“Rangers maçından sonraki sözleri ile Kasımpaşa’da son 5 dakikada sahayı terk etmesini birlikte okuduğunuzda, Terim’in bu kadrodan yakındığı çok ortada. Yorgunluk falan bahane. Yetersiz olduğuna inandığı bir kadroyla mücadele veriyor.”
1- Fenerbahçe, ‘harcama limitleri nedeniyle transfer yapamayacak’ derken, 18 futbolcu birden aldı. Birincisi; bu kadar transfer şart mıydı? İkincisi; takımdaki eksikler kapandı mı?
2- Galatasaray Avrupa’dan elendikten 3 gün sonra ligdeki ilk yenilgisini de aldı. Bu düşüşün sebebi yorgunluk mudur? Yoksa bir kadro sorunu da var mı?
3- Beşiktaş’ın Trabzon galibiyetinden sonra işleri yolunda gitmiyor. G.Birliği önünde de kısır bir futbol vardı. Sergen Yalçın bu kadroyla bir çıkış rotası üretebilir mi?
4- Trabzonspor, Gaziantep önünde uzatmalardaki penaltıyla puan yitirdi. Geçen sezonun ikincisinin henüz tek galibiyeti var. Newton’un performansı yeterli mi?
5- Süper Lig’de dikkat çekici konulardan biri ilk 4 haftada gol ortalamasının 2’yi zorlukla geçmesi. Bu hafta bolca 0-0 ve 1-0 var. Sizce problem nerede?
6- Avrupa’da da tatsız bir hafta yaşadık, temsilci sayımız ikiye düştü. Başakşehir zor bir kura çekerken, Sivas’ın grubu nispeten umut veriyor. Beklentiniz nedir?
MEHMET ASLAN
GEÇMİŞİN TÜM YÜKÜNDEN KURTULDU
1- Fenerbahçe, eskiyi, başarısız dönemi hatırlatacak ne varsa tüm bu duygu ve yüklerden kurtulmalıydı. Bunun yolu da geçmiş dönemde yapı
lan transfer hatalarından arınmaktan geçiyordu. Yani sorunun yanıtı şu: Fenerbahçe çok akıllı ve doğru isimlerle doğru adımlar attı. Ve atmaya da devam ediyor. Yeni sezonda hiç Ali Koç’un rol aldığı bir sahne görüyor musunuz? O da olması gereken yere; arka plana oturdu. Sadece transferlerde doğru adımlar atılmadı, taşlar da yerine oturdu Fenerbahçe’de. Kazanmaya da devam ediyorlar. Kazandıkça da, kendilerine olan güvenleri artacak.
TERiM VE YALÇIN’IN DRAMINI iZLiYORUZ
2- Fatih Terim’in Kasımpaşa maçını son 5 dakikada terk etmesi, sadece saha içine değil, yönetime verilen en sert mesaj. Rangers maçından sonraki ifadeleri ile bu davranışı birlikte okuduğunuzda Terim’in bu kadrodan yakındığı çok ortada. Yorgunluk falan bahane. Eski, yıpranmış ve yaşlı oyunculardan kurulu bir kadro. Doğrusunu söyleyeyim; bu sezon iki hocanın dramına tanıklık ediyoruz. Sergen Yalçın ve Fatih Terim. Yetersiz olduğuna inandıkları bir kadro ile mücadele veriyorlar sahada.
KLOPP BiLE BU TAKIMLA BAŞARILI OLAMAZ
3- Değil Sergen Yalçın, Jürgen Klopp olsanız şansınız yok bu kadroyla. Bunun farkında herkes. En başta da Sergen Yalçın. Sürekli aynı şeyleri yaparak farklı sonuçlar almayı denemek sadece bize özgü bir davranış modeli. Mali sıkıntı içindeki takımlar için bir seçenek vardır; uzun vadeli plan yapmak. Abdullah Avcı bu modelin teknik adamıydı. Beşiktaş buna “Hayır” dedi, Sergen Yalçın’ı tercih etti. O zaman ona da haksızlık etmeden, ona uygun bir kadro verilmeliydi.
TRABZON’UN SAKiNLiĞE iHTiYACI VAR
4- Trabzonspor için değil, tüm teknik adamlar ve takımlar için kesin yargılara varmak için erken. Galatasaray için “Yaşlı” diyoruz. Bu bir tespit. Ama yaşlı bir kadronun başarılı olmaması için bir neden de yok. Bu, Trabzon için de geçerli. İlk haftalarda kaçan 3-5 puanın çok önemi yok, doğru adımları atıp, özeleştiri yapabiliyorsanız eğer. Trabzonspor’un başarısı için önce sakinliğe ihtiyacı var.
