Tuna ayrıca, salgından dolayı yaşanan ekonomik sıkıntılara da dikkat çekerek, “Kendimizi de eleştirmek istiyorum, bu ekonomik şartlarda çok yüklü ücretler kazandığımız bir dönem yaşıyorduk. Bu biraz daha aşağılara çekilmeli. Maaş indirimleri ya da kendi yapacağımız indirimler bundan sonra da devam edecek ücretlerin örneklerini oluşturmalı. Alınacak kararlar bir bütünlük içerisinde düşünülmeli. Başkanımızla konuştuk ama böyle bir talep olmadı. Fedakarlığı, oynamadığımız bu dönemde herkesin de yapacağını biliyorum, yapmalılar da” ifadelerini kullandı.
Teknik direktör Tamer Tuna, şu an dinlendiği Bodrum’daki evinin bahçesine Demirören Haber Ajansı ekibini kabul ederek ve izolasyona dikkat edip sosyal mesafeyi koruyarak özel açıklamalarda bulundu.
Kendimizi de eleştirmek istiyorum, bu ekonomik şartlarda çok yüklü ücretler kazandığımız bir dönem yaşıyorduk. Bu biraz daha aşağılara çekilmeli. Maaş indirimleri ya da kendi yapacağımız indirimler bundan sonra da devam edecek ücretlerin örneklerini oluşturmalı. Alınacak kararlar bir bütünlük içerisinde düşünülmeli. Başkanımızla konuştuk ama böyle bir talep olmadı. Fedakarlığı oynamadığımız bu dönemde herkesin de yapacağını biliyorum, yapmalılar da.
“UMARIM BU DÖNEMİ ATLATIP, SAĞLIKLI BİR ORTAMA KAVUŞURUZ”
Teknik direktör Tamer Tuna, FIFA’nın sezon sonu sona erecek futbolcu sözleşmelerinin ligler tamamlanana kadar uzatılması kararını ve ayrıca kulüp ile futbolcuların bir araya gelerek maaş indirimi veya ertelemesi konusunda anlaşmaları şeklindeki önerisini değerlendirdi.
Olağanüstü bir dönemden geçtiklerini ifade eden Tuna, “FIFA’nın aldığı karar tabii ki oyuncuları ve kulüpleri çok önemli şekilde ilgilendiriyor. Bundan önceki dönemde de kafa karıştırmıştı. Bunun sebebi de şu; 31 Mayıs’a kadar olan resmi sözleşmeler ve devamında oynanacak maçlarla alakalıydı ama hukuksal açıdan zaten bunu açıklamışlardı. Sezon bitene kadar resmi anlamda oyuncu sözleşmeleri devam edecekti. Ama asıl sorulacak soru şu; bütün takımlarda sözleşmesi sezon sonu bitecek oyuncular var. Bizde de 7 tane yabancı oyuncumuz bulunuyor. İki ligin arasında da, yani 2020-21 sezonu ve sonrasında bizim bu sezonu bitirdikten sonra başlayacak olan süreçte de çok kısa bir zaman olacak. Bu oyunculara yetecek mi? Kafalarındaki soru işaretleri tabii ki olacak. Bunu nasıl çözeceğimizle ilgili kulüplerin ve oyuncuların bir an önce bu sorunu halletmesi lazım. Çünkü teknik adamların en önemli olayı, oyuncularıyla olan iletişimidir. Bu konuların da sağlıklı bir ortamda çalışılması ve sorunsuz hale dönüştürülmesi gerekiyor. Biraz yorulacağız ama olağanüstü ve de farklı bir dönemden geçiyoruz. Umarım da bu dönemi atlatıp sağlıklı bir ortama kavuşuruz. Şu an mühim olan şey tamamen insanımızın sağlığı. Bundan sonraki süreçte de çözüme ulaşılacaktır” diye konuştu.
“FIFA AÇIKLAMA YAPTI AMA DAHA NET TAVIRLAR ALINMASI GEREKİYOR”
FIFA’nın yabancı oyuncularla ilgili yaptığı açıklamalar sonrası daha net tavırların alınması gerektiğine vurgu yapan Tamer Tuna, “Aileleri şu an burada olmayan yabancı oyuncularımız var. Doğal olarak da kontratlarını düşünüyorlar. Ama şu an herkesin sağlığına odaklandığını biliyorum. Oyuncularla da görüşüyoruz. Yabancı oyuncularla ilgili tüm soru işaretlerini ortadan kaldırmak için FIFA açıklama yaptı. Ama daha net tavırlar alarak, rakamsal açıdan da bunun matematiğinin bence belirlenmesi gerekiyor. Çünkü yayıncı kuruluş ve gelir gider tabloları gibi konular var. Kulüplerin de ekonomik yapısı ilerde daha da zorlanacaktır diye düşünüyorum” şeklinde konuştu.
