Doğu Karadeniz İhracatçılar Birliği (DKİB) verilerinden derlediği bilgilere göre, yılın ocak-eylül döneminde 3 bin 88 ton çay ihracatı karşılığında 10 milyon 771 bin 525 dolar gelir sağlandı.
Geçen yılın aynı döneminde ülkeden 2 bin 35 ton çay ihraç edilerek 8 milyon 309 bin 185 dolar kazanılmıştı. Böylece, çay ihracatı geçen yılın aynı dönemine göre miktar bakımından yüzde 52, değer bakımından yüzde 30 arttı.
Çay ihracatında 4 milyon 499 bin 382 dolarla Belçika ilk sırada yer aldı. Bu ülkeyi 1 milyon 457 bin 974 dolarla Almanya, 1 milyon 70 bin 201 dolarla KKTC izledi.
BÖLGE İHRACATI YÜZDE 44 ARTTI
Doğu Karadeniz’den ise yılın ocak-eylül döneminde 23 ülkeye 2 bin 170 ton çay ihraç edilerek, karşılığında 6 milyon 158 bin 440 dolar kazanç sağlandı.
Bölgeden geçen yılın aynı döneminde bin 343 ton çay ihracatı yapılmış, 4 milyon 276 bin 598 dolar gelir elde edilmişti. Böylece, söz konusu dönemde bölgeden yapılan çay ihracatı da geçen yılın aynı dönemine göre miktar bazında yüzde 62, değer bazında yüzde 44 artış gösterdi.
Doğu Karadeniz’den yapılan ihracatta da 4 milyon 456 bin 24 dolarla Belçika ilk sırada yer aldı. Belçika’yı 364 bin 895 dolarla KKTC, 353 bin 184 dolarla ABD takip etti.
“ÜLKE ÇEŞİTLİLİĞİNDEKİ ARTIŞ SEVİNDİRİCİ”
DKİB Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı ve Çay Sektör Komitesi Başkanı Şaban Turgut, AA muhabirine yaptığı açıklamada, çay ihracatında ülke çeşitliliğinin her geçen yıl arttığını, bunun sevindirici olduğunu söyledi.
Türk çayının yurt dışı pazarlarda bilinilirliğinin artmasında ÇAYKUR’un uluslararası gıda fuarlarına katılarak tanıtım yapmasının etkili olduğunu ifade eden Turgut, tanıtıma daha fazla önem verilmesi gerektiğini belirtti. Turgut, “Özel sektör markalarımızın da dünyanın önde gelen gıda fuarlarına katılım sağlayarak tanıtım yapmalarıyla çay ihracatımız daha üst rakamlara ulaşacaktır.” dedi.
Ülkelerin damak tadına uygun ürün üretilmesinin de önemli olduğunu dile getiren Turgut, “Her ülkenin damak tadı ve ambalaj tercihlerine göre inovatif ürünler geliştirmek ve üretmek gerekiyor. Bu konuya da çok önem verilmesi ve geç kalınmadan gerekli çalışmaların yapılması önemli.” diye konuştu.
Turgut, yenilikçi ürünler geliştirilmesi konusunda firmalara, üniversitelerle iş birliği yapmalarını, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ve TÜBİTAK’ın hibe fonlarından yeterli düzeyde yararlanmalarını ve Ar-Ge birimleri kurmalarını önerdi.