Antalya, turizmin yanı sıra doğal güzellikleriyle de ilgi çekiyor.
Toroslar’ın dik kayalıkları yerli- yabancı dağcıların odağı haline dönüşürken, antik Likya ve St. Paul yolları ile yüzlerce yıllık Yörüklerin göç yolları başta olmak üzere, kentin birçok dağlık ve ormanlık alanı doğa yürüyüşlerine ilgiyi artırdı.
Yerli ve yabancı turistin yanı sıra, kentte yaşayanlar, hafta sonlarını 10- 20 kilometrelik bu parkurlarda yürüyüş yaparak geçiriyor. Doğa yürüyüşçüleri meyve bahçelerinde yoga yaparken bol bol da fotoğraf çekiyor.
KARYAĞDI ARMUDU ÇİÇEKLERİ
‘Patika doğa’ adlı yürüyüş grubu, iki yıl önce başlattığı meyve bahçelerinin çiçeklenme dönemi yürüyüşlerini, bu yıl da baharın gelmesiyle tekrarladı.
Korkuteli bölgesine giden grup üyeleri, Antalya Ticaret Borsası tarafından coğrafi işaret tescili alınan karyağdı armudu bahçeleri başta olmak üzere, bölgedeki meyve bahçelerinde yürüyüş gerçekleştirdi. Grup üyeleri, karyağdı armudu, badem, erik, şeftali ve armut bahçelerinde 15 kilometreye yakın yürüdü.
“TÜRKİYE’NİN EN GÜZEL BÖLGESİ”
Grubun kurucusu Nusret Yakışıklı, Türkiye’de meyve üretimi açısından ‘Toros ardı’ olarak adlandırılan ve Fethiye’den başlayıp, Elmalı, Korkuteli, Burdur, Isparta, Eğirdir ve Beyşehir göllerinin etrafı ile Ereğli, Karaman, Niğde’ye kadar olan bölgenin en güzel yerler olduğunu söyledi. Bu bölgelerdeki meyve bahçelerinde çiçeklenme dönemlerinin yükseklik, tür ve iklim farklılıklarına göre, mart ayında başlayıp, mayıs sonuna kadar sürdüğünü anlatan Yakışıklı, “İlk önce bademler çiçek açar. Ardından sırasıyla armut, erik, kayısı, şeftali, armut, kiraz ve en son elmalar çiçek açar. Bu coğrafyada uçsuz bucaksız meyve bahçeleri de var.” dedi.
Meyve bahçelerini, Toroslar’daki bu güzelliği Japonya’nın sakura bahçelerine benzeten Yakışıklı, “Japonların sakura bahçesi varsa bizim de Toroslardaki meyve bahçeleri var. Her bahar ayı mart ayının sonu, nisan ayının başlarında Torosların meyve bahçelerinde, daha yaprakları açmadan çiçekleri açan karyağdı armutları, şeftali, kayısı, erik çiçekleriyle rengarenk doğa kendisini gösteriyor. Bizler de bu güzelliği kaçırmamak adına her sene doğa yürüyüşleri düzenliyoruz” diye konuştu.
ANTALYA’NIN FARKLI BİR YÜZÜ
Herkesin bu güzellikleri görmesini arzu ettiklerini belirten Yakışıklı, “Buralar Antalya’nın farklı bir yüzü ve farklı bir boyutu. Yürürken yoga, meditasyon yapıyoruz, fotoğraf da çekiyoruz. Alternatif turizm açısından kendimizi farklı yönlere çevirmemiz gerekiyor. Alternatif turizmde ezberlerimizin de bozulması gerekiyor. Alternatif turizm dediğimiz zaman hep bilindik mağaraların peşinde değil, bahçelerin de peşinde koşmak lazım.” dedi.
UZAKDOĞULU TURİSTLERİN İLGİSİNİ ÇEKER
Doğa yürüyüşlerinin sportif ve sağlıklı yaşam amaçlı olduğunu belirten Nusret Yakışıklı, Antalya’nın alternatif turizm çeşitlerini geliştirmeye çalıştığına dikkati çekerek, mart ile mayıs ayları arasındaki 3 aylık sürecin alternatif turizm çeşidi olarak ele alınması gerektiğini, özellikle Uzak Doğulu turistlerin ilgisinin çekilebileceğini vurguladı.
Bu tür etkinliklere uygun görsel şölen sunan meyve bahçeleri olduğunu belirten Yakışıklı, bahçelerin budama döneminde tomurcuklu kısımların çiçekçilik sektöründe de pazarlanabileceğini söyledi.