Türk bilim insanları, hastane enfeksiyonlarının önüne geçmek amacıyla antibakretiyel ve sıvı geçirmeyen hastane kumaşı üretti.
İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Tekstil Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ali Kılıç, Mimar ve Mühendisler Grubu (MMG) tarafından düzenlenen 4. Ar-Ge ve İnovasyon Zirvesi’nde AA muhabirinin sorularını cevapladı.
İstanbul Kalkınma Ajansı’nın (İSTKA) desteğiyle İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü ve İTÜ olarak Medikal Tekstiller Ar-Ge Merkezi’ni (MediTeks) kurduklarını anlatan Kılıç, burada, doktorlardan aldıkları cevaplara göre hastanelerin ihtiyaç duyduğu katma değerli malzemeleri geliştirdiklerini söyledi.
Doktorların önlükleri, hastane çalışanlarının kıyafetleri ve sedye kumaşı gibi alanlarda inovasyon kültürünü kullanarak yenilikçi ürünler geliştirdiklerini belirten Kılıç, “Antibakteriyel ve itici yapıda ürünler yapıyoruz. Bu ürünlerde hastane enfeksiyonunu da tetikleyen belli problemler vardı. Antibakteriyel ürünler kullanılmıyor şu anda ülkemizde. Biz bu yenilikçi ürünlerden yaptığımız zaman hem kanı ve idrarı itiyor bu malzeme, özellikle önlüklerde ve sedye kumaşlarında, hem de antibakteriyel özelliği sebebiyle hastane enfeksiyonunun önüne geçiyoruz.” bilgilerini verdi.
Hastane enfeksiyonlarını azaltan kaplama malzemeleri üzerinde de çalıştıklarını aktaran Kılıç, sağlık merkezlerinin iç mekanlarında kullanılan kompozit malzemeleriyle hastane enfeksiyonlarını azalttıklarını söyledi.
“600-700 bar gibi basınçlara dayanabilen kaplama malzemesi”
Kılıç, İTÜ bünyesinde farklı kompozit (kaplama) ürünler geliştirdiklerini ifade ederek, LPG yakıt tanklarını kaplayan güvenli bir malzeme üretiminde başarılı olduklarını söyledi. Kılıç şunları kaydetti:
“Bir takım kompozit malzemeler üretiyoruz. Bu kompozitler ülkemizde üretilen fiber glas ve fiber karbon malzemelerden yapılıyor. Bu ürünleri kaplamada kullanırsak 600-700 bar gibi basınçlara dayanabiliyor. Dolayısıyla şu anda popüler konulardan hidrojen depolama, LPG, CNG gibi gazların depolanması alanında kullanılıyor.”
“İngiltere ve Hong Kong’a satış yaptık”
Nano malzeme üretiminde önemli bir aşama kaydettiklerini anlatan Ali Kılıç, Nano-fiber malzeme üreten bir cihaz geliştirdiklerini söyledi.
“İnsan saçının binde 1’i kadar kalınlıkta fiber malzeme üretiyoruz. Geliştirdiğimiz makineyi YouTube’a yüklemiştik. Filipinler’den istediler. Makineyi şu anda sattık, buraya sadece göstermek için getirdik. Bunun dışında Hong Kong’a, Çekya ve İngiltere’ye satış yaptık. Yani üniversite laboratuvarlarında üretilen bir teknoloji oralara kadar gitti.” diyen Kılıç, ” Nano-fiber malzeme üreten makinemizden üretmeye devam ediyoruz. Fuarlarda yer alarak son tüketiciye ulaşmak istiyoruz. Laboratuvarımızda bir gün yapabilirsek ‘kendi kendine yetebilen bir laboratuvar’ yapısına kavuşalım istiyorum. Kurumlarımızdan destek almak yerine kendi Ar-Ge’mizi kendi ürettiğimiz Ar-Ge’nin paralarıyla çevirmek, öğrenci arkadaşlarımıza ve okulumuza bu şekilde destek olmak istiyoruz.” yorumunu yaptı.
