Teknolojinin hızlı gelişimi ve kullanım alanının genişlemesi, bireylerin bu alandaki bağımlılığını artırdı. Bankacılık işlemlerinden yüksek çözünürlüklü oyunlara kadar geniş bir yelpazeye dağılan kullanım alanı, akıllı telefonları günlük hayatta vazgeçilmez noktaya getirdi.
Sosyal paylaşım uygulamalarının etkin kullanımı da akıllı telefonlara bağımlılığı artıran nedenlerin başında geliyor.
Uzmanlar, akıllı telefonlarda harcanan zamanın her geçen gün arttığını, istem dışı telefona dokunma ya da bakma gibi problemli davranışların ortaya çıktığını ifade ediyor.
Hacettepe Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Pazarlama Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Pınar Başgöze, akıllı telefon kullanımında ortaya çıkan sorunlara ilişkin değerlendirmede bulundu.
Akıllı telefonların son dönemde yoğun kullanıldığına ve bazı problemli durumların ortaya çıkabildiğine dikkati çeken Başgöze, kişilerin telefonu çok fazla açıp kapatması ve uyku aralarında kontrol etmesi gibi durumların problemli davranışlar olarak öne çıktığını söyledi.
Kişilerin bu davranışı durdurmak istemelerine rağmen önüne geçemediklerini belirten Başgöze, bu durumun uyku bozukluklarına da yol açtığını ifade etti.
Başgöze, araştırmalara göre problemli kullanımı olan kişilerin sürekli telefonla ilgilendiklerini dile getirerek şunları kaydetti:
“Dscout’un yaptığı araştırmaya göre, tipik telefon kullanıcısı (ileri bağımlı olmayan) günlük ortalama 2 bin 619 kere telefona dokunuyor. Bu otomatikleşen ve problemli davranışın göstergesidir. Hayatımızı tamamen akıllı telefona bağladığımızın göstergesidir. Problemli kullanıcıların telefonlarına dokunma sayıları ise 5 bin 400’e kadar çıkabiliyor. Ortalama bir kişi 145 dakikasını telefonda geçiriyor, daha yoğun kullanan kişiler 225 dakikaya çıkıyorlar. Pew Research araştırma merkezinin bulgularına göre ise 18-29 yaşın yüzde 48’i sürekli çevrimiçi, 30-49 yaş aralığının yüzde 36’sı sürekli gün içinde çevrimiçi.”
Dijital bağımlılıktan kurtulmanın yolu sosyal aktivite
Akıllı telefon bağımlılığının kişinin telefonunu kullanmadığında kendisini kaygılı hissetmesiyle başladığını bildiren Başgöze, çözüme davranışsal terapiyle ulaşılabileceğini ifade etti.
Başgöze, bağımlılıktan kastının fazla kullanım olduğunu vurgulayarak, “Kişi kendisini yoksun bırakmalı. Telefonunu kapatacak. Şarjı bittiğinde yanına şarj almayacak. Şarjının bitebileceğini kabul edecek.” dedi.
Dijital bağımlılıktan kurtulmada sosyal aktivitelerin önemli rol oynadığını belirten Başgöze, şunları kaydetti:
“Kişi sosyal aktivitelerini sadece dijital dünyaya bağlamamalı, dijital dünya dışında bir sosyal aktivitesi ve sosyal etkileşimleri mutlaka olmalı ve yüz yüze iletişimden kaçınılmamalı. Telefon kullanımını limitleyen bazı uygulamalar var. Bu tür uygulamalar kullanımı azaltır.”