Kaş’a defalarca gitmiş olmama rağmen asla bıkmadan usanmadan tekrar tekrar gidebileceğim ender yerlerden. Orayı evim gibi benimsediğim için olacak ki şimdiye kadar hiçbir şey yazmamışım Kaş ile ilgili… Kaş’ın en önemli aktivitesi dalış yapmak. Limandan kalkan teknelerle ister yarım gün tek dalış, ister tam gün dalış yapabilirsiniz. Caretta carettalarla yüzme şansını da yakalayabilirsiniz. Ben defalarca dalmama rağmen bana böyle bir piyango henüz vurmadı maalesef. O da benim şanssızlığım.
Hatta bir sefer dalış teknesinde şaka yapmıştım. Kaplumbağa falan yok, yalan söylüyorsunuz demiştim de hocalardan biri uzakta görünce yanıma koşup parmağıyla göstererek işte orada var yalan değil demişti. Aklıma geldikçe hala gülerim. Dalış harici Kaş merkezde yapabileceğiniz pek çok şey var. Uzun çarşı en popüler yeridir mesela. Uzun Çarşı’nın başındaki Likya mezarı halkın değimiyle Kral Lahiti yani Aslanlı Lahit size Likya uygarlığında olduğunuzu hatırlatır. Ruhun ölümsüzlüğüne inanan ve ölümden korkmayan Likyalılardan günümüze armağan.
Lahitin üstündeki yazılar günümüze kadar henüz okunup çözülememiş denilene göre. Kaş’ta en çok fotoğrafı çekilen yer olabilir. Lahitten kendinizi aşağıya doğru saldığınızda kaygan taşlı yolun sağlı sollu tasarım ürünler satan dükkanlarla çevrili olduğunu görürsünüz. Kaş’ın en sevdiğim yanı bir yerde rastladığınıza başka yerde karşılaşamamanız. Genelde herkes kendi tasarımını koyuyor tezgâhına. Limana doğru indiğinizde muhteşem dondurmalarından alın elinize ve yine sallana sallana dolaşmaya devam edin. Kaş merkezde her şey yürüyüş mesafesinde ne de olsa. Akşam barlar sokağına yeniden dönmek üzere günü batırmak için Likyalılardan kalma Antik tiyatroya koşabilirsiniz.
Antiphellos Antik Kenti Tiyatrosu Kaş merkezden yürüyerek 10 dakika mesafede. İlla arabayla gideceğim diyenler arabasına yer bulabilir ama çok da beklentiniz olmasın. Kaş’taki rutinlerden biri şarabını kapıp bu tiyatroya gün batımı saati gelip denizde batan güneşi seyretmek, eşsizdir.
Bir diğer gün batımı noktası da Kaş Panorama. Kaş’ı tepeden görebileceğiniz bir noktadan günü adaların ardında batırmak enfes. Gün battığına göre sanırım acıktık. O zaman güzel deniz mahsulleri yiyebileceğimiz bir yere gidelim. Açık ara önde herkesin tavsiyesi Smiley’s Restoran oluyor. Bir aile işletmesi olan restoranın alt kısmındaki tarihi sarnıç ise benim favorim. Yemek yemeseniz bile ziyaret etmeniz için size yolu gösteriyorlar. Yemekte yedik o zaman barlar sokağına gidip kendimize uygun bir yer bulup eğlenme zamanı. Kaş’a kimse uyumaya gitmiyor sonuçta. Her tarzdan yer var. İster fasıl ister kulüp ister canlı müzik…
Sabah muhteşem Akdeniz güneşinin kavurduğu bedenlerimizi serinletme zamanı. Kaş’ın içinde ya da çevresinde pek çok plaj bulunuyor. Önemli olan siz nasıl bir yer arıyorsunuz. Ne ararsanız arayın unutmamanız gereken tek şey bulduğunuz her deniz gerçekten muhteşem olacak. Ben tesis olmadan yapamam illa bir beach hizmeti olsun diyenlerin pek çok alternatif bulacağı bir yer Kaş. Derya Beach en ünlüsü. Yer bulmakta en çok sıkıntı çekilen yerlerden sanırım. Rezervasyonsuz asla gitmeyin. Ben illaki ‘İnce Boğaz’ diyenlerdenim. Adı gibi gerçekten bir yolun ayırdığı denizin arası üç dakika bile değil. Kaş’a arkanızı verdiğinizde sağda kalan kısım Çınar Beach’in olduğu kısım. Solda kalan kısım benim olsun. Ben plastiğe oturmaktansa taşa dokunmayı tercih ediyorum. Müzik yerine dalgaların sesini seviyorum. Burası ayrıca karavancıların da gözdesi. Hayalini kurduğum karavanımı aldığımda ilk gideceğim yer burası olsun istiyorum. İnce Boğaz’a dolmuşla gelip yürüyerek dönmüştüm ben. Defalarca geldiğim Kaş’ta bir sefer burada kampta yapmıştım.?
Sezon genelde 29 Ekim sonrası kapanıyor
Kaş’ta sezon mayıs gibi açılıp 29 Ekim kutlamaları sonrası kapanıyor. Görebileceğiniz en coşkulu kutlamalardan birisi Kaş’ta oluyor. Tüm restoranlar meydana masalarını çıkarıyor. Önceden rezerve ettiğiniz masanızda yerinizi alıp bayraklarla süslenmiş meydanın ve kutlamaların coşkusunu yaşıyorsunuz. Bu sene pandemi dolayısıyla nasıl olacağını çok merak ediyorum.
Yazının buraya kadarı Kaş merkezdeydi. Kaş’a kadar gitmişken fazladan birkaç gününüz varsa Kekova Üçağız köyünden kalkan teknelerle Kekova tekne turu yapmadan, Kaleköy’e uğramadan, Kaleköy’ün meşhur keçi sütünden yapılmış el yapımı dondurmalarından yemeden dönmeyin derim. Benim favorim limonlusu. Az biraz daha doğuya gidip Demre’deki Myra Antik Kenti’ni de görmenizi tavsiye ederim.
Kaş’ın simgelerinden Kaputaş Plajı’da mutlaka gidip yüzmeniz gereken bir yer. Turkuaz denizinin buz gibi suları hemen ardındaki dağlardaki Kaputaş Kanyonu’ndan geliyor. Biraz daha öteye Kalkan’ı da listenize ekleyin. Hatta Patara yılı ilan edilmişken Patara Antik Kenti’ni de gezmenizi öneririm.
Burası için bir müze karta ihtiyacınız olacak ya da nakit ödeyeceksiniz. 12 km uzunluğundaki plaj eşsiz manzaralar vadediyor. Patara Kum tepeleri ise çöldeymişçesine bir ambiyans sağlıyor.
Son zamanlarda çok popüler olması sebebiyle her yerden insan çıkıyor ama siz yüzünüzü batan güne çevirirseniz, ruhunuzu ona teslim ederseniz eşsiz anlar yaşayacağınızın garantisi var. Dünya değişmeden Kaş’ı görmelisin. Orayı yaşamalısın.
Daha fazla detaya nerdesinbahar.com adresine tıklayarak ulaşabilirsiniz.