat çözümsüz değil. Bu alanda birçok mekanizma var. Devletler hukukunun sunduğu mekanizmalar var. Böylece adil çözüme kavuşulabilir bu alanda.
Türkiye – AB arasındaki ilişkiler geçen yıl aslında çok memnuniyet verici değildi. Bir Alman Dışişleri Bakanı memnun olamaz, çünkü ülkelerimiz yakın bağlara sahip. Hep geriye bakıldı, artık ileriye bakmalıyız.
Biz Alman hükümeti olarak Türkiye’nin örneğin çok sayıda mülteciyi kabul ederek başarı sağladığını görebiliyoruz. İstanbul’daki sayın Şansölye’nin son ziyareti sırasında bizim bu konudaki örneğin yarı kalıcı mülteci barınakları konusundaki katkımız ele alınmıştı.
Ayrıntılar geliyor…