Kış mevsiminde turizmin gözdesi iki seçenek, diğerlerine nazaran ön plana çıkıyor. Biri kayak, diğeri kaplıca tatili… Kaplıca tatili denince de akla ilk olarak doğal yeraltı kaynakları açısından son derece zengin olan Afyonkarahisar geliyor. Şayet bu aralar yolunuz biraz nefes almak, biraz da bedeninizi ve ruhunuzu dinlendirmek için Afyonkarahisar’a düşerse şehrin tarihini, doğasını ve kültürel zenginlikle-
rini de es geçmeyin.
Afyonkarahisar’ın ikonik simgelerinden ilki, şüphesiz heybetiyle neredeyse şehrin hemen hemen pek çok yerinden görülebilen ve Afyonkarahisar Kalesi’ne ev sahipliği yapan 226 metre yükseklikteki volkanik kaya kütlesi… Bizans ve Selçuklular zamanda önemli çarpışmalara sahne olduğu rivayet edilen kalenin zirvesinde Frigler dönemine ait kalıntılara da rastlanmış.
Yüzyıllara meydan okuyan camiler
Afyonkarahisar’ın ruhunu yakalamak ve mimari dokusunu yakından incelemek için şehir merkezini yürüyerek keşfetmek en güzeli… Şehir merkezinde, Eski Tunç, Hitit, Frig, Helenistik, Roma ve Bizans dönemine ait çok sayıda eserin sergilendiği, şehrin tarihine ışık tutan Afyonkarahisar Müzesi, Başkomutanlık Meydan Muharebesi ile ilgili bilgilerin verildiği Zafer Müzesi, kuruluşu 13’üncü yüzyıla rastlayan Sultan Divani Mevlevihanesi Müzesi, 1914 yılında Hacı Bekir Tiryaki tarafından Fransız bir mimara yaptırılan Tarihi Bedesten Çarşısı görülebilir.
Afyonkarahisar, yüzyıllara meydan okuyan, mimari ve tarihi açıdan çok kıymetli camilere de ev sahipliği yapıyor. Fatih Sultan Mehmet’in veziri Gedik Ahmet Paşa tarafından 1472’de yaptırılan İmaret Camisi, 1273’te Sahipata Nusreddin Hasan tarafından yaptırılan ve içindeki 40 ahşap sütunla Selçuklu döneminin eşsiz örneklerinden biri olarak gösterilen Ulu Cami, mihrabındaki çini detaylarıyla ziyaretçilerini büyüleyen Mısri Camisi de Afyonkarahisar’ın tarihi ibadethaneleri olarak göze çarpıyor.
Afyonkarahisar doğa tutkunlarını tatmin edecek muhteşem bir vadiye de ev sahipliği yapıyor. Aslında sadece Afyonkarahisar değil Eskişehir ve Kütahya’nın sınırlarına kadar yayılan geniş bir vadi burası.
Kendinizi bambaşka bir dünyada hissedeceğiniz mistik havasını Kapadokya’dakilere benzer oluşumlarına, Friglerden kalma tarihi kalıntılara, Roma ve Bizans’tan kalma yapılarına borçlu. Tapınaklar, kaya anıtları, sunaklar, kaya mezarları ve şapeller vadide görebilecekleriniz arasında…
Vadinin Afyonkarahisar sınırlarındaki Emre Gölü’nü de görülecekler listenize ekleyebilirsiniz… Burası, derinliği yer yer 3 metreyi geçen bir doğal tatlı su gölü. Kanolarla gezilebiliyor. Gölde bir kano gezisi yaparsanız Frig Vadisi’ni de farklı açılardan izleyebilir, kaya mezarlarını fotoğraflayabilirsiniz. Uzun yürüyüşler yapabileceğiniz, bisiklet sürebileceğiniz ve kamp kurabileceğiniz bu eşsiz coğrafyadan sayısız fotoğrafla ayrılmanız bence garanti…
GÖRMEDEN DÖNMEYİN
Kurtuluş Savaşı’nı zafere götüren Büyük Taarruz’da önemli bir yere sahip olan ve günümüzde Başkomutanlık Tarihi Milli Parkı olarak misafirlerini ağırlayan Kocatepe’yi, İhsaniye, İscehisar, Bayat ve Bolvadin ilçelerindeki peribacalarını, Synnada, Apameia, Docimeium ve Amorium antik kentlerini, İshaklı, Döğer, Çay ve Eğret kervansaraylarını…