Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, Teknopark İstanbul 2. Etap Açılış Töreni’nde yaptığı konuşmada, ülkeleri küresel rekabette öne çıkaran unsurların tarih boyunca farklılıklar gösterdiğini belirterek, 2000’lerden itibaren, araştırma-geliştirme ve yeniliğe yapılan yatırımların, ne denli önemli olduğunun ortaya çıktığını söyledi.
Özgün fikirleri olan, Ar-Ge’sini yapan ve inovatif ürünü piyasaya sunan yenilikçi girişimlerin, bu dönemin kazananları olmaya başladığını kaydeden Varank, şöyle devam etti:
“Artık başarmak için teknolojiyi sadece kullanmanız yetmiyor, teknolojiyi üretmeniz de gerekiyor. Teknolojiyi üretmek içinse, iyi işleyen bir yenilik ekosistemi artık mecburiyet. İşte biz Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde 18 sene boyunca, bilime ve teknolojiye yaptığımız yatırımlar sayesinde güçlü bir ekosistem inşa ettik. Aynı zamanda, Milli Teknoloji hamlemizin vazgeçilmez paydaşları olan ekosistemdeki bütün oyuncuları fikirden ürüne, üründen pazara tüm süreçleri kapsayacak şekilde iyi kurgulanmış desteklerle teşvik etmeye başladık.”
Özel sektör firmalarına 2008 yılından bu yana Ar-Ge Merkezi, 2016’dan itibaren ise Tasarım Merkezi belgesi verdiklerine dikkati çeken Varank, bu belgeye sahip firmaların vergi indirimi, sigorta primi desteği, gelir vergisi stopajı, damga vergisi istisnasından faydalanabildiklerini kaydetti.
Varank, “Teknoloji Geliştirme Bölgelerine ise vergisel avantajların yanı sıra, altyapı, idare binası ve kuluçka merkezi gibi yatırımları için hibeler veriyoruz. Bu kapsamda Bakanlık olarak bugüne kadar verdiğimiz desteklerin tutarı 1 milyar lirayı aşmış durumda.” diye konuştu.
Teknoparklarda yer alan firmaların mentörlük, iş eşleştirmeleri, ticarileşme ve ihracat desteklerinden de faydalandığını vurgulayan Vatank, şöyle konuştu:
“Bu bütüncül bakış açısının sonucu olarak bugün teknoparklarımızda 5 bin 593 firma faaliyet gösteriyor ve 47 bine yakın Ar-Ge personeli istihdam ediliyor. Buralardan yapılan ihracat 5 milyar dolara ulaşmış vaziyette. Biz bu tutarın zamanla katlanarak artacağına, ülkemizden çıkan yeni markaların küresel piyasalarda kendine önemli yerler edineceğine inanıyoruz. Nitekim 2023 Sanayi ve Teknoloji Stratejimizde de bu alanda kendimize hedefler koyduk. Ar-Ge yatırımlarında dünyada söz sahibi olan ilk 2 bin 500 firma içerisine ülkemizden 23 firmayı katmak istiyoruz. Yıkıcı teknoloji alanlarında, küresel ölçekte marka olacak en az 23 akıllı ürün geliştirmeyi ve piyasalara sunmayı istiyoruz. Tabii bunları yapacak, yenilikçiliğe odaklanmış, fırsatları en iyi şekilde değerlendiren girişimcilere ihtiyacımız var.”
“2023’e kadar en az 10 Turcorn hedefimiz var”
Varank, “Biliyorsunuz girişim seviyesinden 1 milyar doların üzerinde değerlemeye ulaşan şirketlere Unicorn deniliyor. Dünya’da 400’ün üzerinde böyle şirket var ama içlerinde maalesef Türkiye’den bir firma yok. Türkiye’den de bu tip özgün, yenilikçi, fark oluşturan şirketlerin çıkması gerekiyor. Biz ülkemizden çıkacak böyle şirketlere kendi aramızda bir isim de verdik; bunlara ‘Turcorn’ diyoruz. 2023’e kadar en az 10 Turcorn hedefimiz var. İşte teknoparklar, bahsettiğim tüm bu hedefleri gerçekleştirmede kritik bir rol oynuyor.” değerlendirmesini yaptı.
Türkiye’nin teknoloji tabanlı işlerde büyük bir sıçrama potansiyeline sahip olduğuna da değinen Mustafa Varank, şunları kaydetti:
“İstiyoruz ki nitelikli insan kaynağımız en üretken işlere odaklansın, fikri sermayesini ülkemizin geleceği için kullansın. Ar-Ge kampuslerimiz tersine beyin göçünün merkezi olsun, hem de dünyanın dört bir yanından üst düzey araştırmacıları bünyesine katabilsin. Küresel şirketler, inovatif faaliyetlerini ülkelerimizde açacakları merkezlerde yürütebilsin, geliştirdiğimiz altyapılardan en iyi şekilde faydalansın. Nitekim bugün, Alman BASF firmasının İnovasyon Merkezini de bu yerleşkede açmış oluyoruz. Ülkemizde 52 yıldır 6 farklı üretim tesisiyle faaliyet gösteren bu şirket, buradaki inovasyon merkezinde tarım, otomotiv, kişisel bakım, gıda çözümleri ve boya hammaddeleri gibi alanlarda farklı laboratuvarlar kuracak. Bölgedeki üniversitelerle işbirliklerini geliştirecek. Elbette, canlı iç pazarımız, coğrafi avantajlarımız, güçlü sanayimiz ve yine sanayimizdeki ürün çeşitliliği, firmanın bu kararı almasında etkili oldu. İşte bunun gibi örnekler, Türkiye’nin inovasyonda da bir global çekim merkezi olma hedefini perçinleyecek.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın önderliğinde Türkiye’nin kalkınma konusunda dünyaya örnek gösterilen bir ülke konumuna geldiğini dile getiren Varank, sıradaki hedefin global anlamda bir ekonomik güç edinerek Türkiye’yi dünyanın en büyük 10 ekonomisi arasına sokmak olduğunu kaydetti.
Bakan Varank, konuşmasını, “Üniversiteler, araştırma altyapıları, teknoparklar, organize sanayi bölgeleri, özel sektör Ar-Ge ve tasarım merkezleriyle yakın işbirliği içinde çalışmaya devam ediyoruz. Bakanlığımızın sunduğu destekler, bireysel girişimci adaylarından büyük şirketlere kadar herkese açık. Sonuç odaklı bir iletişim ve koordinasyon mekanizmasıyla, inşallah hedeflerimize teker teker varacağız. Teknopark İstanbul’un tekrar hayırlı olmasını temenni ediyorum.” diye tamamladı.