Beasley, BM Güvenlik Konseyi’ni video konferans yoluyla savaşlar ve silahlı çatışmaların neden olduğu açlığın siviller üzerindeki etkisi hakkında bilgilendirdi.
Kovid-19 salgını başlamadan önce, 2020’de 2. Dünya Savaşı’ndan bu yana en kötü insani krizin yaşanacağı konusunda uyarıda bulunduklarını belirten Beasley, “Şu an sadece Kovid-19 salgınıyla değil aynı zamanda açlık salgınıyla karşı karşıyayız.” ifadesini kullandı.
Beasley, Yemen, Suriye ve Güney Sudan’daki savaşların yanı sıra Doğu Afrika’daki çekirge istilası, doğal afetler ve iklim değişikliğinin yarattığı sonuçlara dikkati çekerek, “Bugün Kovid-19 yüzünden sadece küresel bir sağlık pandemisi değil ayrıca küresel insani bir felaketle karşı karşıyayız.” diye konuştu.
Savaş bölgelerindeki milyonlarca kişinin her geçen gün kıtlığın eşiğine sürüklendiğinin altını çizen Beasley, “821 milyon kişi her gece yatağa aç giriyor ve kronik açlık çekiyor.” dedi.
Beasley, bugün yayımlanan Küresel Gıda Krizi raporundaki verileri de hatırlattı.
Yaklaşık 135 milyon kişinin açlık riskiyle karşı karşıya kalabileceğini aktaran Beasley, Kovid-19 nedeniyle bu rakama 130 milyonun daha eklenebileceğini ve toplam sayının 265 milyona çıkabileceğini vurguladı.
Beasley, en kötü senaryoya göre yaklaşık 36 ülkede kıtlık görülebileceğini ve 10 ülkede birer milyon kişinin hali hazırda açlığın pençesinde olduğunu dile getirdi.
Salgının, ekonomi ve sağlık imkanları göz önünde bulundurulduğunda en fazla Afrika ve Orta Doğu için endişe verici sonuçlar doğurabileceğine işaret eden Beasley, bu noktada küresel bir ateşkese ihtiyaç duyulduğunun altını çizdi.
Beasley, şunları kaydetti:
“Henüz kıtlık yok ama sizi uyarmam gerek. Eğer şimdi hazırlanmaz ve harekete geçmezsek ticaretteki aksamaları ve fon kesintilerini önleyemezsek sadece birkaç ay içinde birden fazla devasa kıtlıklarla karşı karşıya kalabiliriz. Atacağımız adımlar sürdürülebilir gıda sistemleri ve barışçıl toplumlar oluşturup oluşturamayacağımızı belirleyecek. Zaman bizden yana değil, akıllı ve hızlı hareket etmek zorundayız.”