Nişantaşı Üniversitesi Uluslararası İlişkiler bölüm başkanı öğretim üyesi Doç. Dr. Savaş Biçer Libya’da yaşanan harekat ve yasa dışı Hafter güçlerinin son saldırılarıyla ilgili olarak elde edilen bilgilerin çoğu zaman gayrı resmi kanallara dayandığını ancak Hafter isyancılarının son direniş noktalarının da kırılmaya başladığını aktardı. Birleşmiş Milletler ilkelerine aykırı hareket eden Hafter’in emperyalist güçlerden aldığı desteklerin artık son bulacağını ve Mısır lideri Sisi’in son müdahalelerinin de isyancıları kurtaramayacağını ifade eden Biçer batının durumla ilgili resmi devletler düzeyinde tavır koymasını beklediğini ifade etti.
“UZUN SÜRE ORTAYA ÇIKMAYACAKTIR”
Türkiye’nin Libya konusunda aldığı pozisyonun sadece kendi çıkarları doğrultusunda değil uluslararası arenada da geçerliliği olan gerekli bir tavır olduğunu söyleyen Biçer, Türkiye’nin konuyla ilgili tutumunun Libya’nın yasal yönetiminden yana olmasının bölgenin gelecekteki durumunda ülke çıkarlarımız için en iyi sonucu verecek. Hafter bir kukladır, başlattığı isyanın bazı güçler tarafından desteklenmesi de bir kuklaya verilen destektir. Libya’dan kaçmış olabilir isyanı başarılı olmuş olsa dahi ülkeden yollanacağını düşünüyorum, uzun süre ortaya çıkmayacaktır” ifadelerini kullandı.
Doç. Dr. Savaş Biçer
“DAHA ÇOK TOPLU MEZAR BULUNABİLİR”
Libya’da geçtiğimiz gün ortaya çıkarılan toplu mezarlarla ilgili olarak da bu korkunç olayın araştırılması sürecine mutlaka müdahil olmamız gerektiğini söyleyen Savaş Biçer, ülkede hem kabilelerin yaşadığı hem de çatışmaların yaşandığı geniş bölgelerde çok büyük kıyımlar yaşandığını, bu katliamların geçmişe kadar uzanmasından dolayı daha fazla toplu mezarlarla karşılaşılabileceğini belirtti.
Terhune kentinde bulunan toplu mezarlar
“TÜRKİYE ÇÖPE ATTI”
Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Salim Gökçen, Libya konusunda Türkiye’ye adeta bir “Doğu Akdeniz Sevr’i” dayatıldığını ifade ederken yeraltı kaynaklarına göz diken başta Yunanistan ve Güney Kıbrıs olmak üzere, tüm dış güçlerin karşısında durulduğunu, bu kabul edilemez durumun Türkiye tarafından “çöpe atıldığını” belirtti. Gökçen,” Türkiye geçmişten beri Libya ile olumlu ilişkiler içinde olmaya çalıştı, bu olumlu ilişkilerin ülkede yaşanan durumla ilgili tavrımızı da belirledi ve yapılan mutabakatların Türkiye’nin de Libya’nın da önünü açmış olduğuna inanıyorum. Batılı ülkeler Hafter konusunda ikili oynuyor. Fransa olmak üzere birçok AB ülkesi Libya’nın kaynaklarını sömürebilmek için Hafter’e el altından destek veriyor ancak uluslararası kamuoyu önünde Libya’nın yasal hükümetini destekler görünüyorlar” ifadelerini kullandı.
Prof. Dr. Salim Gökçen
Gökçen, “Rusya Hafter’e sağlanan maddi desteğin arkasındaki en büyük ülke. Türkiye’nin başarılı İHA ve SİHA operasyonlarının da yardımıyla Hafter’in hareket alanı daraltıldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın başarılı diplomatik görüşmeleri sayesinde Hafter’in eli zayıflatıldı ve yalnız kaldı. Birleşik Arap Emirlikleri’nin para yardımı devam ediyor ancak isyancılar artık cepheye sürülecek insan gücünden yoksun” açıklamasında bulundu.
“HAFTER KAÇMAK ZORUNDA”
Hafter’in Libya’dan eğer hala kaçmadıysa, çok yakın zamanda kaçmak zorunda kalacağını ifade eden Prof. Dr. Gökçen başta Türkiye ve Libya olmak üzere tüm bölge ülkelerinin çıkarı için istikrarın bir an önce sağlanması gerektiğini bunun da ancak yasal hükümetin yoluna istikrarlı bir şekilde devam etmesiyle olabileceğini söyledi. Libya’da barış ve huzurun sağlanmasının ülkemiz adına olumlu sonuçları olacağını belirten Gökçen bu sonuçların da en çok Doğu Akdeniz’deki istikrarlı açılımımıza faydası dokunacağını belirtti.