“YURT DIŞINDA KARDEŞLERİM VAR VE HER GÜN GÖRÜNTÜLÜ KONUŞARAK ORADA YAŞADIKLARI ZORLUKLARI BİLİYORUZ”
Koronavirüs salgını nedeniyle uyarıları dikkate alarak evde kaldıklarını dile getiren teknik adam, yurt dışında yaşayan kardeşleriyle de her gün görüntülü konuştuğunu ifade ederek, şunları söyledi;
“Zamanımızın tabii ki büyük bölümünü evde geçiriyoruz. Çok ihtiyacımız olmadığı sürece dışarı çıkmıyoruz. Şu ana kadarki geçiş sürecinde kayıplarımız çok fazla ama Avrupa’yı görüyoruz, yaşananları görüyoruz. ABD’yi izliyoruz. Benim de yurt dışında kardeşlerim var. Orada yaşadıkları zorlukları biliyoruz ve her gün görüntülü konuşuyoruz. Şu anki ortam tabii ki iç açıcı değil. Şu an futbolu konuşurken bile ’bu ortamda nasıl konuşabiliriz’ diye kendi kendimi sorguluyorum ama herkesin olağan yaşamında da bazı şeyleri içine çekip buna da devam etmesi gerekiyor.”
“EVDE, ÇOCUKLUĞUMDA YAZDIĞIM NOTLARI OKUYARAK ZAMAN GEÇİRİYORUM”
Fraport-TAV Antalyaspor Teknik Direktörü Tamer Tuna, evde nasıl zaman geçirdiğiyle ilgili soru üzerine de, çocukken yazdığı notları okuyup, hobileriyle ilgilendiğini belirterek, “Tabii ki ev hayatı kolay değil ama kendimizi daha çok sorgulayıp, dinlediğimiz, açıkçası benim de çocukluğumdan bu yana aldığım notlar, yaşadığım futbol sürecinde bazı özel yazılarım vardı. Bunları tekrar toplama zamanı bulabiliyorum geceleri. Bunlara odaklanıyorum. Özel alanlarımla ilgili bazı hobilerim vardı. Bunlarla ilgili aktivite yapıyorum. Antalya’da olduğum süreçte de o dönemde otelde kalıyordum ve otelde kalan oyuncularımız da vardı. Onlarla bir arada olma fırsatını daha çok bulduk. Çünkü çıkamıyorsunuz ve karantina altında bir alan vardı. Aileleriyle olan oyuncularımız bulunuyordu. Açıkçası hem sorgulama, hem de birbirimize olan bağımızı, bu teslimiyeti nasıl doğru yaşayabiliriz diye düşündüğümüz bir dönemdeyiz. Kendi adımıza öngörülemez bir geleceğimiz var şu anda. Bu hem ekonomik, hem ülkemizin sağlığı hem de insanlarımız anlamında. Ben şu anda, bugüne kadar geçen zamanı sorgulamak yerine, bundan önce nasıl yaşadığımı ve buna dair yazdığım notları okuyarak zaman geçiriyorum. Notlarıma baktığım zaman çocukluğum, oluşan şartların şikayetiyle geçmiş. İyi bir çocukluk yaşadım. Futbol adına iyi bir altyapı deneyimi edindim. Sosyal iletişim ve eğitimim adına çok iyi dönemler yaşadım. Belki bunun şu dönemde daha da faydası oldu” dedi.
