Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından Kanal İstanbul Rezerv Yapı Alanı’nın 1/100.000 ölçekli Çevre Düzeni Planı’nda değişiklik yapıldı. Değişiklikle Kanal İstanbul’un her iki yakasında 500 bin nüfusa hitap edecek mahalle konseptinde yatay mimarinin hakim olduğu düşük yoğunluklu konut alanlarının yer alabileceği yeni yerleşim bölgeleri öngörülüyor.
Kanal İstanbul projesinin iki yakasını kapsayacak şekilde, kurum ve kuruluşlardan elde edilen veriler ve Kanal İstanbul ÇED raporunda belirtilen hususlar göz önünde tutularak hazırlanan “İstanbul İli Avrupa Yakası Rezerv Yapı Alanı 1/100.000 Ölçekli Çevre Düzeni Planı Değişikliği” Bakanlığın internet sitesinden paylaşıldı.
Bakanlıktan alınan bilgiye göre, 1. No’lu Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi’nin 102. maddesi uyarınca onaylanan Çevre Düzeni Planı Değişikliği ile İstanbul’a tarihi, kültürel ve doğal kimlik değerleri ile özdeşleşen, kültür ve turizm alanlarındaki üstünlüklerin ön plana çıkartıldığı, çevresel, ekonomik ve toplumsal sürdürülebilirlik ilkeler mekana yansıtılarak vatandaşların yaşam kalitesinin yükseltildiği, ekonomik yapının bilim ve teknolojiye dayalı ticaret ve hizmet ağırlıklı hale getirilerek küresel ölçekte güçlenmiş bir kent statüsü kazandırılması amaçlanıyor.
DÜZENSİZ VE PLANSIZ GELİŞMELERİN ÖNÜNÜ KAPATACAK
Çevre düzeni planı değişikliği kapsamında, kanalın her iki yakasında, yaklaşık toplam 26 bin 500 hektar planlama alanı içerisinde, 500 bin nüfusa hitap edecek yaklaşık 10 bin hektarlık alanda, mahalle konseptinde az katlı, yatay mimarinin hakim olduğu düşük yoğunluklu konut alanları ve bu konut alanlarına hizmet veren ticaret, resmi kurum, sosyal altyapı, teknik altyapı, sosyal tesis ve kültürel tesis alanlarının da yer alabileceği yeni yerleşim bölgeleri oluşturulacak. Bu yaklaşımın detayları alt ölçekli planlarda belirlenecek.
Planın hedefleri doğrultusunda “Kentsel Meskun Alan”, “Kentsel Gelişme Alanı” kullanımlarında ekosisteme duyarlı yapılaşmalar ve yaşam alanları oluşturulacak. Kanal İstanbul’un her iki yakasında yerleşecek nüfus, İstanbul’a başka şehirlerden gelebilecek “göç nüfusu” değil, İstanbul’un riskli yapılarının yoğun bulunduğu yerleşik alanlarındaki riskli yapı stokunu ve nüfus yoğunluğunu azaltmak öngörüsü çerçevesinde gelebilecek nüfus olacak. Bu yerleşim bölgeleri sebebiyle İstanbul’un nüfusunun artması öngörülmüyor.
Planlamalar şehrin doğal, kültürel, tarihi ve sosyal özellikleri dikkate alınarak yapılacak. 1/100.000 Ölçekli İstanbul Çevre Düzeni Planı, üst ölçekte İstanbul’un “makroformu”nun sürdürülebilir şekilde gelişimini öngörüyor. İstanbul’un makroformu içerisinde planlama alanı, afet riskli alanların dönüşümünde rezerv alan olarak ekolojik değerlerin korunduğu ve sürdürülebilir bir yaklaşımla değerlendirilecek.
Afet riski taşıyan bölgelerdeki riskli alanların dönüşümü için kullanılacak alanlar, kontrollü olarak planlandığı takdirde hem kentin riskli alanlarının dönüşümü için fayda sağlayacak hem de düzensiz ve plansız gelişmelerin önünü kapatmış olacak.
KANALIN HER İKİ YAKASINA YEŞİL KORİDORLAR YAPILACAK
Yeni yerleşim alanlarında, doğudan batıya, güneyden kuzeye, yeşil ekolojik koridorlar olacak. Ayrıca orman alanı, kıyı tesisleri, kentsel bölgesel sosyal donatı alanları, kentsel bölgesel yeşil ve spor alanları, üniversite alanı, teknoloji geliştirme bölgesi, turizm alanı, eko-turizm alanı, sağlık turizm alanı, kongre ve fuar alanı ve lojistik bölge, kıyı kullanımları gibi Kanal İstanbul’a değer katacak kullanımlar planlandı.
Planlama alanı içerisinde yer alan koruma alanları, tarihi, doğal, kültürel kimliği yansıtan ve tarihsel geçmişten gelerek bugüne ulaşan sit alanları, koruma kullanma dengesi ilkesi benimsenerek arkeolojik park alanı olarak planlanarak korunacak ve buraların yapılaşmaya açılması söz konusu olmayacak. Plan değişikliği 1 ay süreyle askıda kalacak. Bu süreçte varsa itirazlar alınacak. Bakanlığa gönderilen itirazlar ilgili mevzuat kapsamında değerlendirilerek plana son şekli verilecek.