Brüksel-Ankara hattında ciddi gerginliklerin yaşandığı bir dönemde yapılan Avrupa Birliği (AB) Liderler Zirvesi, tüm olumsuzluklara rağmen Türkiye’ye yönelik aşırı ve ilişkileri raydan çıkarma riski içeren yaklaşımların kabul görmediğini bir kez daha ortaya koydu. Türkiye’ye yönelik yapıcı bir yaklaşım benimsenmesini isteyen ülkelerin kararlı duruş sergilemesi, sert yaptırımdan yana olan ülkelerin elinin boş kalması sonucunu doğurdu. Zirvenin birinci derecede kaybedeni ise aşırı taleplerde bulunan Yunanistan oldu. Önceki gece beş saat süren kıyasıya pazarlık ve üç taslak sonrası üzerinde anlaşılan karar, bazı olumsuz unsurlar içermekle birlikte, mevcut ortam ve parametrelerle Türkiye’nin elde edebileceği en iyi sonuçlardan biri olarak kayıtlara geçti.
ÇABALAR KARŞILIKSIZ KALDI: Yunanistan, AB Zirvesi masasına eşine pek rastlanmayan uzunlukta yaptırım listesiyle oturdu. Gümrük Birliği’nin gözden geçirilmesi, katılım fonlarının tümünün askıya alınması, Türk banka ve şirketlerine Avrupa kurumlarından finansman sağlanmaması, AB projelerine katılımın askıya alınması talepler arasındaydı. Atina’nın üzerinde ısrarla durduğu asıl yaptırım ise silah ambargosuydu. Yunanistan’ın bu unsurları metne yansıtma çabası her defasında Almanya-İspanya-İtalya bloğuna takıldı. Bulgaristan, Polonya ve Macaristan da bu talepleri frenleyen bloğun etkin aktörleri arasında yer aldı. Yunanistan, Güney Kıbrıs Rum yönetimi, Avusturya, Lüksemburg, Slovenya gibi ülkelerin desteğini de alan Fransa ise Türkiye’ye sektörel yaptırım uygulanması için uğraştı. Bu çabalar da karşılıksız kaldı.
LİSTE GENİŞLETME: AB, Kıbrıs açıklarındaki sondaj çalışmaları nedeniyle yürürlüğe sokulan hedef odaklı yaptırım listesini ise genişletme kararı aldı. Bu listede, Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı’ndan iki isim yer alıyor. Listeye hemen ekleme yapılması teknik olarak mümkün değil. Öncelikle hangi isimlerin ekleneceği ve bu eklemenin gerekçeleri belirlenecek. Sonrasında ise onay sürecine geçilecek. Listeyi genişletmek için tüm üye ülkelerin onayı gerekiyor. Mevcut listenin çerçevesi Kasım 2019’da hazırlanmış iki ismin eklenmesi ise Şubat 2020 sonunda gerçekleşmişti.
KAPSAMLI RAPOR: Türkiye’yle ilişkiler marttaki AB Zirvesi’nde bir kez daha liderlerin önüne gelecek. Liderler, AB Dışişleri ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell tarafından hazırlanacak kapsamlı bir rapor temelinde tartışacaklar. Rapor, ilişkilerin siyasi, ekonomik ve ticari boyutuna odaklanacak ve ilişkilerde devreye sokulabilecek opsiyonları içerecek.
İLETİŞİM KANALLARI: AB, Türkiye ile işbirliğine ve karşılıklı çıkara dayalı ilişki geliştirmenin kendi stratejik çıkarına olduğunu bir kez daha teyit etti. İletişim kanallarının açık tutulmasının önemine de net vurgu yapan AB, “Türkiye’nin AB ve üyeleriyle gerçek bir ortaklık ilişkisi kurmak ve farklılıkları diyalog ve uluslararası hukuk çerçevesinde çözmek istemeye hazır olduğunu göstermesi kaydıyla pozitif gündem önerisinin masada olmayı sürdürdüğünü” belirtti.
WASHINGTON DETAYI: AB, örneğine az rastlanır bir şekilde bir aday ülkesiyle ilgili unsurlar ve Doğu Akdeniz’deki durum konusunda ABD ile koordinasyon arayışında olacağını sonuç bildirisine yansıttı. Doğal olarak burada kastedilen Trump yönetimi değil yeni Biden yönetimi. Bu yaklaşım, stratejik otonomi peşinde olan AB’nin ilk adımı ABD’nin atmasını bekleyeceği ve bir bakıma olumsuz bir durumda bu ülkenin arkasına saklanacağı algısına neden oluyor.
KRİTİK ÜÇ AY: Alınan kararlar bir bakıma AB-Türkiye ilişkisine zaman kazandırdı. Yıllardır çok sayıda ciddi krizin yaşandığı ilişkilerde yeni kritik dönem önümüzdeki üç ay olacak. Bu üç aylık süreçte ilişkiler pozitife yönelme potansiyeline sahip olduğu kadar negatife yönelme riski de içeriyor. Sürecin yönü büyük ölçüde Türkiye’nin yaklaşımıyla bağlantılı olacak.
ULUSLARARASI KONFERANS: AB, Doğu Akdeniz konusunda çok taraflı konferans fikrine de sahip çıkmayı sürdürüyor. Borrell’den bu fikri ilerletmesi istendi. Borrell, konferansa ilişkin teknik çalışmaları başlatmış ancak şu ana kadar belirgin bir ilerleme sağlayamamıştı. Konferansın formatı ve masada kimlerin yer alacağı çözülmesi gereken öncelikli sorunlar arasında yer alıyor.