TLREF, finansal türev ürünlerde, borçlanma araçlarında ve çeşitli finansal sözleşmelerde değişken faiz göstergesi, dayanak varlık veya karşılaştırma ölçütü olarak kullanılabilecek, Türk lirası kısa vadeli referans faiz oranı ihtiyacını karşılamaya yönelik olarak oluşturuldu.
Hazine ve Maliye Bakanlığı, finansal piyasalar açısından hayati önem sahip olan ve Borsa İstanbul tarafından 17 Haziran 2019’dan itibaren hesaplanmaya ve yayımlanmaya başlayan TLREF’e endeksli 2 yıl vadeli ilk tahvil ihracını geçen hafta gerçekleştirdi. İlk ihaleye 4 kat talep gelirken, Hazine 3,4 milyar lira borçlanmıştı.
Hazine tarafından ihraç edilen söz konusu senedin TLREF’e dayalı faiz türev piyasalarının gelişmesine ve derinleşmesine, Hazine’nin finansman araçlarını çeşitlendirmesine ve yatırımcı tabanını genişletmesine katkıda bulunması öngörülüyor.
Yurt içi bankalar tarafından son dönemde önemli sayıda TLREF’e dayalı menkul kıymet ihracı yapılmıştı. Ağustos 2019’dan bu yana TLREF’e dayalı borçlanma araçları ihracı 20 milyar liraya yaklaştı.
TLREF’e dayalı endeksli tahvil, dünyada bir devlet hazinesi tarafından risksiz gecelik faiz oranına dayalı olarak ihraç edilen ilk borçlanma senedi olma özelliğini taşıyor. Bu durum, Hazine’nin söz konusu piyasalara olan desteğindeki öncü rolünü gösteriyor.
TCMB Başkanı Murat Uysal, geçen hafta yılın ilk Enflasyon Raporu toplantısında yaptığı açıklamada, gelecek dönemde TLREF’e endeksli ihraçların ve diğer enstrümanların yaygınlaşarak artacağını, piyasalardaki derinliğe katkı sağlayacağını söylemişti.
REFERANS FAİZİN FAYDALARI
AA Finans Analisti Cüneyt Paksoy, konuya ilişkin yaptığı değerlendirmede, Temmuz 2018’de kur atağı sonrası oluşan ve makro-mikro verilerle örtüşmeyen hasarları gidermek, dengeli bir sistem içinde yeni kur ataklarını ve özellikle faiz tarafında oluşabilecek oynaklığı önleme amaçlı getirilen önlemlerden birinin de finansal piyasaların ihtiyacı olan yapısal adımlar paralelinde “TLREF” olarak adlandırılan “referans faiz” adımı olduğunu söyledi.
Finansal piyasalarda, türev piyasalarda özellikle borçlanma gereği duyulan her ortamda TL bazlı referans teşkil edecek bir faizin oluşması için tasarlanan adımın oldukça yerinde olduğunu ifade eden Paksoy, şöyle devam etti:
“Kısa vadede oluşabilecek oynaklıkla beraber gelişecek manipülasyonlara ve volatiliteye karşı daha öngörülebilir ve TL üzerinden referans teşkil edebilecek bir faizin kullanılması oldukça önemli pozitif sonuçlar doğuracaktır. Uzun vadede referans faiz geçerli oldukça faiz grafiği verim eğrisi oluşturacak. Bunun üzerinden hem ekonomi yönetimi hem de kamu-özel bütün finansal kurumlar kendi hesaplarını ve risk analizlerini daha rasyonel yapabilecek. TLREF endeksli ilk tahvilde sağlanan başarı, orta ve uzun vade adına finans merkezi olma yönünde ilerleyen piyasaların kur dışında daha çok TL üzerinden daha öngörülebilir ve sağlıklı bir piyasa oluşturmalarını ve piyasaların risk primini pozitif etkilerken, CDS gibi göstergelere duyarlılığı adım adım dengeleyecektir.”
“FAİZ İNDİRİMLERİ DEVAM EDEBİLİR”
Ata Yatırım Direktörü Cem Tözge de geçen hafta gerçekleştirilen TLREF’e endeksli ilk ihalenin önemli olduğunu ve başarılı sonuçlandığını kaydetti.
Gösterge tahvil faizinde tek hanelerin görüldüğünü hatırlatan Tözge, Merkez Bankası’nın şubat toplantısında faiz indirimlerine devam edebileceğini söyledi.
Tözge, kur tarafında oynaklık görülmediğini, yurt dışında Çin kaynaklı jeopolitik risklere rağmen Türk lirasında herhangi bir bozulma yaşanmadığını ifade etti.
Merkez Bankası’nın faiz indirimlerine paralel kısa vadeli tahvillerde tek hanelerin kalıcı olabileceğini belirten Tözge, “Zaten Londra swap piyasası uzun zamandır tek haneye kaymış durumda. Tahvil faizi tarafında yüzde 9,5’ler olası gözüküyor.” dedi.