TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Simone Kaslowski, etkinlikte yaptığı konuşmada, Kovid-19 salgınının tüm ülkelerde olduğu gibi Türkiye’de de önemli dönüşüm gerekliliklerini ortaya çıkardığını söyledi.
Yeni iş yapma modellerini; tüketici ve çalışan açısından yeni tercihleri tecrübe ettiklerini belirten Kaslowski, “Halihazırda yapısal iyileştirme ihtiyacı olan verimlilik, katma değer, teknoloji gibi alanlarda alınması gereken tedbirler daha fazla aciliyet göstermeye başladı. Bu konuları stratejik sektörlerden başlayarak ele almalı ve ülkemizin rekabet gücünü etkili bir şekilde tesis etmeliyiz. Bu süreçte en belirleyici faktörü ise dijital dönüşüm alanında kaydedilen gelişme oluşturuyor.” dedi.
Yazılım sektörünün tüm sektörlerde doğrudan veya dolaylı olarak yarattığı katma değer ile kritik bir öneme sahip olduğunu vurgulayan Kaslowski, “Turizmden sağlığa, tarımdan savunma sanayine, otomotivden tekstile kadar birçok alanda geliştirilen yüksek teknolojili ürünlerle yazılım; sosyal ve ekonomik dönüşüm sağlıyor, kaldıraç etkisi yaratıyor. Bu fırsatın iyi analiz edilerek ekonominin gelişmesi, bilgi devrimine yetişilmesi ve işsizliğin azaltılması açılarından sektöre yatırım yapılması önemli.” diye konuştu.
“Türk teknoloji şirketleri önemli başarı hikayeleri çıkarmayı başardı”
Yazılım sektöründeki gelişmenin istihdama olan yansımasının en çarpıcı örneklerinden birinin Hindistan olduğuna dikkati çeken Kaslowski, sözlerini şöyle sürdürdü:
“1980’li yılların ikinci yarısında yazılım sektöründeki iş gücü 6 bin 800 kişi iken, bu rakam 2000’li yılların başında yaklaşık 48 kat artarak 284 bin kişiye ulaştı. Günümüzde bu rakamın 1 milyon kişiyi aştığı görülüyor. Nitelikli ve inovatif kapasitesi yüksek insan kaynağı yazılım sektörünü ayrıştırıyor. Bu farklılık, yeni girişimlerin doğuşunu ve sektörün yenilikçi ve rekabetçi olmasını sağlıyor. Yazılım çözümleri sunan veya yazılımı iş modelinin merkezine koyan Türk teknoloji şirketleri, yakın zamanda önemli başarı hikayeleri çıkarmayı başardı. Hepimiz bu örneklerle gurur duyuyor, umutlanıyoruz.
Türkiye’de yazılım sektörünün hacim ve istihdam açısından var olan potansiyeline göre henüz istenilen seviyede olmadığını görüyoruz. Özellikle ölçeklenebilir ürün geliştirme ve markalaşma konusunda eksiklikler var. Gelişimi sağlayabilmek için sektörün mevcut durumunun ciddi envanter çalışmalarıyla ortaya konması ve odak alanlarının belirlenmesi önemli bir adım olacaktır. Firmaların uluslararası piyasalarda pazarlama becerilerinin ve yeni ürün/hizmet kapasitelerinin geliştirilmesi de sektörün büyüme ve ihracat potansiyeline önemli katkı yapacaktır.”
Kaslowski, yazılım sektörünün en önemli girdisinin yaratıcı insan kaynağı olduğuna işaret ederek, “Günümüzde ihtiyaç duyulan becerileri karşılamanın yanı sıra gelecekte ihtiyaç duyulacak beceriler için de bugünden hazırlık yapmamız gerekiyor. Yaptığımız işler yıkıcı teknolojilerle baştan aşağı değişirken, insanımızın bu değişime uyumu ve istihdamı için eğitim-iş dünyası diyaloğu ve birlikte hareket etmek kritik önemde. Özellikle uzaktan çalışmanın yaygınlaşması ile bilgi iletişim teknolojileri alanında beyin göçünün son dönemde artışına üzülerek tanık oluyoruz. Yetişmiş insanlarımızın ülkemizde kalarak katma değer yaratmasının önünü açacak çözümleri hep birlikte irdelemeli, iş ve ülke koşullarında ve yaşam standartlarında iyileştirmeleri nasıl sağlayabileceğimizi ciddi bir şekilde ele almalıyız.” şeklinde konuştu.
