İzmir’de 1996’da doğan Enis Çağatay Yılmaz, kentteki fen lisesinden mezun olduktan sonra girdiği 2014 yılı LYS MF-3 alanında Türkiye 3’cüsü oldu. Araştırma merakı nedeniyle önceleri mühendis olmak isteyen sonraları rotasını tıp alanına çeviren Yılmaz, hayallerine ulaşmak için Bahçeşehir Üniversitesi Tıp Fakültesi’ne girdi. Hazırlık sınıfındayken ABD’ye giden Yılmaz, dokuz ay boyunca dil eğitimi aldı. Tıp eğitiminin ilk yılında okul içinde ve dışında, sosyal aktivitelerden kopmayıp öğrenci kongreleri düzenleyen Yılmaz, 2’nci sınıfta Harvard Üniversitesi’nde Dr. Teng’in laboratuvarına yaz stajı için kabul aldı. Nörodejeneratif hastalıklar ve travmatik beyin hasarıyla ilgilenen laboratuvarda konfokal mikroskopla çalışma imkânı bulan Yılmaz, 3’üncü sınıfta, üyesi olduğu Dünya Tıp Öğrencileri Federasyonu’nun (TURKMSIC) düzenlemiş olduğu Türkiye geneli sınav sonucunda, İtalya’da bir ay boyunca kardiyoloji bölümünde staj yapma hakkı kazandı.
TEK TIP ÖĞRENCİSİ OLDU
Cenova’daki eğitiminin ardından Yılmaz, üyeleri mühendis olan, mikroskoplar ve yapay zeka üzerine odaklanan Prof. Dr. Aydoğan Özcan’ın rehberliğindeki California Los Angeles Üniversitesi’ndeki laboratuvarda tek tıp öğrencisi olarak üç ay geçirdi. 4’ncü sınıfın yaz dönemini, Prof. Dr. Özcan’ın laboratuvarı UCLA’da proje çalışmasıyla Tayvan’daki kulak-burun-boğaz ve dermatoloji bölümlerinde staj yaparak geçiren Yılmaz, şimdilerde ise intörn doktor olarak hedeflediği radyoloji uzmanlığı yolunda emin adımlarla ilerliyor.
DÜNYACA ÜNLÜ DERGİDE YER ALDI
Yılmaz, henüz genç yaşına rağmen dünyanın dört bir tarafında verdiği emeklerinin ilk karşılığını 10 Temmuz 2020’de aldı. Yılmaz’ın, geliştirilmesinde emek verdiği bir su kaynağının kullanılabilirliğini normal metotların aksine yapay zeka kullanarak çok daha hızlı ve ucuz değerlendiren yöntem, İngiltere’de yayınlanan ‘Nature Light: Science & Application’ adlı dünyaca ünlü bilim dergisinde yer aldı. Başarısıyla ailesini ve hocalarını gururlandıran Yılmaz, “Geliştirdiğimiz yöntem, dünyada halk sağlığı için çok önemli bir çalışma. Şöyle düşünelim, ortada bir su kaynağı var. Suyun ne kadar temiz olduğunu anlamak için tetkikler yapılıyor. Bunlar uzun süreli oluyor. Sonuçlar 2-3 günde çıkabiliyor. Bizim yöntemimiz ise, bir su kaynağının ne kadar temiz olduğunu yapay zekayı kullanarak kısa sürede ortaya çıkarıyor. Standart yöntemlere göre hem daha ucuz hem de daha kolay. Önü çok açık bir yöntem. İlk adımda çok büyük bir başarı elde ettiğim için çok mutluyum. Özellikle Koronavirüs riski yaşadığımız şu günlerde ve benzer süreçlerde insan sağlığına katkıda bulunacak önemli bir çalışma olması beni ayrıca sevindirdi” diye konuştu.