Bu içerik bolca ironi içerir, anlayana…
1. Bebekliğinden itibaren hiç alakası olmasa da her konuda onu suçlayın, ‘yaşayamadığınız’ her şeyi ona yükleyin, bağırıp çağırın.
2. Yaşına uygunluğunu umursamadan kontrolsüz bir şekilde televizyon izletin, eline tablet ve akıllı telefon verin, teknolojiyle erken yaşta tanışmasını sağlayın.
Televizyonun sınırsız manyaklığında kendisini kaybetmesine izin verin ki etrafta gerçek olmayan şeyleri gerçekmiş gibi algılayarak yaşasın. Türk dizilerini izlesin, partner ya da kayıp bulma programlarına yorum yapsın, Survivor izleyerek kendinden geçsin. Sadece çizgi filmle olmaz yani, bu ülkede yaşadığını hissetsin çocuk!
3. Hiçbir sorumluluk vermeyin, leb demeden leblebi dediğini anlayın ve hemen isteğini yerine getirin, zorluklarla karşılaşmasına müsade etmeyin.
Ne demek kendi yemeğini kendi yemesi, kendi başına uyumayı öğrenmesi, odasını toplaması?! 30 yaşına da gelse çoraplarını yerden toplayın. Başka türlü bu türün devam etmesi mümkün değil. Nesillerinin tükenmesini istemeyiz, öyle değil mi?
4. Anlamayacağını düşünerek yanında her şeyi konuşun, küfredin, kendinizi olabilecek en yanlış şekilde ifade edin.
Anlamaz yaa, boş verin…
5. Başkalarının çocuklarıyla ya da başkalarıyla kıyaslayın: “Aslı annesini hiç üzmüyor, Can yemeğini her zaman bitiriyor, Naz’ın karnesi seninkinden daha iyi” deyin.
Biricik yavrunuzu başkalarının yavrularıyla kıyaslayın, ona kendini yetersiz hissetmesi için elinizden geleni yapın. Sonuçta onu hayata hazırlıyorsunuz!
6. Oğlunuzu pipisi olduğu için sürekli övün, cinsiyetinden ötürü üstün olduğuna inandırın, errrrrkek gibi davranması için sürekli teşvik edin.
Cinsiyetçi yaklaşımlarınızın tamamını benimseyebilmesi için aşağılamayı da ihmal etmeyin: “Karı gibi ağlama, erkek dediğin öyle yapmaz, erkekler pembe giymez” deyin. Oyuncak olarak tabanca alın, şiddeti benimsemesini sağlayın.
7. Beceriksizliğini sık sık yüzüne vurun, özgüvenini yitirmesi için her daim aşağılayın, kendini kötü hissetmesi için her zaman “Sen yapamazsın” deyin.
Böylece sizsiz bir adım bile atamayacak bir çocuk yetiştirmiş olursunuz. Her zaman size muhtaç, 30 yaşında bile…
8. Kız çocuğunuzu sürekli ‘prensesim’ diye sevin, ayağına taş bile değmesine izin vermeyin, elini sıcak sudan soğuk suya bile sokmayın ki hayatın gerçekleriyle yüzleşmesin.
Pespembe bir dünya kurun, bütün insanların iyi olduğuna inandırın, her istediğimi “Aman da benim minik prensesim” diyerek gerçekleştirin, sürekli güzelliğinden bahsedin ve Paris Hilton gibi olmasını izleyin. Nefis bir çalışma…
9. En üstün türün ve dünyanın sahibinin insan olduğuna inandırın, hayvanları sevmemesi gerektiğini söyleyin, mümkünse siz de hayvanlardan korkarak uzaklaşın.
Sokakta hayvan gördüğünüz anda kaçın ve çocuğunuzu da kaçırın, hayvanlara kötü davranın, hayvan sahiplenenlerle ilgili atıp tutun. Sonuçta en üstün tür insan evladı, bunu sürekli olarak hatırlatın.
10. Sürekli korkutun, ‘öcü’lere vermekle tehdit edin, korkutucu hikayeler anlatarak ders almasını umun, “Böyle yaparsan seni terk ederim” deyin.
Sadece umduğunuzla kalabilirsiniz ama siz yine de deneyin ya, denemekten bir şey olmaz. Çocuk dediğin azıcık korkacak hem… Yokluğunuzla imtihan olsun ki kıymetinizi anlasın.
11. Sosyal medyaya sürekli fotoğraflarını yükleyerek fenomen olmasını sağlayın, sanki dünya onun etrafında dönüyormuş gibi davranın, onun üzerinden para kazanın.
Hem sürekli cep telefonunuzla ilgilendiğiniz için çocuğunuz dünyayı sırf oradan ibaret zanneder, ne kadar güzel!
12. Sürekli paradan bahsedin, paranın her kapıyı açacağına inandırın, ağlayınca hemen para verin.
Parayla her şeyi yapabileceğine inandırın ki büyüyünce karşılaştığı ilk zorlukta ortada kalsın, ne yapacağını bilemesin.
13. Düşene bir tekme de onun vurması gerektiğini öğretin, yardımlaşmayı acizlikle eş değer tutun, empati duygusunun yeşermesine bile izin vermeyin.
Kimseye yardım etmesine tabii ki izin vermeyin, sonuçta herkes kendi eder ve kendi bulur. Yardımlaşmak da acizlikten başka bir şey değil, insanlara kendisini öyle açmasına izin vermeyin.