Türkiye Bilişim Vakfı, Bilişim Sanayicileri Derneği (TÜBİSAD) ve Türk Elektronik Sanayicileri Derneği (TESİD) iş birliği ile oluşturulan Dijital Türkiye Platformu’nun ev sahipliğinde “Kovid-19 Döneminde Bilişim Teknolojileri ve Dijital Becerilerin Rolü – AB ve Türkiye” başlıklı internet semineri düzenlendi.
Etkinlikte konuşan Avrupa Birliği (AB) Türkiye Delegasyon Başkanı Christian Berger, AB’nin geçen yıl iklim krizi ile mücadelede dünyada öncü bir rol üstlenmek amacıyla “Yeşil Anlaşma” olarak bilinen eylem planını açıkladığını hatırlatarak, bu eylem planını içerisinde dijital dönüşüm başlığının da bulunduğunu söyledi.
Dijital dönüşümün, ekonomilerin ayağa kalması noktasında önemli bir unsur haline geldiğine değinen Berger, “Yeni tip koronavirüs (Kovid-19) krizinin başında AB üye ülkeler, öncelikle sağlık sistemlerini korumak için bir şey yapmak zorundaydı. Pandemi çok hızlı bir şekilde yayılıyor ve gerçekten ülkelere çok ciddi zararlar verdiği görüldüğünde, 27 AB üyesi ülke ve AB kurumları bir araya gelerek birtakım plan ve eylemler oluşturdular.” diye konuştu.
Berger, krizin başlarında AB üyesi ülkelerin öncelikle pratiğe yönelik kararlar aldığını belirterek, birkaç haftadır üye ülkelerin tedarik zincirindeki kesintilerden ve karantinanın ekonomilere verdiği tahribatı ortadan kaldıracak adımlar attığını dile getirdi.
Kovid-19’un risklerle birlikte çok büyük fırsatları da barındırdığını kaydeden Berger, şöyle konuştu:
“Hayatımızda dijitalin yer vardı ancak bu kadar benimsemiştik. Örneğin şu tüm dünyadan internet semineleriyle büyük bir etkileşim söz konusu. Diğer taraftan uzaktan eğitim ile birlikte öğrenme eğrimiz oldukça dik bir konuma erişti. İş dünyasında ve sanayide dijital dönüşüme odaklanan şirketler bu süreçten güçlenerek çıktı. Birkaç ay öncesine kadar belki de tanımadığımız şirketlerin borsada üst sıralara nasıl yerleştiğine şahit olduk. “
Dijitalleşmede dönüşümle birlikte en önemli risklerin başını mevzuat konusu çektiğini dile getiren Berger, “Dijital teknoloji hayatımıza girdi ancak bunu en uygun şekilde nasıl yöneteceğimiz sorusu aslında en önemli konumuz. Dijitalleşmenin, hak ve özgürlükler ile kişisel verilerin korunması da kapsayarak iyi bir şekilde yönetilmesi gerekiyor.” ifadelerini kullandı.
“Tüm kurumlar Kovid-19 ile değişmek zorunda kalacak”
Dijital Türkiye Platformu (DTP) ve Türkiye Bilişim Vakfı (TBV) Başkanı Faruk Eczacıbaşı ise, Kovid-19 ile yeni bir çağ açıldığını söyledi.
Devletlerin ve insanların artık gündelik alışkanlıklarından vaz geçmesinin zorunluluğuna dikkati çeken Eczacıbaşı, şunları kaydetti:
“Kovid-19’u 10 yıl önce yaşamış olsaydık belki de çok daha ağır sonuçlarla karşılaşırdık. Hayatımızı değişikliğe uğratan olaylar aslında son 10 yıla başladı. Sosyal medya, finansal dünyadaki paradigma değişiklikleri, ekonominin büyük bir hızla değişmesi, yapay zekanın gelişmesi, robotik gibi kavramlar üstel bir şekilde hayatımıza değişikliklerin girmesine neden oldu. Kovid-19 ise bu değişikliklerin anası konumunda olacağını düşünüyorum. diyebiliriz. Sanayi devrimi sonrası ortaya çıkan tüm kurumlar, kavramlar ve fikirler Kovid-19 ile değişmek zorunda kalacak. Hukuk, eğitim ve sağlık sistemleri ve finans dünyası değişim ve dijital dönüşümle tanışmak zorunda kalacak.”
“İnovasyon ile regülasyon dengesi artık çok daha önemli”
Digital Europe Genel Direktörü Cecilia Bonefeld-Dahl ise Türkiye’ye son ziyaretini 2019 Ocak’ta gerçekleştirdiğini belirterek, “Benim için çok güzel bir ziyaretti. O kadar çok mühendislik becerisi yüksek genç insan vardı ki benim için inanılmazdı. Herhalde, Avrupa’da bu kadar çok mühendislik becerisine sahip, büyük ve genç kalifiye havuzu olan tek ülke Türkiye.” dedi.
Kovid-19 sürecinin sadece ekonomileri değil, toplumun da dijital dönüşümünü hızlandırdığına işaret eden Bonefeld-Dahl, inovasyon ile regülasyon dengesinin artık çok daha önemli hale geldiğini söyledi.