BM Güvenlik Konseyi’nde önceki gün Suriye’deki insani durumun görüşüldüğü bir oturum yapıldı. Rusya’nın Birleşmiş Milletler Daimi Temsilcisi Vassily Nebenzia, Türkiye ve Rusya arasında Suriye’nin kuzeydoğusu için varılan anlaşmanın Suriye’nin istikrarı açısından kilit öneme sahip olduğunu söyledi.
Nebenzia, Suriye’nin kuzeydoğusundaki sorunların dün ortaya çıkmadığını ve bölgedeki istikrarsızlığın (ABD’nin) yasadışı işgal ve “Arap nüfusunu Kürtlerle yapılan demografik deneyle değiştirme girişiminin sonucu” olduğunu ifade etti. Suriye’nin kuzeydoğusunda ‘ateşkesin kalıcı olmasını’ umut ettiklerini söyleyen ABD Büyükelçisi Michael Barkin, Türkiye’den sivilleri koruma ve DEAŞ’ın yeniden ortaya çıkmasını engellemesini beklediklerini belirterek, “Türkiye’nin destek verdiği muhalif güçlerinin kasten sivilleri hedef aldığına dair haberlerden derin endişe duyuyoruz. Bu eylemler doğruluğu kanıtlanırsa savaş suçu teşkil edebilir. Türk ortaklarımıza bu olayları derhal soruşturma ve ilgili kişileri sorumlu tutma çağrısı yapıyoruz” diye konuştu.
‘HAREKÂT TERÖRE KARŞI’
Türkiye’nin BM Daimi Temsilcisi Büyükelçi Feridun Sinirlioğlu, ABD’nin bu açıklamasına yanıt vererek “Her türlü uluslararası hukuk ihlali soruşturulmalı ve failler sorumlu tutulmalı ve tabii ki buna Amerikalı ve diğer dostlarımızın düzenlediği operasyonlar da dahil edilmeli” dedi. Harekâtın, PKK/PYD/YPG ve DEAŞ’a karşı sınırlı bir sınır ötesi terörle mücadele operasyonu olduğunu belirten Sinirlioğlu, “Terörle mücadele operasyonumuzu saldırganlık olarak gösteren ter türlü yalan beyanı şiddetle kınıyorum” dedi. Suriye’de DEAŞ’a karşı en fazla mücadele veren ve en büyük bedeli ödeyen ülkenin Türkiye olduğunu ifade eden Sinirlioğlu, PKK/YPG hakkındaki gerçeklerin ise kasıtlı bir şekilde gizlenmeye çalışıldığını, YPG’nin ABD istihbarat birimleri tarafından PKK’nın Suriye kolu olarak görüldüğü ve PKK’nın da AB, NATO ve ABD tarafından terör örgütü olarak kabul edildiğini söyledi.