ANKARA, 24 Eylül (Reuters) – Gelişmekte olan ülke para birimleri genelinde riskten kaçış kaynaklı dolara küresel yönelim nedeniyle değer kayıpları belirginleşirken iç piyasada Merkez Bankası’nın (TCMB) faiz kararı yön belirleyici olarak izleniyor.
TCMB’nin yükselen enflasyona rağmen politika faizinde bir artışı bu ay da tercih etmeyeceğine ilişkin endişeler TL’de satış baskısı yaratıyor.
Asya borsaları ABD borsalarındaki sert düşüşü takiben gerilerken, ABD Merkez Bankası (Fed) yetkililerinin uyarıları ekonomideki toparlanmanın dayanıklılığına dair endişeleri tekrar gündeme getirdi. yetkilileri maliye politikası kanalıyla ekonomiye ek destek çağrısında bulunurken Avrupa’da koronavirüs vakalarındaki artışın yatırımcıları güvenli liman varlıklara sevk etmesi sonucu doların yükselmeye devam edeceği tahmin ediliyor.
Euro, dolar karşısında EUR=D3 Asya piyasalarındaki işlemlerde dün test ettiği iki ayın en düşük seviyesinin biraz üzerinde 1,1671 dolarda seyretti.
Dolar/TL‘de yeni tarihi zirve 7,7090 seviyesinde bulunuyor. Kur neredeyse her gün yeni bir zirveyi görüyor. Yılbaşından bugüne bakıldığında TL’deki kayıp %22 ile benzer para birimleri arasında en üstlerde bulunurken son 5 yıla bakıldığında ise TL %60’ın üzerinde kayıpla benzer para birimleri arasında açık ara en çok kaybeden para birimi oldu.
Dolar/TL saat 08.58’de 7,6990 / 7,7075 seviyesinde işlem gördü. Euro/TL ise bu hafta yeni zirve olan 9’u aştıktan sonra aynı saatte 8,9751 / 8,9862 seviyesindeydi. Sepet bazında TL ise 8,3372 / 8,3468 seviyesinde.
Reuters’ın 17 kurumun tahminleriyle yaptığı ankette medyan beklentisi TCMB’nin politika faizini %8,25’te sabit tutacağına işaret ediyor. 17 katılımcıdan 14’ü ise politika faizinin sabit tutulacağını öngörüyor. piyasaya sağladığı ağırlıklı ortalama fonlama maliyeti CBTWACF= 16 Temmuz’da politika faizinin 90 baz puan altına yani %7,34’e kadar gerilemişti. TCMB PPK’da faizleri sabit tutmasına karşın likidite sıkılaştırma adımlarıyla fonlama maliyetini %10,65’e kadar çıkardı.
PPK’nın haftanın en önemli gündem maddesi olarak görülmesinin nedeni TL’de yeni ve kuvvetli değer kayıpları getirebileceği endişesi.
Yapılan sıkılaştırmalara rağmen mevcut ve ileri dönük enflasyon beklentilerinin de altında kalan para politikası sıkılığının, başta lokaller olmak üzere dövize yeni bir yönelim getirip getirmeyeceği izleniyor. Lokallerin altın dahil döviz mevduatları ise 218.7 milyar dolar ile yeni tarihi zirvede. Güncel veri bugün açıklanıyor.
Bir bankanın Hazine yetkilisi, “Bugünkü faiz kararı TL’nin seyri, TCMB’ye Türkiye’nin ekonomi politikalarına bakış açısı hakkında önemli bir gösterge olacak. Beklentim ekonomi yönetiminin tercih ettiği politika setinde bugün kapsamlı değişiklik yapılmayacağı, dolayısıyla faizlerin sabit tutulacağı yönünde. Yabancı açısından görüş net. Yabancılar reel faiz ödeyecek bir TL faiz politikası benimsenmediği sürece Türkiye’ye geri gelmiyor. Ancak içeride farklı bir durum söz konusu. Bugünkü faiz kararı lokallerin daha fazla dövize yönelimini beraberinde getirmesi ihtimali taşıyor” dedi ve ekledi:
“TL mevduat faizi Temmuz başından bugüne %7 – 9 bandından %13’lere kadar kadar yükseldi. Ancak net TL getirisi hala enflasyona kıyasla pozitif ya da özendiren seviyeler değil. O yüzden bugün TCMB kararı lokallerin döviz talebine etkisini yakından izleyeceğiz. TCMB faizi sabit tutar ve bu lokaller açısından bir yönelim getirirse belki TCMB’den bağımsız, bankalar aracılığıyla dövize yönelimi adımları görebiliriz. Bu piyasa açısından şaşırtıcı olmaz. Son dönemde kamu bankalarının TCMB’den daha güçlü sıkılaştırma uygulayabildiklerinin örneğini gördük” dedi.
POLİTİKA FAİZİ ARTMAZ İSE GLP FAİZİNDE ARTIŞ OLABİLİR Mİ?
Siyasetin politika faizi artışlarına sıcak bakmaması ve geçmişte faiz nedeniyle TCMB’de başkan değişikliği yaşanmış olması nedeniyle, bankanın daha fazla sıkılaştırma için faiz koridorunun üst bandında bir artış yapabileceği piyasadaki beklentiler arasında.
Reuters anketinde ise bu konuda bir medyan beklentisi oluşmadı. Ancak TL’deki değer kaybını azaltabileceği için bu adım politika faizi artırmadan sıkılaştırmayı belirginleştirebilecek bir ihtimal olarak görülüyor.
Bu ihtimalin değerlendirmeye alınmasının nedeni TCMB politikasında sıkılaştırmanın üst sınırında geç likidite penceresi faizinin belirleyici rol oynaması.
Ancak TCMB’nin GLP’de bir artış için 2018 yılı Mayıs ayında gerçekleştirdiği sadeleşme olarak bilinen para politikası operasyonel çerçevesinde yeniden değişikliğe gitmesi gerekiyor.
Son günlerde %11,25 seviyesindeki geç likidite penceresi depo ve repo piyasasında kullanım ise belirginleşiyor. GLP’de dün depo ve repo olarak yaklaşık 25 milyar TL kullanım gerçekleşti. TCMB’nin toplam fonlaması yaklaşık 250 milyar TL oldu.
Ekonomi yönetiminin rekabetçi TL söylemi, TL’deki değer kayıplarına bir ölçüde tolere edebileceğine işaret ediyor, ancak TL’de değer kayıplarına ne kadar tolere edileceği ve bu sürecin TCMB rezervlerine etkisi ise piyasada endişe yaratan konuların başında yer alıyor.
Piyasalarda Yunanistan ve Avrupa Birliği ile Akdeniz’deki gerilimi azaltacak diplomasi trafiği de yakından izleniyor. 5 yıllık kredi iflas takası primi (CDS) ise yukarı seyrini belirginleştirdi. Geçen haftalarda 500 baz puana yaklaşan CDS bu hafta başında 550’yi aştı. CDS bugün saat 0856’da 570/580 seviyesinde.