Dünya nüfusunun hızla arttığı bir dönemde gıda krizi yaşamamak için üretim ve tedarik süreci büyük önem taşıyor. Artan nüfusun gıda ihtiyacının karşılanabilmesi tarım teknolojilerinde gelişmeleri, üretimde verimliliği ve gıda ürünlerinin hızlı tedarikini zorunlu hale getiriyor.
Tarım teknolojilerindeki gelişmeler neticesinde artan üretim ve lojistik imkanların çeşitlenmesi, daha çok gıda ürününün daha geniş coğrafyalara ulaşmasını kolaylaştırıyor. Hakan Agro DMCC de uzun yıllardır gıda tedariki alanında faaliyet gösteren dünyanın sayılı şirketlerinden. Şirket, bu yıl da en önemli gıda fuarları arasında yer alan Gulfood Dubai’de uluslararası markalar arasında yerini aldı.
“16 YAŞIMDAN BERİ AYNI İŞİ YAPIYORUM”
Lise yıllarında çalışmaya başlayan, üniversitede İngilizce öğretmenliği okurken de çalışmayı sürdüren Hakan Agro DMCC Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Bahçeci, “16 yaşımdan beri aynı işi yapıyorum. 1989’da Mersin’de kurduğumuz şirketimizi 1996’da Dubai’ye taşıdık. 25 yıldır burada faaliyet gösteriyoruz. Dünya genelinde 25 ofisimiz var. Kanada, Brezilya, Bulgaristan, Ukrayna, Rusya, Kazakistan, Kırgızistan, Azerbaycan ve Türkiye’de üretim gerçekleştiriyoruz. Afrika’da 9 ülkede ticaretimizi destekleyen üretimlerimiz var. Ticaretimizin yüzde 30’unu Türkiye üzerinden yapıyoruz. En çok geliştiğimiz ülke Hindistan. Geçen sene 6 milyon ton civarında toplam ticaret gerçekleştirdik. 6 milyon tonluk yıllık ticaretimizin yıllık iş hacmi 2 milyar dolar” diye konuştu.
Hakan Agro DMCC Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Bahçeci
DUBAİ TERCİHİNİN SEBEBİ
Bahçeci’nin Dubai’yi tercih etme hikayesi de ilginç. Hakan Bahçeci 25 yıl önce yaşadığı süreci anlatırken “Çin’e geçişle birlikte Hong Kong’dan bir hareketlenme olacağını tahmin ettik. Yatırım yapmadan önce Singapur, Hong Kong, Cenevre ve Dubai’yi inceledim. Cenevre’de yeterli iş hacminin olmadığını, Singapur için ise Asya ağırlıklı bir portföye sahip olmak gerektiğini fark ettim. Hong Kong’un ise tamamen Çin’e yönelik bir Pazar olarak değerlendirdik. Dubai bu şartlar atında bana cazip geldi” sözleriyle ifade ediyor.
25 YILDA DÜNYA ÇAPINDA ŞİRKET OLDU
Şirket 25 yıl içinde susam başta olmak üzere yağlı tohumlar, yemeklik yağlar, bakliyat, hububat, dondurulmuş etler ve süt ürünleri alanında dünyanın en büyük tedarikçilerinden biri olmayı başardı.
“Faaliyet alanımız tamamen tarım ve gıda özelinde. Başka bir iş yapmıyoruz. Dünyanın ve Türkiye’nin belli başka gıda markaları ile çalışıyoruz. ABD tavuk ürünlerinin beşinci büyük ihracatçısıyız. ABD dışında Türkiye ve Ukrayna gibi ülkelerden de tavuk ihracatı yapıyoruz” şeklinde konuşan Hakan Bahçeci, “Bakliyatta dünyanın ilk beşindeyiz firma olarak. En büyük ihracatı Kanada’dan yapıyoruz. Kanada’da 5 tesisimiz var. Ayrıca Rusya ve Kazakistan’da tesislerimiz var” dedi.
