– Egodan arınmış, iktidarını paylaşmaya hazır. Kibirden eser yok, iletişime ve öğrenmeye açık. sınırlarını belirlemiş. kesinlikle iktidar delisi biri değil.
– ‘Ben hatalarımdan besleniyorum ve onlardan ders alıyorum. Çalıştırdığım ilk takımı küme düşürdüm’ diyecek kadar samimi ve özgüveni yüksek.
– Sadece yeşil saha onun. Prim vs. gibi işlere bakmıyor. Kalemi kâğıdı eline alıp hangi futbolcuya, ne kadar prim verileceğini belirleyen teknik direktörlerden değil.
Açık söyleyeyim; A Milli Takım Teknik Direktörlüğü için Stefan Kuntz ismi gündeme geldiğinde burun kıvırmıştım. Çünkü ben her türlü eleştiriyi göğüsleyebilecek bir kariyerin ve ismin milli takımının başına getirilmesini istiyordum.
Ve Kuntz ‘bana göre’ bu özellikleri taşımıyordu.
Ama yanıldım. Hem de fena halde yanıldım.
Nasıl yanıldığımı da gelin size anlatayım…
1- iKTiDARI PAYLAŞMA GiBi BiR SORUNU YOK
Geçtiğimiz pazar günü gazeteci arkadaşlarımla birlikte Türkiye Futbol Federasyonu Milli Takımlar Sorumlusu Hamit Altıntop ve Stefan Kuntz ile kahvaltıda bir araya geldik. Önce Stefan Kuntz’dan başlayalım ve onun özelliklerini tek tek sıralayalım:
1- Kesinlikle iktidar delisi değil.
2- Egodan arınmış, iktidarını paylaşmaya hazır.
3- Sınırlarını belirlemiş.
4- Sadece yeşil saha onun, bunun dışındaki mali konulara karışmıyor.
5- Kibirden eser yok, iletişime ve öğrenmeye açık.
2- BAŞARILARINI DEĞiL BAŞARISIZLIKLARINI ANLATTI
Bu özellikleri şunun için yazdım… Bugüne kadar çalıştığımız teknik direktörlerin hemen hemen tümü milli takım konusunda her türlü kararı almakta ‘tek adamı’ oynamakta ve sahip olduğu iktidarı asla paylaşmamaktaydı.
Kuntz, bu konuda Türk futbol kamuoyunun ezberini bozacak.
Kendisini tanımlamaya başladığı andan itibaren başarısından değil, başarısızlıklarından söz etmeye başlaması bile bunun en güzel örneği.
Nasıl mı? Onu da anlatayım…
3- FUTBOL BiR ‘TEK ADAM’ ŞOVU DEĞiLDiR
· Stefan Kuntz’a “bir teknik adam olarak kendinizi nasıl geliştiriyorsunuz?” diye sordum.
Aldığım yanıt; Türkiye’deki pek çok teknik adamın asla ifade edemeyeceği samimiyetteydi. Şöyle yanıtladı:
· Karlsruhe’de teknik direktör oldum, takım küme düştü.
· Başarısızdım ve bir yıl iş bulamadım.
· Panikledim çünkü ailemi ve geleceğimizin ne olacağını düşünüyordum.
· Üçüncü ligde bir kulüpte sportif direktör oldum. Yine küme düştük.
· Üç yıl sonra Bochum’da göreve başladım.
· Daha sonra Kaiserslautern’de CEO oldum.
· İkinci ligde kalmayı başardık. Sonra Bundesliga’ya yükseldik.
· Ben hatalarımdan besleniyorum ve onlardan ders alıyorum.
· Futbol bir tek adam şovu değil. Yüzde 100 sadakat, inanç, güven ve dürüstlük isteyen bir spor dalı. Karşımda iletişime açık pozitif ve güzel konuşan bir teknik adam vardı.
3- ALMANYA’DAKi TÜRK GENÇLERiNi ANLAMAYA ÇALIŞIN
· Almanya’da oynayan Türk futbolcular için söyledikleri onun samimiyetini en güzel şekilde yansıtıyordu.
· Onlara ‘follow me’ diyeceğim. Yani beni izlesinler.
· Alman ve Türk milli takımları konusunda onlardan bir karar vermelerini istiyoruz. Çok zor durumdalar, bu duyguyu anlamaya çalışın.