“Dünyanın en değerli ilk 10 şirketinin 7 tanesi teknoloji şirketi”
TÜSİAD Yönetim Kurulu Üyesi ve Dijital Türkiye Yuvarlak Masası Başkanı Serkan Sevim de küresel ölçekte dijital teknoloji ürünleri ve ticaretinde köklü dönüşümler yaşandığını ifade ederek, “Sanayi ve hizmet sektörlerinde şirketlerin dijital stratejiler uygulayarak iş modelleri ve üretim süreçlerini dijitalleştirdiğini görüyoruz. Yeni nesil teknoloji firmalarının yükselişine şahit oluyoruz. Dünyanın en değerli ilk 10 şirketinin 7 tanesi teknoloji şirketi ve bu şirketlerin hemen hepsinin iş modelinin temelinde yazılım var.” dedi.
Amerika, Avrupa ve Asya’da en hızlı büyüyen ilk 100 şirketin yarısından fazlasını yazılım şirketlerinin oluşturduğunu hatırlatan Sevim, şunları kaydetti:
“Türkiye’nin dört bir köşesinde yaşayan gençlerimizin yazılım sektörünün en büyük gücü olacağını biliyoruz. Bu sebeple Ar-Ge merkezleri ve teknopark şirketlerinde uzaktan çalışma uygulamasını destekliyor, tüm Türkiye teknopark olsun diyoruz. Yazılım sektörü; fiziksel sınırların ortadan kalktığı, hızla gelişen teknolojiler ve giderek zorlaşan küresel rekabet koşullarında, ülkemizin bilgi toplumuna dönüşümünün belkemiğini oluşturuyor. Yazılım ekosisteminin gelişmesine yönelik atacağımız her adım, ülkemizin yazılım ürünlerinin küresel pazar payının, ihracatının ve bilinirliğinin tesis edilmesine katkı sağlayacaktır.”
Sevim, yazılım sektörünün oluşturduğu katma değer sıralamasında yüzde 81’lik oran ile 4. sırada yer aldığını ve incelenen 64 reel sektörden 61’ine direkt katkı sağladığını vurgulayarak, “Bu çerçevede potansiyeli ile dikkati çeken yazılım sektörüne ayrı bir önem vermemizin gerekli olduğuna inandık. Sektörün sunduğu fırsatlardan en iyi şekilde yararlanmak ve etkin aksiyon önerilerini hayata geçirebilmek amacıyla geçtiğimiz sene Yazılım Çalışma Grubumuzu kurduk. Çalışma grubumuz ile tüm paydaşlar nezdinde yazılım ekosisteminin gelişimine katkı sağlamayı amaçlıyoruz.” ifadelerini kullandı.
Yazılım sektörünün küresel büyüklüğü 565 milyar dolar
Etkinlikte ayrıca, TÜSİAD-Deloitte iş birliği ile yürütülen “Türkiye’de Yazılım Sektörünün Geleceği Raporu”nun temel bulguları Şirket Ortağı ve Deloitte Danışmanlık Hizmetleri Lideri Hakan Göl tarafından paylaşıldı.
Hakan Göl, yazılım sektörünün küresel büyüklüğünün şu anda 565 milyar dolar olduğunu aktararak, şu değerlendirmelerde bulundu:
“Bu, önümüzdeki 5 yılda yaklaşık yüzde 5 olarak büyümesi öngörülen bir sektör. Bunun yanında yazılım sektörünün dijital hizmetler ve ürünlere olan etkisi çok daha büyük bir ölçekte. Bu sektör, yaklaşık olarak 2 trilyon dolarlık bir pazarın dönüşümünü gerçekleştiriyor. Sektörün görünmeyen yüzü olan bu alanın da yaklaşık 3 katı oranda büyümesi bekleniyor. 2025 yılında yazılım sektörünün istihdama katkısının binde 5 düzeylerinden yüzde 1 ila yüzde 2 düzeylerine çıkma potansiyeli olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Türkiye’nin yazılım ihracatı payının da yine binde 5’ten yüzde 1,5 ila 2 düzeylerine çıkması bekleniyor. Bilişim hizmetlerinin de devreye girmesi ile 2025 itibarıyla Türkiye’nin 100 bin yeni istihdama, 10 milyar dolar ihracata, 10 tane unicorn’a ulaşma potansiyeli olduğunu görüyoruz.”