“EVDEN ÇALIŞMA PROGRAMIMIZDA ÇOK EĞLENİYORLAR”
Son hafta oynadıkları Demir Grup Sivasspor maçı sonrası liglerin tatil edilişiyle birlikte “Oyuncuları nasıl koruyabiliriz” diye düşündüklerini dile getiren Tuna, “Tabi yazın bile tatile çıktıklarında, belirli bireysel oyuncularımızı koruma adına programlar verebiliyorduk; bu da doğaldır ama şu anki durum tamamen istisnai bir durum ve önümüzdeki süreci öngöremiyoruz. Antrenmanımızı, sürecini, döndüğümüzde oyuncularımızın seviyelerini, ligde verilecek arayı ve başlangıçta ne kadar zamanda bıraktığımız seviyeye ulaşmak için ihtiyacı belirlemek adına analiz etmemiz gereken bir dönem. Ama oyuncularımızla alakalı ekibimizle nasıl yapabiliriz diye görüştük. 1-2 haftalık periyotta Antalya’da kaldık. O süreçte bulunduğumuz durumu yönetebilme adına oyuncularla iletişimimizde, ailelerinden endişe eden oyuncularımız vardı. O dönem tedaviye gitmiş oyuncularımız da vardı; yurt dışından dönüşleriyle ilgili neler yaşayabiliriz diye konuşarak geçirdik. Sonra ekiple birlikte, oyuncularımızla birlikte eve kapandık. Bulunduğumuz alanlara, olanakları olan oyuncularımız vardı. Oyunculara ne tür materyallere sahip olduklarını sorduğumuzda, evlerinde aletlere sahip olanlar veya sitelerinde spor salonu olanlar, kapalı alanlara sahip oyuncularımız vardı. Aslında tesisleri bireyselleştirerek evlerine taşıma ihtiyacı hissettik. Sonrasında oyuncularımızla bir arada, uzaklaşmadan, iyi bir duyguyla bıraktığımız bir takımı koruyarak, içlerindeki endişeyi azaltarak nasıl devam ederiz diye her gün düşündük. Sürecin uzayacağını, bu sürecin nisan, mayıs hatta hazirana kadar uzayabileceğini gördükten sonra oyuncuları şu an 3 günde bir çalışacak şekilde programladık. Eğlenceli, birbirini gördüklerini, dokunamasalar da hissettikleri bu ortamı yarattık. Çok eğleniyorlar, bu konuda iyiler. Bu açıkçası antrenman tabii ki ama şu anki pozisyonda hiçbir şekilde döndüklerinde bıraktığımız noktada olamayacaklar ve ihtiyaç duyduğumuz bir zamanımız da olacak. Bu hem oyuncularımızın aktif kalmaları adına çok verimli oldu ve çok da hoşlarına gitti. Her gün yapsak şikayet etmeyecekleri bir çalışma programı oldu. Sonradan bu yolu izleyen çok takım oldu. Benim hoşuma gitti. Ekstra çalışan oyuncularımız tabii ki var. Bulundukları alanlarda koşabildikleri, çalışabildikleri, bisiklete bindikleri alanlar da mevcut olanlar var. Bunlarla da bireysel görüşürüz. Korumaya çalışıyoruz ama süreç kestirilebilir bir süreç değil. Umarım ki federasyonumuzun, başkanımızın söylediği gibi; haziran ayında seyircili ya da seyircisiz oynama düşünceleri var. İşimiz bu, hayatımız bu. Biz de oynamak istiyoruz ama şu anki durumda bu ortam sağlıklı bir duruma gelmeden de oynamanın sorgulaması içindeyiz. Umarım ki sağlıklı bir ortam olur. Çünkü insan sağlığından öte hiçbir şey yok. Onların sağlıklı yapıları bize hizmet ediyor. Biz onlardan kazanıyoruz. Onlara da bu coşkuyu ve hisleri yaşatmak güzel. Umarım aynı his ve coşkuyla taraftarımızla, tüm halkın izlediği ve statlara gelebildiği sağlıklı bir otama bir an önce kavuşuruz” şeklinde konuştu.
