ABD’nin Türkiye’yi Rus yapımı füze savunma sistemi S-400 alması nedeniyle yeni nesil savaş uçağı F-35 programından çıkarmaya karar vermesinin ardından NATO’dan güçlü bir mesaj geldi. NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, ABD’nin Colorado eyaletinde düzenlenen Aspen Güvenlik Forumu’nda, “S-400 kaynaklı zorluğu küçümsemiyorum ancak Türkiye bir NATO üyesi olarak S-400’den çok daha fazlasıdır” dedi.
Ne tür sistemler alacağına karar verecek olanın her ülkenin kendisi olduğunun altını çizen Stoltenberg, S-400 sistemlerinin NATO’nun hava ve füze sistemlerine entegre edilmesinin mümkün olmadığını, zaten Türkiye’nin de bu yönde talepte bulunmadığını belirterek, “Türkiye, diğer unsurlarıyla NATO’nun entegre hava ve füze savunma sisteminin parçası ve öyle olmayı sürdürecek” ifadelerini kullandı. Genel Sekreter, Türkiye’nin İttifak’ın hava ve füze savunma sistemleri için önemli olan uçaklara, radarlara ve diğer unsurlara sahip olduğunu hatırlattı. Stoltenberg, “NATO için önemli olan birlikte çalışabilirliktir. S-400 sistemleri NATO ile birlikte çalışabilir türden değil” diye konuştu.
TÜRKİYE SIRTINI DÖNMÜYOR
S-400 alımıyla Türkiye’nin NATO’ya sırtını dönüp dönmediğine yönelik bir soruya, “Hayır” diyerek cevap veren Stoltenberg, “S-400 ve F-35 ciddi bir konu ancak Türkiye’nin NATO’ya katkıları ve NATO’nun müttefiki Türkiye ile işbirliği bundan çok daha derin ve kapsamlı” ifadelerini kullandı. Türkiye’nin DEAŞ’la mücadelede kilit önemde bir müttefik olduğunu vurgulayıp katkı ve rolünü öven, Balkanlar, Kosova ve Afganistan’daki NATO operasyonlarına desteğini hatırlatan Stoltenberg, “Türkiye’nin kararının yaratacağı sonuçlardan endişeliyim çünkü Türkiye artık F-35 programının bir parçası olmayacak. Bu hepimiz için kötü” dedi.
ASGARİ ETKİ VURGUSU
İki müttefikin anlaşmazlığa düştüğü duruma son vermek için çalıştıklarını belirten Stoltenberg, “Bu konuda Türkiye ile ABD arasında doğrudan diyalogdan memnunum” diye konuştu. Türkiye’nin ABD ile Patriot, İtalya ve Fransa ile SAMP-T füze sistemlerini almak için görüşmeleri sürdürdüğünü vurgulayan Stoltenberg, NATO’nun da hava savunmasını güçlendirmek için Türkiye’ye katkı sağladığını ve bu bağlamda elinden geleni yaptığını belirtti. Sorun çözülemediği takdirde bunun etkilerinin asgariye indirilmesinin gerekli olduğu da Stoltenberg’in vurguları arasında yer aldı.
ÇIKARMA MEKANİZMASI YOK
NATO Genel Sekreteri Stoltenberg’e, son gelişmeler ışığında özellikle sosyal medyada sıkça dile getirilen ‘Türkiye’nin NATO’dan çıkarılması gerektiği’ doğrultusundaki yorumlar ve konunun gündeme gelip gelmediği de soruldu. Stoltenberg’in cevabı, “Türkiye önemli bir NATO müttefikidir ve hiçbir ülke bu konuyu gündeme getirmedi çünkü görüyoruz ki hepimiz birbirimize bağımlıyız” oldu. Yapılan bazı yorumların aksine 70’inci yılını kutlayan NATO’nun bir ülkeyi üyelikten atmaya yönelik bir mekanizması yok. İttifak’tan ayrılma ancak bir ülkenin kendi talebi üzerine gerçekleşebiliyor. NATO’nun kurucu belgesi olan 1949 tarihli Kuzey Atlantik Antlaşması’nın 13’üncü maddesinde, “Antlaşma 20 yıl yürürlükte kaldıktan sonra herhangi bir Taraf, ayrılma bildirimini ABD Hükümeti’ne vermesinden bir yıl sonra Taraf olmaktan çıkabilir. ABD Hükümeti aldığı her ayrılma bildiriminden tüm Tarafları haberdar edecektir” deniliyor.
SEVKİYATA DEVAM
RUSYA’dan satın alınan S-400 Uzun Menzilli Bölge Hava ve Füze Savunma Sistemi malzemelerinin Türkiye’ye intikali dün de devam etti. Sevkıyatın yedinci gününde Rusya’dan kalkan 15’inci kargo uçağı dün sabah saatlerinde Mürted Hava Üssü’ne inerek, S-400’ün bazı parçalarını getirdi. Milli Savunma Bakanlığı da resmi Twitter hesabına bir Antonov 124-100 uçağının fotoğrafını koyarak sevkıyatın planlandığı şekilde devam ettiğini duyurdu. ANKARA
DIŞLANIRSAK UÇAK BAŞINA MALİYET ARTAR
CUMHURBAŞKANLIĞI Savunma Sanayii Başkanı İsmail Demir, Türkiye’nin F-35 projesinde dışlanması durumunda uçak başına 7-8 milyon doları aşacak maliyet artışı olacağını söyledi. Demir, dün yaptığı açıklamada, “F-35 olayında bugüne kadar her türlü ödemeyi, yükümlülüğümüzü kusursuz şekilde yerine getirdik. Türkiye alternatifleri değerlendirmeye devam edecektir. Her türlü opsiyon masada. Tek taraflı alınmış bir askıya alma kararı var. Anlaşmalarda yeri olmayan bir karar. Resmi hale gelmesini bekliyoruz. Askıya alma kelimesi kullanılıyor, çıkartılma kelimesi değil. Çıkartılmanın kendine has hükümleri olabilir, o devrede yok. Türkiye’nin dışlanması durumunda uçak başına 7-8 milyon doları aşacak maliyet artışı olacak” dedi.
