Yıl 1920… Mors makinasının tuşlarından karşı tarafa her biri kurşun gibi ağır harfleri içeren tarihi şu satırlar düşüyordu;
“Mustafa Kemal Paşa Hazretleri’ne özeldir.
Bu sabah Şehzâdebaşı’ndaki Mızıka Karakolu’nu İngilizler bastı. Oradaki askerlerle çarpışarak neticede şimdi İstanbul’u işgal altına alıyorlar. Bilgi için arz olunur.” “Bu hamiyetli ve cesur Manastırlı Hamdi Efendi olmasaydı İstanbul’da geçen bu acı olayları öğrenmek için, kim bilir ne zamana kadar bekleyip duracaktık. Kendisine borçlu olduğum teşekkürü, burada açıkça söylemeyi millî ve vatani görevlerinden sayarım.” M.Kemal ATATÜRK.
Evet, Mustafa Kemal Atatürk Nutuk’unda, İstanbul’un işgalini bildirerek Milli Mücadele’ye önemli hizmetleri olmuş ve adı altın harflerle millî mücadele kahramanları arasına yazılmış olan Telgrafçı Manastırlı Hamdi Bey için teşekkürlerini bu ifadelerle bildiriyordu. Pirinç levha üzerinde siyah harflerle yazılmış tarihî bilgileri okurken, “Zaferi nasıl kazandınız?” sorusuna Mustafa Kemal Atatürk’ün, ‘Telgraf hatlarıyla’. cevabındaki, haberleşmenin ne denli önemli olduğuna vurgu yapan tarihî sözleri, eski bir PTT ve Telekom çalışanı olarak gururumu bir kez daha okşuyor.
Ankara’yı tanıyanlar bilir. Kızılay’dan Ulus Meydanı istikametinde giderken, Gençlik Parkı’nın ana giriş kapısı kavşağını geçer geçmez sağda, bulvar üzerindeki taş bina dikkat çeker. Ankara’daki Cumhuriyet Dönemi ilk kamu binalarından biri olan yapının mimarı Avusturyalı ClemensHolzmeister’dir. Üç katlı olan müze binasındaki koleksiyonlar, toplam 6500 m2 alanda sergileniyor.“Modern İç Mekân Tasarımı ve Tarihe Tanıklık Eden Koleksiyonlar” sloganı ile ziyaretçilerini karşılayan müzenin giriş katında, posta haberleşme tarihini kronolojik olarakanlatan bir düzenlemeyle karşılaşıyorsunuz. Burası; dokunmatik ekranlardan, kısa filmlere; 3D sinema salonundan, İstiklal Harbi’nde PTT canlandırmasına kadar, ziyaretçileri, nostaljik aynı zamanda unutulmayacak bir keşfe çıkarıyor. Bir pulun hikâyesi, filateli sözlüğü, pullarla yüzyıl alanları, sunduğu kapsamlı dijital arşiv sayesinde, istenilen anda istenilen döneme, pula ve pulun bilgisine ulaşmayı mümkün kılıyor.
Günümüzde PTT, “Posta Dağıtıcıları Kostümleri” ve Osmanlı Dönemi’ne ait canlandırılan posta arabası da giriş katında sergilenmekte. O dönemin hayalinizde canlandırabileceğiniz dikkat çekici detaylardan birisi de postacılara ait el yapımı dağıtıcı çantaları. Bu çantaların büyüklüğüne şaşırmamak mümkün değil. O zamanın postacılarının ne denli ağır yük altında görev yaptıklarını düşünüp; nice kara haberin, sevinç dolu haberin dolup dolup taştığı, alıcısına bu çantalar içinde ulaştığını hayal edip duygulanmamak elde değil. Bir diğer ayrıntı, sergilenen eşyalar içinde silahın olması… Bir zamanlar saldırıya uğrama riskleri de dâhil çok zor şartlarda dağıtıma çıkıldığının, en ücra köylere kadar ulaşılabilme çabalarının göstergesi adeta.
Filatelistler için birinci katta sergilenen ‘Türk Pulları Koleksiyonu’,sadece filatelistleri değil pul meraklılarını da filateliye özendirecek şekilde hazırlanmış. Bu katı gezecek olan ziyaretçiler 1863 yılında basılmış ilk puldan, günümüze kadar uzanan tüm Türk pul koleksiyonunu tek bir sergide görebiliyor.
Tematik konsept çerçevesinde tasarlanan ikinci kat; Atatürk, doğa, spor, turizm, taşıt, tarih ve kültür varlıklarımız olmak üzere yedi farklı temadan oluşuyor. İkinci katın ilgi çekici detayları, filatelik ürün sergi salonunda bulunan posta kartları, ilk gün zarfları ve damgaları içeriyor. Her katta olduğu gibi bu katta da tüm koleksiyonları dokunmatik ekranlar sayesinde dijital olarak inceleyebilmek mümkün. Boğazlar Antlaşması, Lozan Sulh Anlaşması, Nüfus Sayımı (1945), Kore Savaşları gibi başlıklarla çıkan pullara bakıp tarihe yolculuk yaparken; Çiftçiyi Topraklandırma Kanunu, Boğaziçi Köprüsünün Temel Atma Töreni, Sarıyer Barajı’nın Açılışı (1956) gibi konu başlıklı pullarla da ülkemizdeki ekonomik gelişmelere tanıklık ediyorsunuz. Ayrıca halkoyunları, Türk minyatürleri, Türk Müzik Aletleri, Dede Korkut Masalları, Geleneksel Türk Evleri gibi başlıklar altında da kültürümüze hizmetin izlerini sürüyorsunuz.
Müzenin son katı olan üçüncü katta ise dünya pulları koleksiyonu yer alıyor. Koleksiyon, Dünya Posta Birliği’ne (Universal Poster Union) dâhil olan 192 ülkeye ait pul arşivini kapsıyor. Amerika, İngiltere, Fransa, İtalya, Çin, Arjantin ve daha pekçok ülkeye ait pul arşivinden örnekler sergileniyor. Ziyaretçiler, ülke simgelerine ait enstelasyonların yer aldığı bu katı gezerken kendilerini adeta kısa bir dünya turuna çıkmış gibi hissedebilirler. Dünyadaki tüm filatelistleri hedef alan bu müzede çocuklar da unutulmamış. Tamamı çocuklara yönelik konsept çerçevesinde tasarlanmış olan ‘Çocuk Kulübü’ pul koleksiyonerliğini, mektuplaşmayı, birbirinden renkli ve eğlenceli oyunlar üzerinden kazandırmayı amaçlıyor.
Müze, resmî ve bayramlar hariç her gün 09.00- 17.00 saatlerinde ziyaretçilere açık. Üstelik ücretsiz. Müzede yine filatelistler ve ziyaretçiler için pul, filatelik ürün ve hediyelik eşya satışının yapıldığı ‘müze dükkan’ın yanı sıra yorulan ve dinlenmek isteyenler için de şirin bir kafeterya var. Müzeyi gezdikten sonra şöyle sade bir kahve ya da demli bir çay eşliğinde bu atmosfere kapılıp bu da benden bir nostalji diyerek sevdiğiniz birine “bir mektup” yazabileceğiniz hoş bir ortam müze kafesi… Pullarla tarihe yolculuk yapmak, haberleşme teknolojisinin neredeyse unutturduğu bir zamanların tutkusu ‘bir mektup yazarak’ nostalji yaşamak istemez misiniz?