Tüketiciler Birliği Genel Başkanı Mahmut Şahin, birçok konuda bilirkişiye gerek kalmadan tüketici işlemlerinin kağıt üzerinde çözülebildiğini belirterek, gereksiz bilirkişi masraflarının devlete yük oluşturduğu uyarısında bulundu.
Şahin, AA muhabirine, tüketici hakem heyetlerinde ve mahkemelerindeki birçok davada bilirkişinin tayin edilmesi durumunun söz konusu olduğunu söyledi.
Tüketici şikayetlerinin bilirkişiye gerek kalmadan kolaylıkla çözülebileceğine işaret eden Şahin, vatandaşın satın aldığı bir üründe 180 gün içerisinde imalattan kaynaklanan bir sorun çıkması halinde kanunen o ürünün iade ya da değişim hakkının doğduğunu anımsattı.
Buna ilişkin örnek veren Şahin, “Tüketicinin aldığı bir buzdolabı 6 ay dolmadan bozulursa, tüketici ürünün iade ve değişimi için servisten ‘imalattan kaynaklı bir sorundan tamiri ücretsiz yapılmıştır’ belgesini alarak hakem heyetine başvurursa heyetin, kanunda da olduğu gibi ‘tüketicinin iade ve değişim hakkı vardır’ kararını vermesi gerekiyor.” diye konuştu.
“TÜKETİCİ DE MAĞDUR OLUYOR”
Tüketici haklarının korunması konusunda kanunun açık ve net olduğunu belirten Şahin, hakem heyetlerinin ise buna benzer durumlarda konuyu hızlı bir şekilde bilirkişiye göndermesinin yanlış olduğunu ifade etti. Şahin, şöyle devam etti:
“Heyet bu kararı vermeyip bilirkişiye gönderdiğinde bilirkişi, ürünü teknik servisin onardığından habersiz bir şekilde inceleyerek ‘herhangi bir kusur yoktur’ diyor ve tüketicinin talebini reddediyor. Bu konu sadece bir tanesi. Tüketicinin talep ve şikayetleri reddedildiği zaman da bilirkişi masraflarını devlet ödüyor. Doğal olarak gereksiz bilirkişi masrafları devlete yük oluyor. Oysa tüketicinin ürünü zaten onarıldı ve bilirkişi de bunu bilmeden karar verdi.”
Şahin, bilirkişinin tüketici ile satıcı arasındaki bir uyuşmazlık olması halinde devreye girmesi gerektiğini savunarak, şunları kaydetti:
“Hakem heyetlerinin ve tüketici mahkemelerinin gereksiz yere bilirkişiye göndermelerinden oluşan masrafı heyet üyelerinin ödemesi gerekir. Ben de tüketici hakem heyeti üyesiyim. Böyle bir yanlışı yapıyorsak o parayı biz ödemeliyiz. Bizim bu tür konuları bilirkişiye göndermemizin bir mantığı yok. Çünkü bilirkişinin yapacağı bir şey yok. Çoğunlukla evrak üzerinde karar verilebilecek işlemler olduğu için bilirkişiye kolay kolay ihtiyaç duyulmuyor. Tüketiciyle satıcı arasında bir ihtilaf, anlaşmazlık varsa bilirkişiyi gönder ancak kanun açık ve net. Yani satıcı ‘bizden kaynaklanan bir problem vardı biz de tamir ettik’ diyor. Her yıl on binlerce gereksiz işlem bilirkişiye gönderiliyor. Bu yüzden de devlet ve millet zarara uğruyor.”
Şahin, vatandaşların da yasal haklarını bilmesi konusunda bilinçli olmasının şart olduğunu sözlerine ekledi.