Büyükelçi Arslan, BM Cenevre Ofisi’nde devam eden BM İnsan Hakları Konseyinin 41. oturumunda yaptığı konuşmada, Suriye’de Beşşar Esed rejiminin İdlib Gerginliği Azaltma Bölgesi’ne yönelik saldırılarına tepki gösterdi.
“Terörizmle mücadele, sivillere yönelik ayrım gözetmeyen saldırıları haklı çıkarmaz.” diyen Arslan, rejimin İdlib’e yönelik son dönemdeki saldırılarının sonucu olarak yüzlerce kişinin yaşamını yitirdiğini ve 330 bin sivilin de yerinden edildiğini anımsattı.
Arslan, hastane ve okullar da dahil olmak üzere bölgede sivil altyapının rejim tarafından kasıtlı olarak hedef alındığının altını çizdi.
Rejimin İdlib’e yönelik saldırılarının insani felaket ve Suriye’deki siyasi sürecin çöküşü riskini taşıdığı uyarısında bulunan Arslan, “Türkiye, rejimin kontrol ettiği bölgelerden Türkiye’nin (İdlib’deki) gözlem noktalarının hedef alınmasına misilleme yapmakta tereddüt etmeyecektir. Bunu yaparken de İdlib’deki sivilleri terk etmeyeceğiz.” ifadesini kullandı.
Arslan, Suriye’deki çatışmaların başından itibaren Türkiye’nin, ilgili kurum ve kuruluşlarının muazzam çabaları sayesinde, Suriyeli sivillere insani yardım sağladığını ve onları koruduğunu vurguladı.
Türkiye’nin çabalarının tek başına yeterli olmayacağını dile getiren Arslan, “Gerek İdlib’in korunması gerekse (Suriye’de) siyasi sürecin ilerleyebilmesi için uluslararası toplumun desteğini bekliyoruz.” çağrısını yaptı.
Arslan, Türkiye’nin Astana ortakları ve BM Suriye Özel Temsilcisi Geir O. Pedersen ile Suriye’deki siyasi süreci ilerletme çabalarının devam ettiğini aktardı.
Büyükelçi Arslan, Türkiye’nin bir komşu olarak istikrarlı, toprak bütünlüğünü koruyan, barışçıl ve demokratik bir Suriye görmek istediğini sözlerine ekledi