KAYBETMESiN YETER!
5- Problem özgürlükte. Her teknik adam ve yönetim kendini başarılı sonuçlar almaya mahkûm hissediyor. En küçük bir başarısızlığı kaldıracak liderlik sergileyemiyorlar. Ve her kaybı başka bir kuruma havale ediyorlar. Peki haksızlar mı? Bu futbol ikliminde haksız değiller. “Kaybetsek bile takımıma güzel futbol oynatmalıyım” diyen teknik direktörün işini kaybetmeme riski yok mu? O zaman niye kazanmaya oynasın ki? Kaybetmesin yeter.
BEKLENTiM SIFIR
6- Bu konuda net ve açık olacağım; Beklentim sıfır. Ben başarılı bir performans beklemiyorum. Belki Sivasspor. O da düşük bir ihtimal. Yanılmam dileğiyle…
UĞUR MELEKE
SAMATTA, NAZIM, MERT İYİ YATIRIM
1- Fenerbahçe’de iki yıldır uygulanan transfer politikası ekseriyetle başarısız. Josef de Souza, Giuliano ve Eljif Elmas’ın satışlarından gelen yaklaşık 40 milyon Euro verimli kullanılamadı, bu haftaki Karagümrük maçının ilk 11’inde sadece 3 eskinin (Altay Bayındır, Luiz Gustavo ve Ozan Tufan’ın) olması da bunun net bir ispatı. O yüzden yapılan transfer sayısı bir hayli yüksek. Samatta, Nazım Sangare, Mert Hakan Yandaş, Mame Thiam gibi 26-27 yaş aralığındaki transferler bence gayet iyi ve doğru yatırımlar. Papiss Cisse, Jose Sosa, Gökhan Gönül gibi 35’liklerse belli ki ivedilikle şampiyon olabilmek için alındı. Önceki 2 sezonla kıyaslarsak, bence iki-üç kat daha başarılı bir şekilde geçirdiler bu transfer dönemini.
YORGUNLUK TEK NEDEN DEĞiL
2- Yorgunluk var elbette. 3 hafta üst üste perşembe-pazar oynadılar. Başakşehir’e karşı 75’e kadar skor 1-0’dı ve hâlâ savaşıyorlardı. Hajduk’u ancak 75’te çözebildiler. F.Bahçe’yle 90 dakika savaştılar. Glasgow’da geriden gelmek için ekstra efor sarf ettiler. Nihayet Kasımpaşa önünde yetersizlik açığa çıktı. Yorgunluğun dozunun yüksek olması, takımın yaşlı olmasıyla da ilgili.
SADECE ABOUBAKAR
3- Geçen sezonun ideal 11’inden 6 oyuncu kaybedildi. Alanya’nın değerli stoperi Caulker’dı, Beşiktaş Welinton’u aldı. Gökhan Malatya’da bile direkt oynamıyordu. İki sezondur çeşitli sebeplerle doğru düzgün maça çıkmamış Aboubakar dışında fark yaratabilen bir adam yok Beşiktaş’ta. 21 günlük ara elbette bir fırsat ama Beşiktaş’ın kadro kalitesi gerçekten sıkıntılı.
ABDULKADiR’LER iYi OLURSA…
4- İdeal kadrosundan en fazla kayıp yaşayan takımlardan biri de Trabzon. Ülkenin en iyi oyuncusu Sörloth’u, geçen sezon ligde rakip yarı alanda pas istatistiğinin lideri olan Sosa’yı kaybettiler. As sol bek gitti, as sağ bek de bu haftaya kadar sakattı. Bu çapta bir reorganizasyonun zaman alması normal. Afobe ve Baker takıma katıldı, işin rengi bir miktar değişti gibi. Ama daha güzel renkler için formda bir Abdülkadir Ömür, özgüvenini tekrar yakalamış bir Abdülkadir Parmak lazım.
EN ÖNEMLi AÇMAZIMIZ TEKNiK ADAMLAR
5- Oyuncu kalitesinin gerilemesi oyun standardını düşürdü. Yeni nesil taraftar profilinin dünyayı tuttuğu takımdan ibaret zannetmesi, hakemleri feci bir baskı altına sokuyor. Onlar da iyi oyuna katkı yapamıyorlar. Ama en önemli açmazımız bence teknik adam kalitesi. Neredeyse hepsi birbirlerine benziyorlar, aynı şeyi düşlüyor, aynı yöntemle sonuca gideceklerine inanıyorlar. Herkes 4-2-3-1 oynuyor, herkes savaşıyor, herkes mücadelenin, kavganın sonuç getireceğine inanıyor. Kimse iyi oynamak, sahaya akıl ve kalite koymak, farklı olmak istemiyor. Amaç sadece yenilmemek. O hafta berabere kaldın mı, 7 gün mutlusun. Hepsi bu.
