Kenya’nın Başkent Nairobi. İnsan hayal ederken kötü bir yer gibi düşünüyor. Sonuçta bir Afrika ülkesi ve bahsettiğimiz ülke Kenya. Fakat şehir merkezine ilk ulaştığınızda gökdelenler ve yeşil alanlar sizi şaşırtıyor. Soldan akan trafik, geniş yollar, hemen hemen her göbekte bir trafik polisi. “Vay Kenya güzelmiş” diyorsunuz. Kiraladığımız arabayla havaalanından merkezdeki otelimize giderken tam olarak bu duyguları yaşıyorduk. Ta ki bir polis memuru bizi çevirene kadar.
Sebebi ise soldan akan trafikte en sağ şeritten giderken göbekte sağa dönmeyip düz devam etmemizmiş. Biz de nasıldır? En sol şeritte giderken ya göbekten sola dönersiniz ya da düz devam edersiniz değil mi? Maalesef orada solda akan trafikte en sağda gidiyorsanız, göbekte sağa dönmek zorundaymışsınız. Arkadaş bizi çevirdi ve ceza da yazmayıp direkt rüşvet istedi. Kendi para birimlerinde 10 bin Kenya Şilini…
Kaderde Kenya’da polis memuruna para kaptırmak da varmış
Yol yorgunluğundan dolayı biz istediği rüşveti 10 Dolar zannettik. Üzerimizde olsa verecektik hiç uğraşmamak için. Ülkeye yeni ayak bastığımız için para çekmemiştik ve havaalanından kalan 1000 şilin ve 30 TL’yi teklif ettim. İstemeye istemeye kabul etti. Otele varınca aslında bizden 100 Dolar istediğini fark ettik. Ve yok yere düşük bir meblağ da olsa paramızı alması ağrımıza gitti. Hemen valizleri koyduk ve geri dönüp paramızı almaya karar verdik. Yürüyerek fazla uzak olmayan bu göbeğe geri geldik. O polis gitmiş yerine başkası gelmişti. Durumu ona anlattık ve bize bir sonraki göbekte şeflerinin olduğu durumu ona anlatmamız halinde yardımcı olabileceğini söyledi. Üşenmeden yanına gittik. Evet gerçekten de farklı kıyafetli bol yıldızlı ve bando majörüne benzeyen birisi vardı orada. Kendimizi tanıtıp olayı anlattık ve o da bize durumla ilgileneceğini, bizlerin canımızı sıkmadan tatilimize devam etmemiz gerektiğini, kendisinin durumla bizzat ilgileneceğini söyledi. Numaramızı aldı ve akşam arayacağını söyledi. Biz de aynen dediği gibi yaptık ve Nairobi’yi keşfetmeye başladık. Her mağazanın ve dükkânın önünde silahlı güvenlikler vardı. Sebebini sorunca aldığımız cevap çok hoş değildi. Aç insanların saldırıp gasp olmaması içinmiş. Bizi de özellikle uyardılar. Hava kararınca sokakta gezmeyin ve asla kalabalıktan ayrılmayın diye. Korkmaya başlamıştık. Ve hava kararmadan otele döndük.
Başımıza gelmeyen kalmadı
Telefonumuz çaldı arayan polis şefiydi. Müsaitsek otele gelip görüşmek istiyordu. Kendisini davet ettik. Geldi ve elinde bir zarf vardı. Çok özür dileyerek zarfı uzattı. Paramız içindeydi. Polis memurunun cezalandırıldığını ve bir daha Kenya içerisinde herhangi bir sıkıntı yaşarsak onu arayabileceğimizi söyleyerek herkesten duyduğumuz telkinleri tekrarladı. Biz dışında ülkeye gelen neredeyse tüm yabancılar otelden dışarı çıkmıyor, gezip görülecek yerlere kiraladıkları şoförlü araç ve koruma ile beraber gidip geri dönüyor ve kalan vaktini otel içinde geçiriyorlardı.
Biz ise hâlâ bir metropolde başımıza bir şey gelebileceğine ikna olmamıştık. Tedbiri elden bırakmıyor ama başkent sokaklarında gezmeye devam ediyorduk. Başkentteki ikinci günümüzde sokakların kalabalığına da güvenerek otelimize hava karardıktan bir iki saat sonra dönmeye karar verdik. İstanbul ve Ankara’da akşam saat 8’de Kadıköy ya da Kızılay’da yürüdüğünüzü düşünün. Sokaklar o şekildeydi. Otelimize varmaya 150-200 metre kala karşımızdan yürüyerek gelen bir çocuk anlık bir hareketle eşimin boynundaki altın sandığı zincir ve madalyona hamle yaparak kopardı ve o kalabalıkta hızlı bir depar atarak uzaklaştı. Şok içindeydik ve hemen otelimize girip artık Kenya’yı ciddiye almaya başladık. Öncelikle canımıza zarar gelmemesi sonrasında da koparıp aldığı şeyinde mali bir değerinin olmaması canımızı sıkmamamıza sebep oldu.