“HEM BİREYSEL, HEM DE TAKIM SPORLARINDA ÇOK MAĞDUR SPORCULAR VE KULÜPLER VAR”
“Bu salgından inşallah kurtulacağız” diyen Tamer Tuna, “Bütün toplam olarak, dünya olarak sağlıklı ortama kavuşuruz inşallah. İnsan sağlığından öte hiçbir şey yok. Dünyayı takip ettiğimizde ve içimizde yabancı oyuncuların endişelerini gördükten sonra zaten sağlıklı bir ortamda o maçların devam etmeyeceğini anladık. Erkendi, zamanında da bir karar aldılar. Tabi bundan öncesinde Fatih hocamızın, Göksel Gümüşdağ başkanımızın, Abdurrahim Albayrak’ın Fenerbahçe basketbol şubesinin ve personellerinin yaşadığı, birçok takımın endişe duyduğu bu illetten kurtulmak istedik. Bu bütünlük aslında bizi var ediyor. Bu bütünlük kazanımları arttırıyor. Bir bütün olarak düşünmek lazım. Biri değil, bizi dahil etmek lazım. Küme düşmenin kaldırılmasıyla ilgili demeçler okuyorum. Spor basınını yakından takip diyoruz. O da olmamalı ama lig oynanmalı. Sıralama belirlenmeli. Böyle bir olayda alttaki takımların haksız rekabeti doğacak ya da planlamanın yanlışına düşecek, ekonomik bütçeleri daha da aşacak takımlar olabilir. Bence birlikte bir kurul oluşturulup, federasyonumuzla bakanlığımızla; bunları iyi yönetecek bir ekibin, tüm spor branşlarında olacak şekilde kurulması lazım. Çünkü hem bireysel hem de takım sporlarında çok mağdur sporcular ve kulüpler var. Ekonomik anlamda zorlanan arkadaşlarımız var. Beden eğitimi öğretmeni ya da öğretmen olamayıp bireysel çalışan çok arkadaşımız var. Onların zor durumlarını biliyoruz bu koşullarda. Herkesin bütünüyle bir araya gelip, kendi branşlarında bu kurulları oluşturup, birlikte bu sorunları çözebileceklerini düşünüyorum. Bizim adımızı da öyle; 18 takım var. Biz şu an orta sıralarda görünüyoruz ama alt taraftan bağımız tamamen kopmadı. Puan farkımız var. Hedefimiz o yöndeydi ve hedefe de ulaşacağız. Kupada bir hedefimiz vardı, ilk ayağını oynadık, ikinci ayağı büyük şansı olacak ve bu şansı yakalayacağımıza inanıyorum. Bu hedefler varken ama bu ortam da varken, kupa hedefiyle bırakmışız gibi söylemler içinde bulunmak bana doğru gelmiyor. Bu ortamı birlikte karar verip, çözüp, şampiyonluk ve alt sıranın belli olması gerekiyor. Oyuncu kontratlarıyla ilgili küme düşecek takımlarla veya Süper Lig’e gelecek takımlarla da planlamanın yapılması için fazla bir zaman kalmayacak. Lig bitecek belki 2-3 haftalık bir süreç olacak ve tekrar yeni yıla başlanacak. Yeterince zaman olmayacak, o yüzden buna ihtiyaç var. Hepimizin görüşleri alınıp bunların çözülebileceğine inanıyorum. Fazla takımla da oynanabilir lig. Çok büyük bir coğrafya sahibiz. Bu dönemde takım sayısının arttırılması, hatta alt liglerde de bu sayının arttırılması bizi hiç rahatsız etmez. Endişeleri de biliyoruz; çoğu ekonomik sebepler. Bir pasta bölündüğünde, parçalar küçülmeye başlıyor. Bu parçalar çoğaldıkça da yönetilebilirlik seviyenin altına düşünüyorlar. Ben biliyorum ki her gittiğim takımda bütçeleri aşağı çekerek başarının geldiğini gördüm. Ama maalesef geçmişten gelen borçlarla devam eden kulüpler var” dedi.
“BELİRLİ BİR NET TARİH OLMADIĞI SÜRECE ANTRENMAN PLANLAMAK ZOR”
“Antrenman planı yapmak çok önemli” diyen deneyimli çalıştırıcı, “Belirli bir net tarih olmadığı sürece bunu planlamak zor. Şu anda başlama tarihi ile ilgili net bir karar alınmadan antrenmanlara başlama tarihi ile ilgili bir karar veremiyoruz. Hayatı eve sığdırmaya çalışıyoruz. Herkes 3 hafta, 2 hafta, 4 hafta falan yetebileceğini düşünüyor hazırlanmak için. Bu doğru değil, bunun doğruluğu şöyle; oyuncunun tatilden size döndüğü zamanki ara bunu belirler çünkü çok kısa bir döneme sığdırabileceğimiz 10 maçlık bir periyot olacak. Bunu planlamak için net tarih gerekiyor. Şu an tamam, oyuncuların evlerinden program yapıyoruz, çalışmalar yapıyoruz ama hiç yeterli olmayacak çünkü bir arada olmanın avantajları var. Oyuncuların beslenmesi, antrenman saatleri, dinlenmesi, uyku saatleri, zihinsel hazırlığı bir aradayken daha iyi olabiliyor. Tamamıyla net bir plan ortaya koymak başlangıç tarihinden geriye gelerek oluyor. Öngöremediğimiz büyük bir sorunla uğraşıyoruz. Devletimizin, federasyonumuzun vereceği net bir tarih sonrası bu program olacak” diye konuştu.
