Bursa Organize Sanayi Bölgesi’nin ‘sürdürülebilir su yönetimi’ kavramını en iyi uygulayan OSB’lerin başında geldiğini söyleyen İTÜ Çevre Mühendisliği Bölümü’nden Prof. Dr. Erdem Görgün, “Nilüfer Çayı’nın maalesef kirlenmiş sularını alıp, bir dizi ileri teknoloji arıtma ünitesinden geçirdikten sonra sanayicinin hizmetine sunulabilir hale getirmek önemli bir başarıdır. Ve bölgede oluşan atıksular modern bir atıksu arıtma tesisinde arıtılarak, Nilüfer Çayı’nın toplam kirlilik yükünde önemli bir azalma sağlanmaktadır. Bu döngünün sağlıklı bir şekilde işletilebilmesi için bölgede faaliyet gösteren sanayi tesislerinin de gerekli hassasiyetleri göstermesi, iç yönetmeliklere uyum sağlaması, bir yandan daha temiz üretim süreçlerine entegre olurken bir yandan da atıksularını kanalizasyon şebekesine uygun koşullarda deşarj etmeleri büyük önem taşımaktadır” dedi.
Bu gerekliğin OSB yönetiminin başarılı çabaları sayesinde, çevre konusundaki genel hassasiyetle de birleşerek, duyarlı sanayicilerin arasında çevre dostu uygulamaların yaygınlaşmasını sağladığını belirten Görgün, şunları söyledi: “Bursa Organize Sanayi Bölgesi Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (BOSİAD) de, bu modern ve çevreci yaklaşımı benimseyen sanayi kuruluşlarını ödüllendirmek sureti ile ‘Çevreci üretim, temiz gelecek’ sloganı ile temiz üretim süreçlerini taçlandırmaya karar vermiştir. Birbirinden değerli başvurular, hassas bir değerlendirme sürecinden geçirilmektedir. BOSİAD’ın verdiği bu ödülün, ödül alan sanayiciler kadar bölgedeki hatta diğer OSB’lerdeki sanayi kuruluşlarını, daha çevreci üretimlere geçiş konusunda motive edeceği aşikardır. BOSİAD’ın bu gelenekselleşen başarılı uygulamasının, diğer SİAD’lara ve sanayicilere örnek olması dileği ile…”
ÜRETİM OLMADAN GELİŞİM OLMAZ
Bu tür aktivitelerin her şeyden önce farkındalık yaratması bakımından önemli olduğuna değinen Bursa Uludağ Üniversitesi Çevre Mühendisliği Bölümü’nden Doç. Dr. Selnur Uçaroğlu da şöyle konuştu: “Yıllar önce firmalarda ‘çevre’ dediğimizde sadece çiçek, peyzaj gibi konular algılanırken, bugün kirliliğin azaltılması, kaynağında azaltma, geri dönüşüm, arıtma, atık minimizasyonu gibi konular konuşuluyor. Bu yarışma kesinlikle sürekli hale getirilerek devam ettirilmeli. İnanıyorum ki her yıl katılım ve müracaatların kalitesi artacaktır. Şu bir gerçek: Sanayi üretir, aynı zamanda kirletir, fakat bu iyi yönetildiği zaman bir sıkıntı oluşturmaz. Sonuçta üretim olmadan yol alamayız, gelişim olmaz. Benim bu meslekte yola çıktığım zamana göre bugün çok daha ileri noktayız. Fakat daha ileri gitmek zorundayız. Yarışma, temiz üretim kavramlarını anlayabilmek açısından da faydalı oldu. Bu algı her sene artarak devam edecek. Öte yandan yarışma sürecinde online olarak değerlendirmelerin yapıldığını, dolayısıyla jürinin birbirini etkileyemediğini önemle belirtmek isterim. Bağımsız ve hür iradelerle karar veriliyor. Geriye firmaların tam ve doğru bir hazırlık yapmaları kalıyor.”