Investing.com – Mayıs ayı PPK toplantısında 50 bp faiz indirimi yapan TCMB, 25 Haziran’da gerçekleşen toplantıda %8,25 olan faizi sabit tutma kararı aldı. Merkez, böylelikle Temmuz 2019’dan itibaren devam eden faiz indirimine ara verdi.
Merkez bankası, bugün açıklanan PPK toplantı özetinde enflasyondaki yükselişe dikkat çekerek şu ifadelere yer verdi:
“Gıda ve alkolsüz içecekler yıllık enflasyonu Mayıs ayında 1,59 puan artarak yüzde 12,87’ye yükselmiştir. Bu gelişmede yıllık enflasyonu 4,91 puan artan işlenmemiş gıda grubu belirleyici olmuştur. Döneme özgü gelişmelerle taze meyve ve sebze fiyatlarında gözlenen düşüşün önceki yıllara kıyasla sınırlı kalmasına ek olarak döviz kuruna duyarlılığı yüksek olan yumurta ve bakliyatlardaki fiyat artışları işlenmemiş gıda enflasyonunu olumsuz etkileyen temel unsurlardır. İşlenmiş gıda grubu aylık enflasyonu bir miktar yavaşlarken, baz etkisinin de katkısıyla yıllık enflasyonu belirgin olarak gerilemiştir. Diğer yandan, öncü göstergeler işlenmemiş gıda yıllık enflasyonunun Haziran ayında da yükselebileceğine işaret etmektedir. Enerji fiyatları Mayıs ayında yüzde 2,13 oranında yükselmiş, grup yıllık enflasyonu 1,93 puan artarak yüzde 5,23 olmuştur. Uluslararası petrol fiyatlarındaki toparlanma ile birlikte Türk lirasındaki değer kaybı enerji fiyatlarındaki yükselişte belirleyici olmuştur. Öncü göstergeler, enerji yıllık enflasyonunun Haziran ayında artacağını göstermektedir.”
Cari açığı da yakından takip ettiklerini belirten TCMB, “Salgın hastalığa bağlı olarak küresel büyüme görünümündeki bozulma ve seyahat kısıtlamaları nedeniyle ihracat ve turizm gelirlerinde düşüş gözlenmiştir. Ancak, normalleşmeyle birlikte mal ihracatında görülen toparlanma ve emtia fiyatlarının düşük seviyeleri önümüzdeki dönemde cari işlemler dengesini destekleyecektir. Kurul, iktisadi faaliyetteki toparlanmanın sürekliliği ve makrofinansal istikrar açısından cari işlemler dengesindeki seyrin önemine dikkat çekmiştir.” açıklamasına yer verdi.
Mali destek ve kredilere de atıfta bulunan merkez istihdam korunması gerektiğinin altını çizdi.
”Salgın hastalığa bağlı gelişmelerin Türkiye ekonomisi üzerindeki olumsuz etkilerinin sınırlandırılması açısından finansal piyasaların, kredi kanalının ve firmaların nakit akışının sağlıklı işleyişinin devamı büyük önem arz etmektedir. Yakın dönemde uygulamaya konulan parasal ve mali tedbirler ekonominin üretim potansiyelini destekleyerek finansal istikrara ve iktisadi faaliyetteki toparlanma sürecine katkı yapmaktadır. İktisadi faaliyetin önümüzdeki dönemdeki toparlanma hızı normalleşme sürecinin yurt içindeki ve yurt dışındaki seyrine bağlı olacaktır.
İktisadi faaliyetteki yavaşlama işgücü piyasası verilerine de yansımıştır. Mart döneminde tarım dışı istihdam Şubat dönemine göre yüzde 4,3 oranında azalırken, inşaat ve hizmetler sektöründeki istihdam kayıpları daha belirgin olmuştur. Ancak işgücüne katılım oranındaki gerilemeyle işsizlik oranlarındaki artış nispeten sınırlı olmuştur. Öncü göstergeler, iktisadi faaliyetteki toparlanmayla yeni iş ilanlarının arttığını ve istihdam imkânlarının kısmen iyileştiğini göstermektedir. Kurul, kısa çalışma ödeneği başta olmak üzere işsizlik sigorta fonu ve cari transferler aracılığıyla sağlanan desteklerin, hanehalkı gelir kayıplarının sınırlanması ve istihdamın korunması açısından kritik rol oynadığı değerlendirmesinde bulunmuştur.”