Zürafalarla akşam yemeği
Safari yapacak ve Kilimanjaro Dağı’nı tüm heybetiyle görecektik. Kaldığımız yerden tedbiri arttırarak devam ettik. Nairobi’de yapılacak en önemli faaliyetlerden birisi kesinlikle Giraffe Manor ziyareti. Ne kadar tasvip etmesek de burası zürafaların yaşadığı alanın içine yapılan bir otel. Geceliği kişi başı 600-700 Dolar’dan başlıyor. Burayı özel kılan sabah kahvaltı yaparken ve akşam yemeğinizi yerken zürafalarından size eşlik etmesi… Hayatınızda asla unutamayacağınız bir deneyim yaşamanıza sebep oluyor. Bu ücretleri ödeyemeyenler için de hemen otelin yanında giraffe centre adlı bir yapı bulunuyor. Buraya 10 Dolar ödeyerek girebiliyor ve zürafaları besleyip onlar hakkında bilgi alabiliyorsunuz. Geçirdiğiniz her dakikanın keyfi bambaşka.
Safari cep yakıyor
Bir diğer görülmeye değer yer ise Bomas of Kenya. Kenya ile ilgili danslarından kabile yaşamına, yemeklerinden inanışlarına kadar her konuda en detaylı bilgi alabileceğiniz ve görsel şovları görebileceğiniz bir yer burası. Bir Afrika ülkesinin temel ziyaret sebebi nedir? Evet, kesinlikle safaridir. Ama safari maliyetli bir aktivitedir. “Ben bir de National Park’ın içinde konaklamak istiyorum” derseniz ciddi bir bütçe ayırmanız gerekebilir. Parka günübirlik girişler parkın popülarite ve büyüklüğüne göre değişir. Kenya’daysanız ziyaret etmeniz gereken parklar Masai Mara ve Amboseli National Park. Giriş ücretleri ise Amboseli için 60, Masai Mara için 80 Dolar. Safari yapabilmeniz için ise iki opsiyon var. İlki self drive denilen kiraladığınız araba ile gezmeniz ki, bu en ucuz yöntem diğeri ise şoförlü safari aracı kiralayıp gezmek. 6-8 kişilik bir araç 300 Dolar civarı. İster birileriyle paylaşabilir ya da iyi pazarlık yapıp özel bir tur şeklinde siz ve ailenizle safari yapabilirsiniz.
Büyüleyici Kilimanjaro Dağı
Safari aracı kiralamanın artısı şoförlerin aynı zamanda rehber olması, bölgeyi çok iyi bilmesi ve aralarındaki haberleşme sistemi ile nerede hangi hayvan görüldü bilgisini paylaşarak oraya hareket etmeleri. Self drive yaparsanız olay tamamen şansınıza kalıyor. Biz heybetli Kilimanjaro Dağı’nın o efsanevi manzarasına da şahit olabilmek adına safarimizi Amboseli National Park’ında yaptık. Ve Afrika’nın yazının başında da bahsettiğim sihirlerine şahit olduk. Ekosistem içerisinde hayvanların nasıl birbirlerini tükettiklerini canlı görmek her insanın mutlaka yaşaması gereken bir duygu. Planlamamızı yaparken kızımız Ela’ya unutamayacağı anılar bırakmak için parkın içerisinde bir gece konaklama da yaptık. Kaldığımız çadır odadaki uyarılar gerçekten çok ürkütücüydü. Aslanların konakladığımız yerin 20-30 metre yakınına kadar yaklaşabileceği, hırıltılarını duyabileceğimiz ve sırtlanların ulumalarının tüm gece sürebileceği korkmayıp uyumamız gerektiği yazıyordu. Zaten yorgunduk ve rahat bir şekilde uyuduk. Sabah güneşin ilk ışıkları ile beraber Kilimanjaro’nun tüm heybeti karşımızdaydı. Afrika betimlemesi yapılırken hep arka fona konan fil, ağaç ve dağ resmi vardır ya işte o arka fona konan dağ Kilimanjaro dağıdır ve tüm güzelliğiyle karşımızdaydı. Tek amaç onu görebilmek ve bu şekilde ölümsüzleştirebilmekti.
Amboseli Ulusal Parkı başkent Nairobi ye yaklaşık 200 km uzaklıkta ve dört saatlik sürüş mesafesinde. Araba kiralayıp bir gece park içinde konaklayarak gezimizi gerçekleştirdik. Geceye kalmadık ve tüm yolculukları gün ışığında yaptık. Amboseli tarafına doğru Müslüman nüfus arttığından gasp ve hırsızlık olayları daha düşük oranlarda. Hatta büyük bir liman şehri olan Müslüman nüfusun çok yoğun olduğu Mombasa daha da güvenli.
Kenya’nın ve hatta Afrika’nın en önemli ulusal parkları Masai Mara ve Serengeti’dir. Bu iki parkı özel yapan husus ise her sene gerçekleşen büyük göçtür. Yaklaşık olarak 2,5 milyon hayvan önce ocak ayından hazirana kadar güneyde Serengeti’den kuzeye Masai Mara’ya; sonra ekim ayından itibaren güneye saat yönünde göç eder. Bu dönemlerde şanslıysanız belgesellerde izlediğiniz anlara tanıklık edebilirsiniz. Önceden de bahsettiğim gibi bizim Amboseli’yi tercih etme sebebimiz Kilimanjaro dağıydı. Bu büyük göçte planlarımız arasında ve şahit olabilmek adına ilerleyen yıllarda Kenya ve Tanzanya’yı tekrar ziyaret edeceğiz. Buralar gezilip görülmesi ama tedbirinde asla elden bırakılmaması gereken güzellikler. Bir gün güneşi mutlaka Afrika savanalarında batırın ve ekosistemin muhteşem işleyişine yerinde eşlik edin.