Türkiye’deki genetik kaynakların korunması ve bu alandaki çalışmalara öncülük edilmesi amacıyla Cumhurbaşkanlığı genelgesi ile hayata geçirilen Ulusal Biyolojik Çeşitlilik Koordinasyon Kurulu, ilk toplantısını Tarım ve Orman Bakanlığında gerçekleştirdi. İlgili bakanlık ve kamu kurumlarının temsilcilerinin katılımıyla Bakan Pakdemirli’nin başkanlığında yapılan toplantıda, Türkiye’deki biyolojik çeşitliliğe ilişkin koruma çalışmaları, farkındalık faaliyetleri ve bu konunun ekonomik katkısı gibi hususlar gündeme geldi.
Pakdemirli, toplantıda yaptığı konuşmada, Türkiye’nin, dünyadaki biyoçeşitliliğin korunması amacıyla 1992 yılında Birleşmiş Milletler Biyolojik Çeşitlilik Sözleşmesi’ne taraf olduğunu hatırlattı. Bu sözleşmenin, biyolojik çeşitliliğin korunması, sürdürülebilir kullanımı ve genetik kaynaklara erişim olarak 3 amacı bulunduğunu ifade eden Pakdemirli, amaçlarının, biyoçeşitliliğin kullanımından doğan faydaların adil ve hakkaniyetli paylaşımını sağlamak olduğunu söyledi.
Pakdemirli, ülkelerin en değerli zenginliği olan genetik kaynakların ulusal ve uluslararası boyutta etkin yönetiminin zorunluluk olduğuna işaret ederek, Türkiye’nin de Avrupa’ya eşdeğer biyolojik zenginliğinin bulunduğunu ve bu konuda kurumlar arası koordinasyon sağlanabilmesi için Ulusal Biyolojik Çeşitlilik Koordinasyon Kurulunun oluşturulduğunu bildirdi.
Kurul sayesinde ulusal bazda biyolojik çeşitlilik çalışmalarının eş güdümlü yürütüleceğini vurgulayan Pakdemirli, uluslararası müzakerelerde ülke menfaatinin etkin biçimde savunulmasında güç birliği sağlanacağını dile getirdi. Pakdemirli, Türkiye’nin Biyolojik Çeşitlilik Sözleşmesi kapsamında 2022-2024’te dönem başkanlığını üstleneceğini ve bu görevi etkin şekilde yürüteceğini belirterek, kurulun çalışmalarıyla biyolojik çeşitlilikle ilgili pek çok kurumun yürüttüğü çalışmalardaki mükerrerliğin ortadan kalkacağını anlattı.
“BİYOLOJİK ÇEŞİTLİLİK EKONOMİMİZE KAZANDIRILACAK”
Bakan Pakdemirli, kurulun çalışmalarıyla emek, zaman ve iş gücünden kazanç sağlanarak kamu kaynaklarının verimli kullanılacağına dikkati çekerek, şunları kaydetti:
“Koruma, kontrol ve denetim çalışmalarında eş güdüm sağlanacak. Bunun yanı sıra biyolojik çeşitlilik ekonomimize kazandırılacak, genetik kaynaklarımıza dayalı fikri mülkiyet haklarından ülkemizin faydalanmasının önü açılacak, Ar-Ge çalışmalarıyla endüstrinin çeşitli kollarında istihdam sağlanarak kalkınmamıza ivme kazandırılacak. Biyolojik kaynaklara ilişkin sağlık, ilaç, kozmetik, tekstil, kimya, savunma, çevre, enerji, ulaştırma, tarım, orman gibi sektörlerde yeni ve ileri teknolojilerin ve sanayilerin teşvik edilmesi ve geliştirilmesi, yenilikçi politikaların oluşturulması, sürdürülebilir ihracat gelirlerinin
artırılmasıyla ilgili koordinasyon sağlanacak. Biyokaçakçılıkla mücadele ve geleneksel bilginin kayıt altına alınması ile ilgili koordinasyon oluşturulacak. Koordinasyon Kurulu ile biyolojik çeşitlilik konusunda tanıtım ve farkındalık faaliyetleri koordine edilecek. Kurulumuz sayesinde, biyolojik kaynaklardan oldukça zengin olan Türkiye’nin biyolojik çeşitliliğinin daha etkin ve katılımcı bir yaklaşımla ele alınacağına inanıyorum.”