PSG iLE OYNAMAK ZULÜM DEĞiL, BAYRAM OLMALI
6- Ligin düşen standardı, Avrupa performansımızı da etkiliyor. 2000’lerin başında lig yükselince Avrupa’daki performansımız da artmıştı. O günlerde Denizli ve G.Birliği’nin başarıları tesadüf değil. Aynen bugünkü başarısızlığın tesadüf olmadığı gibi. Başakşehir zor bir kura çekti ama bir futbolcu için PSG ve ManU ile oynamak zulüm değil, bayram olmalı. Sivas’ın grubu nispeten avantajlı. Çalımbay’ın Denizlispor’la yaptıklarını tekrarlamak istediğini biliyorum.
GÜNTEKİN ONAY
KADRO GENİŞLİĞİ DEĞİL ŞİŞKİNLİK SÖZ KONUSU
1- F.Bahçe 18 futbolcu aldı. Kaleci Altay Bayındır, Luiz Gustavo ve Ozan Tufan gibi ilk 11’in gediklisi önceki sezondan kalanlar da var. Ferdi Kadıoğlu gibi genç bir potansiyel var ve sahaya 11 kişi çıkıyor. Üstelik Avrupa kupalarında oynamıyor. Fenerbahçe’de şu an kadro genişliğinin ötesinde bir şişkinlik durumu söz konusu. Erol Bulut, oynayan-oynamayan dengesini mutlak surette bulmak zorunda. Taşların yerine oturması ve ideal bir 11 bulması için zamana ihtiyacı var.
DiNAMiK VE ENERJiK DEĞiL
2- Yoğun maç temposunu tabii ki gözardı edemeyiz. 15 günde 5 maçı kaldırmak kolay değil. Ancak Galatasaray’ın mevcut kadrosunda bir atletizm ve hız sorunu var. Dinamik ve enerjik bir takım değil. Fenerbahçe, Glasgow Rangers ve Kasımpaşa maçlarında bu net bir şekilde görüldü. Karşılarında baskı yapan bir takım olduğu zaman zorlanıyor. Ayrıca Saracchi’nin yokluğu da hücumda Galatasaray’ı olumsuz etkiliyor. Yeni transfer Omar’ın temposu iyi, yetenekleri kısıtlı.
EĞER LJAJIC KALIYORSA ACiLEN TAKIMIN BiR PARÇASI YAPILMALI
3- Orta saha hariç her hattı sorunlu Beşiktaş’ın. Gençlerbirliği maçında oynayan hücüm hattı geçen sezon sadece 2 gol atmış. Sahaya çıkan 11’in 2019-20 sezonunda attığı gol sayısı 10. Bunların 6’sı Atiba, 2’si Welinton’un. Böyle bir kadronun gol üretmesi çok zordu ve bu da sahaya yansıdı. Eğer Ljajic kalıyorsa acilen takımın önemli bir parçasına dönüştürülmek zorunda. Beşiktaş iddiasız, hedefsiz kalamaz, kalmamalı.
TRABZONSPOR’DA MAESTRO YOK
4- Trabzon kabuk değiştirdi. Önemli oyuncularını kaybetti. Yıldız olarak nitelendirilen Abdülkadir Ömür şu an için beklentilerin çok altında. Orta alanda bir maestro yok. Saha içinde ciddi sorunları var ve Newton maç içinde yaptığı oyuncu değişiklikleri ile takımı yukarıya çıkartamıyor.
HOCALAR ATMAKTAN ÇOK YEMEMEYE ODAKLI
5- Gol atmaktan çok yememeye odaklı oyun kurguları bu problemin ana nedeni. Birkaç takım dışında hemen hemen tüm teknik adamlar oynamaktan çok rakibin oyununu bozmaya odaklı. İtici güç olan seyirci de olmayınca ortaya böyle bir tablonun çıkması kaçınılmaz oluyor.
BAŞAKŞEHiR’iN iŞi ÇOK ZOR SiVAS iLK 2’Yi ZORLAYABiLiR
6- Başakşehir’in özellikle bu görüntüsüyle grupta işi çok zor. Puan veya puanlar almaları kabul edelim ki başarı olur. Sivasspor’un grupta ilk 2’yi zorlamasını bekliyorum. Ne yazık ki ülke puanı konusunda bu sezon çok sancılı bir süreç.