Bielefeld şehrinde yaşayan 48 yaşındaki Selahattin Fatih, sahte imza dolandırıcılığına maruz kaldı.Fatih, mahkemede aleyhine karar verilmesinin ardından sahte imza dolandırıcılığına karşı kendi imkanlarıyla bir sistem geliştirdi. Sisteme “Signature Pen” adını veren Fatih, sistemi daha da geliştirip Türkiye’deki şirket ve kurumlara sunmayı hedefliyor.
Selahattin Fatih, yaptığı açıklamada, sekreteri ve muhasebecisinin sahte evrak düzenleyerek imzasını kopyalamasından sonra çok zorluk yaşadığını ifade ederek, imzanın kopyalanmasının ardından kendini savunmak ve sorunu çözmek için her yola başvurduğunu anlattı.Fatih, “Dışarıdan gelen birisi, benim sekreterim ve muhasebecimle birlikte benim haberim olmadan 96 bin avro değerinde bana karşı bir hizmet faturası düzenliyor. Faturayı ödemediğim için mahkemede aleyhime dava açıldı. 4 defa mahkemeye çıktım. Ben öyle bir hizmet almadığım için faturayı ödemedim. Fakat mahkemede bunu ispatlayamadım. Avukat ücretiyle beraber yaklaşık 50 bin avro ödemek zorunda kaldım.” şeklinde konuştu.
“Sistemin yatırımının yapılarak ticarileşmesini arzu etmekteyim”
Selahattin Fatih, haklı olduğu halde mahkemede zor durumda kalmasından sonra “nasıl olur da bir insanın hayatı bu derece maddi, manevi yıpratılır” diye düşündüğünü ifade ederek, bu düşüncenin, parmak iziyle çalışan “Signature Pen” sistemine önayak olduğunu söyledi.
Fatih, “Sistem, elektronik olarak internet üzerinden çalışıyor. Atılan imzayı 6 ya da 8 haneli PIN kodu kullanarak tarih, adres ve saati ile birlikte kaydediyor. Sistem, gelişmeye açık. Fikrimi şekillendirip patent avukatlarıyla paylaştım ve gerekli patent kayıtlarına başvurdum.” diye konuştu.
Sistemi Türkiye’de ilgilenen kamu kurumu ve şirketlere sunup daha da geliştirmek istediğini dile getiren Fatih, iş yoğunluğuna karşın yaşadığı olaydan dolayı böyle bir sistemi yapmayı başardığını söyledi.
Fatih, “Geliştirdiğim sistemin yatırımının yapılarak ticarileşmesini arzu etmekteyim. Yabancı bir sermaye ile Türkiye’ye getirilmesi yerine Türkiye’den bir destek ile tamamen Türk malı olarak dünyaya lanse edilmesini, kazananın Türkiye olmasını istiyorum. Buluşumdan beklentim, ülkemin kazanması, milletimizin faydalanması ve insanların sahte imzayla zor durumda kalmasını önlemektir.” dedi.