Esenyurt’ta polis merkezindeki mevte ait davanın görülmesine devam edildi
İSTANBUL Esenyurt’ta polis merkezinde bir şirketin güvenlik müdürü Birol Yıldırım’ın vefatına ait davanın görülmesine devam edildi. Duruşmada beyanda bulunan maktul Birol Yıldırım’ın annesi Meliha Yıldırım “Çocuğumun ölüsüne tekme atılmış” dedi.
Esenyurt’ta 6 Haziran 2021’de bir şirketin güvenlik müdürü Birol Yıldırım gözaltına alınan çalışanlarının gerisinden gittiği polis merkezinde hayatını kaybetmişti. Olaya ait hazırlanan iddianamede, ortalarında komiser yardımcısının da olduğu 12 polis hakkında 12 yıla kadar değişen oranlarda mahpus cezası talep edilmişti. Olaya ait davanın duruşmasının görülmesine devam edildi.
Bakırköy 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmada, tutuklu sanık polis İ.A.S. Ses ve İmaj Bilişim Sistemi ile bağlandı. Duruşmaya, 9 tutuksuz sanık ile müştekiler ve tarafların avukatları da hazır bulundu.
Duruşmada şahit olarak dinlenen Atilla Volkan, 112 teknisyeni olarak çalıştığını belirterek, olay günü ihbar düştükten 5 dakika sonra olay yerine gittiklerini, şahsın yerde yüzüstü yattığını, yerlerin ıslak olduğunu anlatarak “Şahsın göğüs kısmı da ıslaktı. Herhalde bayıldı, ayıltmaya çalıştılar diye düşündüm. Sonra şahsı yüzüstü çevirdik. EKG çektik. Çizgi düzdü. Ölmüştü. Bedeninde darp izi görmedim. Morarmalar başlamıştı. Morarma karnından başlamıştı. Hadise bize baygınlık olarak geldi. Maktulün yüzünde kan yoktu. Kulak göğsünün orasında kan lekesi üzere bir şey gördüm. Bedeninde öteki bir şey görmedim” dedi.
Polis memuru olan şahit A.K ise olayın yaşandığı gün polis memuru darp edildiğine dair anons geldiğini, yardımcı grup olarak misyon yaptığını ve öncesinde karakola sonrasında olay yerine geçtiklerini söyledi. Kelam alan maktulün oğlu müşteki Alihan Uysal da şahit beyanına ait “Ben bu adamı babamı döverken gördüm. Gayrettepe’de teşhis edemediğimiz şahıs buydu. 3-4 şahsı teşhis edemedik. O bireylerden birisi kendisidir” dedi.
Şahit B.E.Y, olay tarihinde karakolda misyona yeni başladığını, dışarıdan sesler duyduğunu ve olayın müştekilerinin de orada bulunduğunu aktararak “Komiser İsmail A.S, Birol Yıldırım’ı mutfağa götürdü. Birol Yıldırım, Alihan Uysal ve Barış Uysal’ın duvara dönük halde kelepçeli üst aramaları yapılıyordu. Birkaç kere girip çıktım. Öteki da bir şey görmedim. Birol Yıldırım öldüğünün bilgisi verildiğinde, telsiz odasındaydım. 112 geldi, Birol Yıldırımın öldüğünü söyledi” biçiminde konuştu.
Kelam verilen maktul Birol Yıldırım’ın annesi müşteki Meliha Yıldırım ise, “Çocuğumun ölüsüne tekme atılmış. O bireyden davacıyım. Çocuğumun eşyalarını istiyorum” dedi.
Tutuklu sanık İsmail A.S, doğal yollarla vefat etmiş birinin vefatının üstüne yıkılmaya çalışıldığını söz ederek, “Toplamda 4 dakika kaldığım odada, görev ifa ettiğim için ağırlaştırılmış müebbet ile yargılanıyorum. Bende oluşturan baskı ve gerilimle kalp krizi geçirsem hesabı kime sorulacak? Biz azapla yargılanıyoruz. Fiske vurmadığımız, dokunmadığımız bir şahıstı. Allah rahmet eylesin. İşkenceyi katiyen kabul etmiyorum” dedi.
Mahkeme heyeti, tutuklu sanık İsmail A.S’nin oy çokluğuyla tutukluluk halinin devamına karar vererek, eksikliklerin giderilmesi için duruşmayı erteledi.
İddianameden
Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, 5 Haziran’da Birol Yıldırım’ın güvenlik amiri olarak misyon yaptığı Esenyurt’taki bir sitede, site esnafı ile güvenlik vazifelileri ortasında tartışma çıktığı, güvenlik vazifelileri Barış Uysal ve Alihan Uysal’ın polisler tarafından sözleri alınmak üzere Esenyurt Polis Merkez Amirliği’ne getirildikleri anlatılmıştı. İddianamede Birol Yıldırım’ın güvenlik vazifelileri hakkında bilgi almak için polis merkezine gittiği açıklanmıştı. Karakol önünde site esnafı ile tartışan Yıldırım’ın binaya alınmak istenirken direndiği ve bir müddet sonra karakolun mutfak kısmına alındığı da iddianamede belirtilmişti. Hazırlanan iddianamede beyanlarına yer verilen güvenlik vazifelileri Barış Uysal ve Alihan Uysal, mutfakta olduklarını, polis memurlarının Birol Yıldırım’ı darp ettiğini ve Yıldırım’ın bu esnada “Ben kalp hastasıyım kalbimde stent var” dediği halde polislerin darp etmeye devam ettiğini anlatmıştı. Öte yandan güvenlik vazifelileri, kendilerinin ve Birol Yıldırım’ın su ile ıslatıldığını da sav etmişti. Birol Yıldırım 6 Haziran günü tutulduğu mutfakta kötüleşerek hayatını kaybetmişti. İsimli Tıp Kurumu hazırladığı raporda Yıldırım’da mevt meydana getirir travmatik bulgu tespit edilemediğini, vefatının kalp damar hastalığı sonucu meydana gelmiş olduğunu belirtmişti. Polisler ise tabirinde vefata sebebiyet verecek rastgele bir müdahalede bulunmadıklarını savunmuşlardı. İddianamede, komiser yardımcısı İsmail S.’nin bedenine acı verecek nitelikte darp aksiyonunda bulunarak, Yıldırım’ın ölmesinde kusurlu bulunduğu tarafında kuşku oluştuğu aktarılmıştı. Komiser yardımcısı İsmail S. ve başka polisler İsmail G., Muhammet Ş., Muhammed K., Bilal K. ve Erdoğan K.’nin ‘bilinçli taksirle vefata sebebiyet vermek’ ve ‘kasten yaralama’ hatalarından 12’şer yıla kadar mahpusla cezalandırılmaları talep edilmişti. Öbür 6 kişinin ise ‘kamu görevlisinin sahip bulunduğu nüfusu berbata kullanmak suretiyle taammüden yaralama’ hatasından 4 yıl 6’şar aya kadar mahpusu istenmişti. Dava Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülmeye başlanırken, misyonsuzluk ile Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderilmişti.
