Dünyamızın nüfusu 8 milyara yaklaştı, Çin’in nüfusu ise bu rakamın yaklaşık 1/8’ini geçiyor. Bilim ve teknoloji alanında kendi kendine yetme hatta bunu ihraç etme çabasında olan Çin, giderek yatırımlarını artırıyor. Ülkenin hedeflerinden biri de 2020’de kullandığı yarı iletkenlerin yüzde 40’ını, 2025’te ise yüzde 70’ini üretmek. 5G konusunda da Uzak Doğu ve Avrupa’da atılımlarına devam eden Çin, yerli ve millî anlayışında giderek tavır değiştiriyor. Patent sahipliğinden başlayarak tüm parçaları ülkede üretilmiş ve monte edilmiş ürünler ortaya çıkarmayı hedefliyor. Bu durum pek çok ülkenin yatırım yaparak kendi bünyesinde ürettirmeyi avantajlı görmediği ürünlere de yatırım yapacağı anlamına geliyor.
Teknoloji, yaratıcılıkla birlikte yol alıyor
Teknolojik alandaki rekabetin lokomotifi yaratıcılık gibi görünüyor. Bu sebeple de AI, Iot, AR, VR gibi konularda gençlerin eğitimine verilen önem ön plana çıkıyor. Üniversitelerde öğrencilerin branşı ne olursa olsun, başta iş hayatları olmak üzere her alanda karşılaşacakları bu teknolojiler hakkında en azından fikir sahibi olmaları önemli. Teknoloji, sadece mühendislik değil her branşı ilgilendiriyor. Meselâ, sosyal bir bölüm olarak görülen iletişimi ele alalım. Günümüzde TV, outdoor medya, cep telefonları hatta yeni nesil IoT buzdolabınız bile bir reklam kampanyasının mecrası olabilir. Bunların hepsini eş zamanlı olarak kullanabilir ve kampanyada AR teknolojisinden faydalanılabilir. Bunu yapabilmek için ise teknolojinin kullanımını, dinamiklerini bilmek ve yaratıcılıkla birleştirebilmek gerekiyor.
Aynı durum bir hukuk öğrencisi için de geçerli. Çin’de yapay zekâ yargıç kullanıldı. Bunun oluşturuluşunu, sistemin nasıl çalıştığını anlamak, yeni sistemler oluşturmak ya da hukuk alanında var olan sorunlara çözüm bulmak için de gelecekte teknolojiden faydalanılacak. Tüm bunlar, teknolojiye özel ilgisi olduğu için kendini yetiştirmiş öğrencilere mi bırakılacak?
Konu herkesin yapay zekâ kodlamayı bilmesi ile bitmiyor. Önemli olan, bireyin teknolojiyi anlaması, kullanmayı, mantığını bilmesi ve yaratıcılığı ile birleştirebilmesi. Her okul bünyesinde verdiği robotik dersleri sonucunda teşrifatçı bir robot üretebilir. Ancak değerli olan bu robotu farklı kurgulayabilmek. Neticede, hayâl gücü ve bilgi birleşince ortaya icatlar çıkıyor. Bunu yapacak yaratıcılığın gençlerde olduğuna inanıyorum. Onu ortaya çıkarmak ise başta eğitimcilerin ve biz yetişkinlerin görevi.
Serap TORUN
twitter.com/seraptorun73