ABD’YE TÜRKİYE’NİN RAHATSIZLIĞI İLETİLDİ
CUMHURBAŞKANLIĞI Sözcüsü İbrahim Kalın, ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı John Bolton’la telefonda görüştü. Görüşmede ABD’nin, Türkiye’nin F-35 programından askıya alınması kararından duyulan rahatsızlık dile getirildi. Beştepe’den yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi: “iki ülke başkanlarının önceki ifadeleri ile uyumlu olmayan bu karar karşısındaki tepkimiz iletilmiştir. Türkiye-ABD ilişkilerinin tek taraflı dayatmalarla sağlıklı ilerleyemeyeceğinin altı çizilmiştir. Suriye’nin kuzeyinde kurulması planlanan güvenli bölge ile Türkiye’nin güvenlik endişelerinin giderilmesi ve Münbiç yol haritasının hayata geçirilmesi de ele alınmıştır. Sayın Cumhurbaşkanımız ve Başkan Trump’ın ortaya koyduğu 75 milyar dolarlık ticaret hedefine ulaşılması için ilgili birimlerin faaliyetlerini yoğunlaştırmasının önemine vurgu yapılmıştır. Son olarak ABD Başkanı Trump’ın ülkemize gerçekleştireceği ziyaret programı ve muhtemel tarihler konusu ele alınmıştır.”
19 NOKTASINDA TÜRK İMZASI VAR
BEYAZ Saray ve Pentagon’un, Rusya’dan S-400 Hava Savunma Sistemi aldığı gerekçesiyle Türkiye’yi F-35 projesinden çıkarma kararı almasının yankıları sürüyor. Kulislerde Türk Hava Kuvvetleri için üretilmiş dört F-35 uçağının Polonya’ya verileceği öne sürülüyor. Bir diğer iddia da, ABD’nin Yunanistan’a da F-35 vererek özellikle Ege Hava Sahası’nda dengeyi Atina lehine bozma hesapları yaptığı yönünde.
Karar, projeye katkı sağlayan Türk savunma sanayii şirketlerini de etkileyecek. Çok uluslu F-35 projesinin ana yüklenicisi Amerikalı Lockheed Martin şirketi, Türk şirketlere projede yaklaşık 9 milyar dolarlık pay ayırmıştı. Türk şirketleri şimdiye kadar 700 milyon dolarlık 1000’e yakın parça üretti. ABD’nin Türk şirketlerin ürettiği parçaların çok önemli bir kesimini kendi iç pazarından karşılaması bekleniyor.
BİRÇOK PARÇASI TÜRKİYE’DE ÜRETİLİYOR
F-35’in 19 ayrı noktasındaki birçok parçanın üretimi Türkiye’de yapılıyordu. F-35’in orta gövdesinde birçok parçayı TAI üretiyordu. ASELSAN F-35’lerin komünikasyon, navigasyon ve tespit (CNI) sistemine ait Aviyonik Arayüz Kontrol (CAIC) modülünü hazırlarken, gövde ve kanat parça üretimi Kale Aero, motor bölümündeki bazı parçaların üretimi ise Kale Pratt&Whitney tarafından üstlenilmişti. Havelsan F-35’ler için mühendislik desteği sağlarken iniş takımları, fren sistemi ve yakıt pompası gibi parçalar Alp Havacılık tarafından üretiliyordu. Ayesaş ise uçakların kokpit camlarının kart üretimini yapıyordu.
21 HAZİRAN 2018’DE BANTTAN ÇIKMIŞTI
Türkiye adına şimdiye kadar üretilen dört F-35’in A modelinin ilki geçen yıl 21 Haziran’da Lockheed Martin’in Fort Worth tesislerinde törenle banttan çıkarılarak eğitim uçuşları için Arizona’daki Luke Hava Üssü’ne gönderilmişti. (Uğur ERGAN / ANKARA)
ŞU ANDA YAPTIRIM DÜŞÜNMÜYORUZ
ABD Başkanı Donald Trump, dün Beyaz Saray’da ABD Özel Olimpiyatlar Takımı’nı kabulü sırasında, bir gazetecinin Türkiye’ye yönelik olası ekonomik yaptırıma ilişkin sorusuna “Hayır, şu anda düşünmüyoruz” şeklinde yanıt verdi. Trump, Hollanda Başbakanı Mark Rutte ile Beyaz Saray’da buluşması sırasında ise gazetecilerin “Bu durumda Türkiye’ye yaptırımları göz ardı mı ediyorsunuz?” sorusuna “Buna bakıyoruz. Birçok bakımdan çok zor bir durum. Önceki yönetim (Barack Obama) bu konuda daha iyisini yapabilirdi. Türkiye bağlamında önceki yönetim çok büyük hatalar yaptı ve bu çok kötü. Dolayısıyla şu anda buna (yaptırımlar konusuna) bakıyoruz, ne yapabileceğimize bakıyoruz. Henüz (kararımızı) açıklamadık” yanıtını verdi.