“BİRLİKTE ANTRENMAN YAPMAK ÇOK FARKLI”
Lig tekrar başladığındaki süreçte oyuncuların ne kadar sürede hazır olup olamayacağı ile ilgili de konuşan Tuna, “Biz ligi oynarken bıraktık oyuncularımızı. Oldukça büyük bir boşluk oldu şu anda. Aldığımızda oyuncularımızı; saatleri var, takip edebiliyoruz ama bir arada çalışmak ya da maça dayalı birlikte antrenman yapmak çok farklı şeyler. Sadece fiziksel değil, dinlenme, beslenme yapısını da içinde taşıyor bu. Bu bir olmak onunla alakalı. Ne kadar süreye ihtiyaç var bu da onunla ilgili. Oyuncuları iyi seviyede bıraktık tabii ki çözebiliriz ama süre ne kadar uzarsa, hazırlanma süresi de uzayacak. 6 haftamız da kalsa ona göre, 3 haftalık da süreç olsa ona göre bir programla sürecin içinde oluyoruz” açıklamasında bulundu.
KORONAVİRÜS NEDENİYLE BU DÖNEMDE YALNIZ KALDIĞINI HİSSEDENLER VAR
Yabancı futbolcuların, koronavirüs nedeniyle bu dönemde yalnız kaldığını dile getiren Tuna, “Çok yalnızlar, aileleri burada olamayan yabancı oyuncularımız var. Uçuşlardan dolayı etkilenmemeleri için gelemeyen oyuncularımız var. Boşanmış olan futbolcularımız var. Bunların da zorluğunu yaşıyoruz. Talepte bulundukları ülkeyle ilgili durum da çok önemli. Sadece bizimle ilgili değil, oyuncularımız ilk zamanlarda gitmek istedi ancak bu olayın bilinmezliği de etkili oldu. 4 oyuncumuz ailelerin yanında diğer oyuncularımız Antalya’da. Bir oyuncumuz ise Brezilya’da. Yalnızlık güzeldir ama sürekli bir yalnızlığın kimseyi mutlu edeceğini düşünmüyorum. Şu anda herkesin aynı şeyi düşündüğü bir dönemdeyiz. Yalnızlığın birlikte yaşandığı dönem olarak düşünebiliriz. Biz şu anda onu yaşıyoruz. Oyuncularımızla görüştüğümüzde isteklerini yerine getirmeye çalışıyoruz. İhtiyaçları olanların evlerine kadar ihtiyaçlarını gönderebiliyoruz” dedi.
“FARKINDALIĞI BİRLİKTE YAŞARSAK DAHA İYİ ŞEKİLDE DEVAM EDERİZ”
Ekonominin hayatta önemli olduğunu ancak sağlığın, birlik ve beraberliğin daha da önemli olduğunu dile getiren Tuna, “Ekonominin insan hayatındaki etkilerini çok iyi biliyoruz. İnsanın sağlıklı olmasının ne kadar etkili olduğunu biliyoruz. Bu dönemi ne kadar iyi kullanırsak, bu dönemi de ne kadar az kayıpla geçersek bence hem oyuncular anlamında da evinde yalnız kalan futbolcuların futbol ekonomisini sorgulayacakları bizim de dışarıdaki hayatımızda şikayet ettiğimiz, toplantılarımızda şikayet ettiğimiz şartların değil de kendi içimizde yarattığımız şartların daha büyük sorun olduğunu ön görebildiğimiz bir dönem. Biz de oyuncularımıza biraz da onu anlatmaya çalışıyoruz. Farkındalığı hep birlikte yaşarsak, bu süreçten daha iyi şekilde hayatımıza devam edebiliriz” diye konuştu.
