Microsoft’un Boston Consulting Group, KRC Research ve Wharton School ile birlikte Avrupa, Ortadoğu ve Afrika bölgelerini dikkate alarak, 20 ülkede hayata geçirdiği “Work Reworked” araştırması, Türk iş dünyasının esnek çalışma modelini Avrupa’lı meslektaşlarına göre çok daha hızlı benimsediğini ortaya koyuyor. Türkiye’nin önde gelen şirketlerinden 633 kişinin katıldığı ankette, yöneticilerin %94’ü hibrit bir çalışma yönteminin kalıcı olacağını öngörüyor. Aynı ankete İngiltere, Fransa, Almanya ve İtalya gibi Avrupa’nın lider ekonomilerinden katılan yöneticiler arasında ise bu öngörü i%88 oranında kalıyor. Araştırma, esnek çalışma modeliyle birlikte, inovasyonla şekillenen kurum kültürünün ve bunu önceliklendiren yeni nesil yöneticilik anlayışının da kalıcı olacağına işaret ediyor.
Türk çalışanlar uzaktan çalışma isteğinde Avrupa’lıları geçti
Araştırma, Türkiye’deki çalışanların zamanlarının %43’ünü geleneksel ofis ortamı dışında geçirmek istediklerini gösteriyor; araştırmanın Avrupa ayağında elde edilen sonuç ise %31. Öte yandan, çalışanlar ofiste geçirdikleri zamanı meslektaşlarıyla bağlarını korumanın güçlü bir yolu olarak görmeye devam ediyor. Üst düzey yöneticiler ofiste geçirilen günlerin üretkenliğin yanı sıra, çalışan bağlılığını da artırdığını belirtirken; uzaktan çalışmaya geçen şirketlerin %77’si, bu yeni modelde eskisiye oranla daha fazla üretken olduğunu belirtiyor.
Uzaktan çalışmada en büyük zorluk: Şirket kültürünü korumak
Araştırmaya göre, uzaktan çalışma modeli en çok şirket kültür ve değerlerini tehdit ediyor. Türk yöneticilerin %69’u uzaktan çalışma düzeninde güçlü bir ekip kültürü yaratmakta zorlandıklarını ifade ediyor. Dijital dönüşüm öncelikleri sorulduğunda ise, liderlerin %94’ü daha yenilikçi ve esnek olmak için şirketlerinin çalışma şeklini değiştirmenin önemli olduğunu belirtiyor.
Yenilikçi şirketlerin temel özellikleri
Tüm şirketler için zorlayıcı şartlar oluşturan pandemi döneminde yenilikçi kültürlerini korumayı başaran şirketler de mevcut. Türkiye’deki şirketlerin %26’sı, ürün ve hizmet anlamında kendisini yenilikçi olarak nitelendiriyor. Bu özellik, şirketlerin yeni hibrit dünyaya hazırlıklı olmalarını mümkün kılıyor.
Araştırma aynı zamanda ülkenin inovasyon liderleri arasındaki ortak özellikleri de ortaya çıkarıyor. Örneğin, daha yenilikçi şirketlerde görev alan Türk çalışanlar karar verme ve işlerini kendi yöntemleriyle ele alma konusunda kendilerini daha güçlü hissediyor. Yenilikçi şirketlerde çalışanların %53’ü, sürece bir yöneticiyi dahil etmeden, tek başına karar alabildiğini belirtirken; daha az yenilikçi şirketlerde bu oran %29’a düşüyor. Hata yapmanın normal olduğunu belirtenlerin oranı da yenilikçi şirketlerde %79 iken, daha az yenilikçi kültüre sahip şirketlerde %58’de kalıyor.
“Hibrit modelde çalışanlar arasındaki uyumun yapıcı gücü çok önemli”
Birçok ekip yöneticisinin çalışanlara uzaktan liderlik etmek durumunda kaldığı 2020 yılının sonunda, Türk yöneticilerin %71’i, sanal ekipleri nasıl yetkilendireceklerini ve güçlendireceklerini henüz etkili bir şekilde öğrenemediklerini belirtiyor. Öte yandan ‘Work Reworked’ çalışmasından elde edilen veriler, uzaktan çalışmayı deneyimleyen ve adaptasyon sürecini geride bırakan çalışanların büyük bir kısmının Covid-19 sonrasında da esnek bir çalışma düzenini sürdürmek istediklerini kanıtlıyor. Yöneticilerin %86’sı, uzaktan ve esnek çalışma modelinin yetenekli çalışanların bağlılığını kazanmalarına katkı sağladığını; %76’sı ise yetenekli çalışanları şirketlerine çekmelerine yardımcı olduğunu ifade ediyor. Yöneticilerin %94’ü, uzun vadede daha hibrit bir çalışma düzeninin hakim olacağını öngörüyor.
Takımların başarısının, bundan böyle ne kadar üretken ve empati sahibi olduklarıyla ölçüleceğine dikkat çeken Microsoft Türkiye Genel Müdürü Levent Özbilgin, bunun bizi inovasyona götüren en insani yol olacağını ifade ediyor. Özbilgin, “Tüm bunlardan çıkan ana fikir şu ki; daha hibrit bir dünyada ekip çalışmasının başarısı, doğru teknolojik araçlara sahip olmaktan çok daha fazlasıyla ölçülüyor. İnovasyon, insanlar meslektaşlarıyla bağlantı kurmaya, akıllı riskler almaya ve yeni fikirleri olduğunda konuşmaya yetkin hissettiklerinde ortaya çıkıyor” diyerek çalışanlar arasındaki iletişimin ve uyumun yapıcı gücüne vurgu yapıyor.