“TÜRKİYE KAYBETTİĞİ PAZARLARI GERİ ALABİLİR”
Bakliyat, süt tozu ve kırmızı et alanında Türkiye’nin üretim üssü olabileceğini ifade eden Hakan Bahçeci, “Toprak Mahsulleri Ofisi’nin bakliyat alanında çiftçiye yönelik teşviklerini çok beğeniyorum. Beş yıl devam etmesi durumunda Türkiye kaybettiği pazarları tekrar kazanacaktır. TMO nohutta çiftçiye alım garantisi ile destek oluyor. Böyle olunca çiftçi de nohut ekiyor. Hindistan’ın karşılayamayacağı bu açığı Türkiye 500 bin tona kadar çıkararak hem kendi ihtiyacını hem de Orta Doğu’nun ihtiyacını karşılayabilecek duruma gelecektir.
“HER ÜRÜNÜ ÜRETMEK ZORUNDA DEĞİLİZ”
Öte yandan her ürünü üretmek zorunda değiliz. Çünkü Türkiye’nin çok bölünmüş bir arazi yapısı var. Rekabetçi olamayız. Örneğin Rusya’da bir çiftçinin 50 bin, 100 bin hektar arazisi var. Türkiye’de bu büyüklükleri yakalamak çok zor. Mesela soya üretemeyiz, bunu kabul etmemiz lazım ama buğday gibi stratejik ürünler olmazsa olmazdır.
Türkiye için kırmızı ette de üretim üssü olma fırsatı da var. Doğru bir strateji ile ticaretin önü açılabilir. Irak, Suriye, Mısır gibi çevre ülkelere canlı hayvan ticareti yapabiliriz” dedi.
Hakan Agro DMCC, dünyanın en büyük gıda fuarlarından Gulfood 2020’de uluslararası markalar arasındaki standıyla yer aldı
“TÜRKİYE ‘DAMAK TADI’ AVANTAJINI KULLANMIYOR”
“Dönüşü en iyi olacak ürün hangisiyse buna yönelmemiz lazım” diyen Hakan Bahçeci, “Türkiye’nin, ürettiği ürünlerde ‘damak tadı’ avantajını kullandığını pek düşünmüyorum. Bizde Allah vergisi, topraktan çıkan her şeyin tadı güzel. İspir fasulyesi mesela… Böyle bir tadı dünyanın hiçbir fasulyesinde bulamazsınız. Örneğin Yeni Zelanda ürettiği ürünleri ‘Buradan çıkan her şey doğaldır’ reklamıyla dünyaya satıyor. Ürünlerimizi çok iyi tanıtıp pazarlamalıyız” diye konuştu.
TÜRKİYE’DE YATIRIMLAR SÜRÜYOR
Türkiye’deki yatırımlarından da bahseden Bahçeci, “5 yıl önce satın aldığımız Afyon’daki Oruçoğlu tesislerimizde Ayçiçek yağı üretiyoruz. Fabrikanın kapasitesini bu süreç içinde 2 katına çıkardık. Herkesin çiftlik kapattığı bir dönemde çiftlik açtık. İzmir Kemalpaşa’da kurduğumuz çiftlikte keçi sütü üretimi yapıyoruz. Damızlık alımında yurt dışı anlaşmalar yapıyoruz. Belli bir kapasiteye ulaşınca keçi sütü tozu yapma planımız var. Şu an ürettiğimiz keçi sütünü hemen satıyoruz” dedi.
BAKLİYATTA YENİ TREND
Bakliyat konusunda dünyadaki yeni gelişmeleri takip ettiklerini belirten ve ilginç bilgiler veren Hakan Bahçeci, “Bakliyatın protein ve enzimlerinin ayrıştırılması şeklinde bir trend var. Bu yöntemle ürünlerde hiç et kullanmadan üretim yapılıyor. Dünyada şu anda en çok gelişen segment bu alanda. Bu alanda faaliyet gösteren ABD’li bir şirket 10 milyar dolar değere ulaştı. Sadece ABD’de geçen sene bakliyat içerikli 8500 ürün tanıtımı yapıldı” şeklinde konuştu.
KORONA VİRÜS ETKİSİ: BAZI GIDALARIN FİYATLARI DÜŞTÜ
Dünyayı sarsan koronavirüsün dünya gıda piyasasına olan etkisinden bahseden Bahçeci, “Çin’de yaşanan son durum gıda fiyatlarını düşürdü. Buğday, mısır, soya gibi ürünlerin fiyatları düştü. Çin şu an gıda stoklarını tüketiyor. Türkiye’nin üretimde Çin ile rekabet edemediği ürünler var. Oyuncak gibi mesela… Son yaşanan virüs krizi sonrasında bu alanlarda Türkiye’nin önünde bir fırsat var. Sanayi üretimimizde düşüş yaşanmıştı. Bu bir fırsat olabilir” ifadelerini kullandı.