“Makinelerin büyük olanlarını tasarlayıp imal ediyoruz”
Kılıç, geliştirdikleri makine ve ürünleri üretebilmek için çeşitli markalarla beraber ilerlediklerini belirterek, Anadolu’nun dört bir yanından şirketlerde birlikte başarılı işler kurguladıklarını anlattı.
Kılıç, “Sağ olsun bu firmalar bizdeki bu yetkinliği keşfettikçe İTÜ’ye desteklerini artırarak devam ettiriyorlar. Bu malzemeleri biz üniversitede küçük ölçekte yaptıktan sonra firmalara götürüp firmalardan büyük ölçekte üretimini yapmalarını talep ediyoruz. Şu anda binlerce metre sıvı emmeyen kumaşlardan üretecek kapasitemiz mevcut. Çünkü bu firmalara da bir taraftan bu makinelerin büyük olanlarını tasarlayıp imal ediyoruz.” değerlendirmesinde bulundu.
“Pek çok merkezin kuruluşuna destek verdik”
İSTKA Genel Sekreter Vekili Dr. Fatih Pişkin ise, sağlık sektöründe yerli teknolojilerin yerli medikal ürünlerin geliştirilmesine özel önem verdiklerini belirterek Medikal Tekstiller Ar-Ge Merkezi’nin (MediTeks) çalışmalarından memnuniyet duyduklarını söyledi.
Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı koordinasyonunda çalışan İSTKA’nın 2010 yılından itibaren yürütmekte olduğu çalışma ve desteklerin odaklandığı alanların başında İstanbul yenilik ekosisteminin güçlendirilmesinin geldiğini söyleyen Pişkin, şunları kaydetti:
“Desteklediğimiz toplam 809 projeden, 324’ünü, ajans destek tutarı 234 milyon 760 bin liraya ulaşan yenilik alanında desteklediğimiz projeler oluşturuyor. İSTKA olarak 2010’dan bu yana desteklediğimiz 809 projeye sağladığımız toplam destek 398 milyon 692 bin lira seviyesindedir.
İstanbul Kalkınma Ajansı olarak İstanbul’da farklı alanlarda ihtiyaç tespit ettiğimiz Ar-Ge ve inovasyon odaklı çalışmalar yürütülen pek çok merkezin kuruluşuna destek verdik. Bu merkezlerde teknolojik bilginin ticarileştirilmesi ve ilgili alanlarda nitelikli işgücünün yetişmesine yönelik çok değerli çalışmalar yürütülüyor.
Ekonomik anlamda Türkiye’nin başkenti diyebileceğimiz İstanbul, artık küresel platformlarda diğer marka kentlerle yarışır hale gelmiştir. Sürdürülebilir kalkınma ve büyüme için her alanda yerli ve milli teknolojilerimizi geliştirmeli, nitelikli insan kaynağımızı yetiştirmeliyiz.”
“Şehrimizin inovasyon altyapısına katkı sağlamayı hedefliyoruz”
Pişkin, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığının koordinasyonunda girişimci, teknoloji üreten nesiller yetişmesi, katma değer yaratacak fikirlerin ticarileşmesi için çalıştıklarını ifade ederek, dijital teknolojilere yönelik araştırma altyapısı, eğitim merkezi, arayüz yapı kurulması faaliyetlerini içeren projelere katkı sunmaya devam ettiklerini belirtti.
Pişkin sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bu projeler kapsamında üniversite-sanayi iş birliği, dijital teknolojilerle ilgili danışmanlık hizmetleri sunulması ve dijital teknolojileri geliştirebilen ve kullanabilen işgücünün yetiştirilmesine yönelik çalışmalar yürütülüyor. Şehrimizin inovasyon altyapısına, yenilikçiliğine, teknolojik gelişmesine, sanayi üretim yapısının dijital dönüşümüne, yaratıcı endüstrilere ve üretimde katma değerin artırılmasına katkı sağlamayı hedefliyoruz.”