Merkez bünyesindeki uzmanların, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını sürecinde Türkiye’de uygulanan uzaktan eğitim sistemine ilişkin öğretmenlerin algısını ve tutumlarını ölçmek amacıyla çalışma yapıldı.
Eskişehir’de ilkokul, ortaokul ve liselerden farklı branşlardaki 22 ila 65 yaşlarında yüzde 70,6’sı kadın, 29,4’ü erkek 2 bin 18 öğretmen, 10-23 Mayıs’ta anket sorularını yanıtladı.
“Kimsenin bilmediği dijital sohbet araçları öğrenme ortamlarına dönüştü”
AÜ SODİGEM Müdürü Prof. Dr. Levent Eraslan, salgın süreciyle dijital platforma taşınan eğitimin 16 Mart’tan itibaren uzaktan gerçekleştirildiğini hatırlattı.
Eğitimlerde çeşitli ara yüzlerin kullanıldığına değinen Eraslan, “Uzaktan eğitim sürecinde öğretmenlerin nasıl bir dijital alışkanlık edindiklerine, bunun pedagojik olarak nasıl etki yaptığına, uygulanan eğitim sistemine yönelik bir araştırma yaptık.” dedi.
Eraslan, uzaktan eğitim süreçlerinin tek boyutlu olması nedeniyle anlatan kişinin araç gereç ve materyal kullanımının önemli olduğunu dile getirdi.
Öğretmenlere uzaktan eğitim konusunda çeşitli beceriler kazandırılması gerektiğini ifade eden Eraslan, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Sanal sınıf uygulamalarını yüz yüze eğitimle eş değerliğini de sorduk. Uzaktan eğitim uygulamaların gerçek sınıfın yerini tutmayacağında öğretmenler hemfikir. Öğretmenlere ‘Uzaktan eğitime devam ettirmeyi düşünüyor musunuz?’ diye sorduk. Yüzde 80’i devam ettireceğini belirtti. Kadın öğretmenlerin uzaktan eğitim uygulamalarını erkek öğretmenlerden daha verimli kullandığını tespit ettik. Kadın öğretmenlerin yüzde 70’i pandemi döneminde uzaktan eğitimi etkili kullandığını söyledi. Katılımcı erkek öğretmenlerin de yüzde 30’u etkili kullandığını belirtti. Kadın öğretmenlerimiz bu süreçte daha disiplinli, daha gelişmeye açık, teknik ve yeni beceriler elde etmeye dönük motivasyona sahip. ‘Uzaktan eğitim döneminde kullandığınız platformların teknik özelliklerine alışmanız nasıl oldu?’ diye sorduk. ‘Kolay oldu’ diyenler katılımcıların yüzde 60’ı oluşturuyor. Katılımcı her 10 öğretmenden 6’sı bu sürecin dijital yeterliklerini geliştirdiğini belirtti. Kimsenin bilmediği dijital sohbet araçları öğrenme ortamlarına dönüştü. Öğretmenlerin tamamı uzaktan eğitimde ders tekrarının kolay olduğunda hemfikir. Uzaktan eğitim uygulamalarının örgün eğitim sürecinde destekleyici unsur olduğunu ilettiler.”
“Her okulun bir dijital danışmanı olmalı”
Prof. Dr. Levent Eraslan, öğretmenlerin içerik hazırlamada Milli Eğitim Bakanlığınca geliştirilerek sunulan Eğitim Bilişim Ağı’ndan (EBA) yararlandıklarını, bu platformdan öğrencilerinin gelişimlerini izleyebildiklerini söyledi.
Öğretmenlerin, EBA’nın toplu ders alanı uygulamalarına ve sosyal medyadaki gibi öğrencilerle sosyal ağ kurmasına dönük uygulamalarının olmasını istediğini vurgulayan Eraslan, “EBA dışında ne kullandıklarıyla ilgili soruya, sosyal medya platformlarından faydalandıklarını bildirdiler. Özellikle Instagram canlı yayınının öğretmenler tarafından çok tercih edildiğini gördük.” diye konuştu.
Ayrıca öğretmenlerin dijital eğitim, bilgi ve becerilerinin, içerik oluşturma ve sunuma hazırlanma gibi özelliklerinin yanı sıra teknik altyapının geliştirilmesi gerektiğine işaret eden Eraslan, salgın sürecinde, her okulun bir dijital danışmana ihtiyacının olduğunun da ortaya çıktığını sözlerine ekledi.