Atlantik Konseyi Küresel Enerji Merkezi İklim ve İleri Teknolojiden Sorumlu Direktör Vekili David Livingston, Türkiye’nin elektrikli araç projesinin ülke ekonomisi açısından önemli bir adım olduğunu belirterek, “Türkiye gibi zengin imalat ekonomisine sahip bir ülke, yerli batarya üretiminde stratejisini belirlemeli. Dünyanın en büyük batarya üretim ve teknoloji şirketlerinden biri olan Çinli CATL firması bir batarya üretim fabrikası kurulması için Türkiye’yi inceliyor.” dedi.
Livingston, Anadolu Ajansının (AA) global iletişim sponsoru olduğu, Atlantik Konseyi Türkiye ve Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası ev sahipliğinde düzenlenen “Yenilenebilir Enerji Görünümü Konferansı: Türkiye, Orta Asya, Kafkaslar ve Batı Balkanlarda Finansman, Yatırım, Yasal Düzenlemeler ve Yeni Teknolojiler” programında AA muhabirinin sorularını yanıtladı.
Türkiye’nin Otomobili Girişim Grubunun, Türkiye’nin elektrikli araç kullanımının yaygınlaşmasına verdiği stratejik önemi ortaya koyduğunu ifade eden Livingston, projenin emisyonların azaltılmasının yanında enerji güvenliği açısından da oldukça önemli bir adım olduğunu söyledi.
Livingston, Türkiye’nin büyük miktarı petrol olmak üzere 40 milyar doları aşkın yıllık enerji ithalatı bulunduğuna dikkat çekerek, “Türkiye’nin yerli elektrikli araç stratejisi cari açığın azaltılması açısından oldukça önemli. Çünkü hem petrol ithal etmek yerine yerli ve elektrikli otomobil kullanılacak hem de gelecekte dışarıdan daha az elektrikli araç ithal edilecek. Ayrıca, Türkiye’nin bu aracı dünya piyasalarına ihraç edeceğini de düşünüyorum.” dedi.
Türkiye’nin “2030’a kadar 1 milyon elektrikli araç” hedefinin ulaşılabilir olduğunu dile getiren Livingston, şöyle devam etti:
“Shura Enerji Dönüşümü Merkezine göre, 2030’a kadar Türkiye’de her 10 kişiden 3’ü elektrikli araç kullanacak. Bu nedenle bu süre içinde ülkedeki anahtar geçiş koridorlarında 1 milyon şarj istasyonu nasıl kurulabilir konusunu yakından ele almak gerekecek. Türkiye gibi zengin imalat ekonomisine sahip bir ülke, yerli batarya üretiminde stratejisini belirlemeli. Dünyanın en büyük batarya üretim ve teknoloji şirketlerinden biri olan Çinli CATL firması bir batarya üretim fabrikası kurulması için Türkiye’yi inceliyor. Bu noktada yatırım çekmek için bazı teşvik mekanizmalarına ihtiyaç olacak.”
“Şeffaf ve güvenilir arz zinciri yaratılmalı”
Livingston, elektrikli araçlar için batarya üretimi kapsamında bazı temel madenlerin de yeniden önem kazanacağını belirterek, Türkiye’nin bu madenleri kendisinin üretebileceğini söyledi.
Türkiye için bir başka seçeneğin de Afrika ve Güney Amerika’daki ülkelerle mevcut ticari ilişkilerini kullanarak güvenilir ve sağlıklı bir arz zinciri oluşturmak olduğunu dile getiren Livingston, özellikle Güney Amerika’da “lityum üçgeni” olarak bilinen Bolivya, Şili ve Arjantin ile görüşmeler yapılabileceğini ifade etti.
Livingston, bu ülkelerin günümüzde dünyanın en önemli lityum üreticileri olarak öne çıktığını vurgulayarak, “Türkiye’nin de bazı lityum, grafit ve uranyum yatakları olduğunu biliyorum ancak temel mesele bunların tamamını ülke içinde üretmek değil. Önemli olan, batarya üretim fabrikasını besleyecek fiyat şeffaflığı ve güvenilirliği olan bir arz zinciri yaratmak.” değerlendirmesinde bulundu.