“ÇOK YÜKLÜ ÜCRETLER ALDIĞIMIZ BİR DÖNEM YAŞIYORDUK”
Demirören Haber Ajansı’na konuşan Tuna, son dönemde futboldaki alınan ücretlerin çok yüksek olduğunu dile getirerek, “Maçlar oynanmadığında gelirler de olmuyor. Kulüplerin birçok gelir sağladığı alan var. Çok ciddi gelirler olmaya başladı ancak giderler de bu yönde. En büyük bütçeyi de oyuncu maaşları, teknik ekip maaşları oluşturuyor. Avrupa’da da örneği var ve yaşıyoruz. İndirim talepleri olan ya da maaşların ödenemediği bir dönem yaşıyoruz. Başkanımızla konuşma fırsatım oldu ancak maaş indirimi konuları konuşulmadı. Odaklandığımız tek şey çalışanlarımız, bize hizmet edenler, ailelerinin durumları ya da bunlardan nasıl etkilenileceği. Bunlarla ilgili sorumluluklarını yerine getiren bir takımda çalışıyorum. Ligin ikinci yarısına, futbolcularımızın ilk yarısındaki tüm alacaklarını alarak girmiştik. Bunlar olağan şeyler ama Türkiye’de artık borç ödemeleri olağandışı olmaya başlamıştı. Kendimizi de eleştirmek istiyorum, bu ekonomik şartlarda çok yüklü ücretler kazandığımız bir dönem yaşıyorduk. Bu biraz daha aşağılara çekilmeli. Maaş indirimleri ya da kendi yapacağımız indirimler bundan sonra da devam edecek ücretlerin örneklerini oluşturmalı. Alınacak kararlar bir bütünlük içerisinde düşünülmeli. Başkanımızla konuştuk ama böyle bir talep olmadı. Fedakarlığı oynamadığımız bu dönemde herkesin de yapacağını biliyorum, yapmalılar da. Bizde de ücretler çok yüksek” açıklamasında bulundu.
“ŞAMPİYONLUĞU BELİRLEYECEK MAÇLAR OYNAYACAĞIZ”
Ligin başlamasıyla önemli maçlara çıkacaklarını belirten Tuna, “Şartlar değişecek. Önümüzdeki koşulların ne getireceğini öngöremiyoruz. İyi bir takıma sahibiz. Kupada son saniyelerde yediğimiz bir gol vardı, kupa hedefimiz her zaman devam edecek. Kupayı kazanmak istiyoruz. Ligin ikinci yarısına ligde kalma hedefiyle başladık. Şu durumda sıkıştırılmış şekilde oynanacak 8 maç daha şekillendirici olacak. Oynayacağımız 4 maçımız iç sahada. İçeride Galatasaray, Medipol Başakşehir ve deplasmanda oynayacağımız Trabzonspor ve Beşiktaş maçları var. Şampiyonluğu da belirleyecek maçlar olacak. Düşme adayı olan takımlarla da maçlarımız olacak. Ligin belirleyici takımlarından birisiyiz ama bu ne kadar önemli, bu ortamda önemli olan sağlıklı ortamın sağlanması ile kupa ve lig hedefimizi yenileyerek başlamamız” ifadelerini kullandı.
“HAYAT EVE SIĞAR, EVDE KALMAYA DEVAM ETMELİYİZ”
Yaşanılan olağanüstü dönemin sonrasında da birlik ve beraberliğin sürmesi gerektiğini dile getiren tecrübeli teknik adam, “Büyük bir destek kampanyası ve şu dönemde şu an Bodrum’dayız ama farklı şehirlerde görev almış insanlarız. Şu an hepimiz evimizdeyiz. Hayatımızı evimize sığdırabildiğimiz, biraz da kendi geçmişimizi bugüne taşıdığımız ve geleceğe bunu nasıl yansıtacağımızı sorguladığımız bir dönem yaşıyoruz. Bu teslimiyeti yaşadık. Tüm kurallar da uyuluyor ve bunun da farkındayız. Bütünlüğü şu anda sağladığımızı düşünüyorum. Bu bütünleşmeler için hastalığa da ihtiyaç olmadığını düşünüyorum. Ekonomik destek dönemlerinde devletimizin yaptığı ve bizim yaptığımız ve söylenmeyen bir çok destek var, ailelere yardımlar var. Bu bizim birlikteliğimizden doğacak en büyük gücümüz. Hayatı eve sığdırıp, evde kalmaya devam etmeliyiz” dedi.