KARARLARINA SAYGI DUYUN
İki çocuğunuz varmış gibi düşünün. Birini diğerinden daha çok seviyorum diyemezsiniz. Onların da kalplerinde çok sevdikleri iki ülke var. Ve ne karar verirlerse versinler, kararlarına saygı duyalım.
5- HAYATA VE FUTBOLA BAKIŞI ÇOK ETKiLEDi AÇIKÇASI BiZE BENZEMESiNi iSTEMiYORUM
· Kuntz konuştukça yazının başında bahsettiğim burun kıvırmadan utanmaya başladım. Onun futbola ve hayata bakışı benim futbola ve hayata bakışımla bire bir örtüşüyordu.
“Norveç maçını ya kaybedersek” denilince, ‘elini kulağına götürdü, kulak memesini çekti ve masaya iki kez vurdu…’
Masada biri hapşurunca “Çok yaşa” dedi ve çayını yudumladı.
Bütün bunları şunun için yazıyorum…
FUTBOL AKLINA iHTiYAÇ VAR
· Stefan Kuntz daha şimdiden kültürümüzdeki bir takım ritüelleri, alışkanlıkları içtenlikle hayata geçirmiş bile. Doğrusunu söylemek gerekirse ben, bize benzemesini istemiyorum. Bizi o kibirden uzak, egodan arınmış futbol aklı ve duygusuna taşımasını istiyorum. Bunu da onda gördüm. Onu da anlatayım…
6- ‘PRiM 300 OLSUN 500 OLSUN’ DEVRi BiTTi
· Kuntz’un para ile ilgili soruya verdiği cevabının ardından Türkiye Futbol Federasyonu Milli Takımlar Sorumlusu Hamit Altıntop söz aldı:
· Biz artık bir sistem devreye sokuyoruz. Mali konularla ilgili olarak kararı tamamen Türkiye Futbol Federasyonu alacak. Ve bu bir sistem dahilinde olacak.
· Böyle 300 olsun 500 olsun gibi ani alınan kararlarla değil.
7- KiMiN NE KADAR PRiM ALACAĞINI BELiRLEYEN BiR HOCA OLMAYACAK
· Bana göre Türk Milli Takımı ile Türk halkının arasına ‘para meselesi’ girdi. Prim tartışmaları, tazminata kavgaları milli takıma ve burada görev yapanlara sempatiyi azalttı. Kuntz’a bunları anlatıp doğrudan sordum:
“Milli takımda prim meselesine nasıl bakıyorsunuz?” O da cevapladı:
· Bu bir kulüp takımı değil ki. Gurur ve onur gibi faktörler de var. Sonra devam etti:
· Ben mali konularla ilgili değilim. Ona Türkiye Futbol Federasyonu bakar.
EN ÇOK MUTLU EDEN YANIT
· Doğrusu beni en çok mutlu eden bu yanıttı. Çünkü Türkiye’de milli takım teknik direktörleri ellerine kâğıdı kalemi alırlar, hangi futbolcuya ne kadar prim vereceklerini kendileri belirlerdi.
Hele hele Dünya Kupası’na ve Avrupa Şampiyonası’na katılma gibi başarılarda kesenin ağzı iyice açılır, teknik adamlar da iktidarlarının keyfini doyasıya çıkarırlardı.
8- NiHAYET MiLLi TAKIMA BiR SiSTEM GELiYOR
· Stefan Kuntz’un A Milli Takım Teknik Direktörü olması bir teknik adam değişikliği değil. Riva’da geçirdiğim o 2 saatte bu izlenimi elde ettim.
Bir zihniyet, bir sistem değişikliği hayata geçiyor.
Hadi daha açık yazayım; nihayet milli takıma bir sistem geliyor.
9- ÖNÜMÜZDEKi 4 MAÇI DEĞiL SÖZLEŞMESiNiN SONUNU BEKLEYELiM
· Bu olumlu izlenimlerimin ileride hayata geçmesini çok arzu ediyorum. Yeniden bir hayal kırıklığı yaşamak istemiyorum.
Onun için bu 4 maçı değil, Kuntz’un sözleşme süresinin sonunu beklemekte yarar var diyorum. Unutmayın, Kuntz, Joachim Löw sonrası Almanya A Milli Takımı Teknik Direktörlüğü görevinin en büyük adaylarından biriydi.
Diziler hakkında bilgiler, son dakika gelişmeleri ve fragmanları için dizi sayfamızı takipte kal!