“STRATEJİMİZ TOPRAĞA YAKIN OLMA”
“Tedarik alanındaki firmalar öne çıkacak” öngörüsünde bulunan Hakan Bahçeci, “Toprağa yakın olma bizim stratejimiz. Talebin fazla, arzın az olduğu bir periyoda giriyoruz. Toprağı kontrol eden oyunu kontrol edecek. Bu bağlamda Rusya’da 6 bin hektar kendi tarlamızda üretim yapıyoruz. Bunu önce 25 bin ardından 50 bin hektara çıkartmak istiyoruz. Bu yöntemin aynısı Kanada’da da yapılabilir ancak Kanada’da bir hektarı 15 bin dolara alırken Rusya’da 1500 dolara alabiliyorsunuz” dedi.
100’den fazla ülkede ticaret yapan şirketin dünya genelinde 25 ofisi bulunuyor.
AVUSTRALYALI ŞİRKETİ RUSYA’DA ÇALIŞTIRACAK
Rusya’da yapılacak üretimde en son teknolojileri kullanacaklarını bu amaçla Avustralyalı bir şirketle anlaştıklarını belirten Bahçeci, “Avustralyalı çiftçilik danışmanlığı grubu Rusya’da bizim topraklarımızın işletmeciliğini yapacak. Uzmanlıkları hububat üzerine ve yeni teknolojileri sürekli adapte ediyorlar. Rusya’da hiç uygulanmamış olan ‘no till’ yöntemi ile tarım yapacaklar. Bu teknik ile her zaman standart ürün alınmasını sağlıyor. Bu yöntem bize önümüzdeki dönemde finansman konusunda avantaj sağlayabilecek. Yatırımlarımızı tarım arazilerine yapacağız. Diğer yandan üretimimizin lojistiğini de yapacağız. Bu amaçla Rusya’da bir liman aldık. Ürettiğimiz ürünleri satabilmek için bu liman yatırımını yaptık” diye konuştu.
“CİROYA OYNAMIYORUZ. KÂRLILIĞIMIZA ODAKLANDIK”
Hindistan’da büyümeye devam ettiklerini, fırsat buldukça Türkiye’de yatırım yapmaya devam edeceklerini belirten Hakan Bahçeci önümüzdeki yıllara dair hedeflerini anlatırken de, “Hava şartları ve iklim yüzünden Avustralya’ya ilgimiz azaldı. Afrika ile çok yakından ilgileniyoruz. Afrika ülkesi Nijerya’nın 2050’de dünyanın en kalabalık üçüncü ülkesi olacağı tahmin ediliyor. Bizim gibi firmaların büyüme potansiyeli yüksek. Ciroya oynamıyoruz. Kârlılığımıza odaklanmış durumdayız. Önümüzdeki 10 yıl içinde 4 milyar dolar civarında iş hacmine ulaşacağımızı düşünüyorum. Susamda 1-2, gidip geliyoruz, bakliyatta ilk beşteyiz. Bazı ürünlerde dünya çapında pozisyonumuz var. Raflarda yer alacak hiçbir marka çalışması düşünmüyoruz. Markaların arkasındaki güvenilir marka olma stratejisinde yürüyeceğiz biz” ifadelerini kullandı.
BLOCKCHAIN MESAJI
Dikkat çekici bir tespitte de bulunan Bahçeci, “Dünyada ‘blockchain’ teknolojisi hızla gelişiyor ve piyasanın tam olarak izlenebilirliğini hedefliyor. Bu teknoloji topraktan rafa kadar her aşamayı izlenebilir hale getiren bir teknoloji. O zincir içinde yer almayanların piyasa da yeri olmayacak. Ticaret yapmanız mümkün olmayacak. Şu an için uygulanabilirliği henüz yüzde 2 – 3 düzeyinde. Biz de kendimiz bu tedarik zincirinde mümkün olan en çok halkanın içinde olmasına yönelik hazırlık yapıyoruz” dedi.