Çin hükümetinin iç yazışmalarını ortaya çıkaran belgeler, bölgede ‘Mesleki Eğitim Merkezi’ adı altında kurulan kamplarda gönüllülük esaslı bir eğitimin yerine, zorla ve asimile etme amaçlı bir eğitimin uygulandığına işaret ediyor. Yüksek teknoloji ve kör noktası olmayan kameralar ile 7/24 izlenen kamplara ilişkin 2017 tarihli bir belgede ‘firarların önlenmesi, gözetleme kuleleri, rutin kontrol ve kapıların iki kez kilitlenmesine’ ilişkin talimatlar dikkat çekiyor.
‘KÜLTÜREL SOYKIRIM’
Çin’in ‘eğitim’ iddiasıyla kamp ve hapishanelerde gözaltında tuttuğu Uygur Türkleri ve Sincanlı Müslümanların sayısı yaklaşık 1 milyon. Ancak Uygurlu aktivistler kamp ve ‘eğitime alınanların’ sayısının bilinenden daha fazla olduğunu öne sürüyor. Çin’deki azınlıklarla ilgili araştırma yürüten Alman akademisyen Adrian Zenz, “Belgeler, bir çeşit kültürel soykırımı teyit ediyor” yorumunda bulundu.
Zenz, Sincan Adalet Bakanlığı’nın 2017 tarihli bir belgesinde kampların “beyin yıkama, kalpleri temizleme, doğruyu destekleme, yanlışı bertaraf etme” olarak tarif edildiğini belirtiyor.
YAPAY ZEKÂ İLE TAKİP
Belgelerden biri ‘yeniden eğitim kampları’ ile Sincan bölgesindeki ileri seviyedeki dijital takip arasında bağlantı olduğunu ortaya koyuyor. Belgede ‘gözetlemenin amacının sorunlar ortaya çıkmadan engellemek’ olduğu belirtiliyor.
Uygurların puan sistemiyle değerlendirildiği, data toplanması ve analiz için yapay zekâdan da yardım alındığı aktarılıyor.