Uluslararası literatürde RPM olarak geçen uzaktan hasta takibi, komplikasyonlara neden olabilecek rahatsızlıklar bulunduran hastaların sağlık uzmanları tarafından takibini ve gerekli durumlarda anlık müdahaleyi esas alır. Örneğin, konjestif kalp yetmezliği (KKY) gibi bir hastalığı bulunan kişiler aylarca uzaktan takip edilebilir. İlaçlarını gerektiği gibi kullanmaması durumunda hastaya müdahale söz konusu olabilir. Hasta komplikasyonları RPM olmadığı taktirde 6-8 hafta içerisinde gözden kaçabilir.
Başarılı RPM için 5 adıma dikkat
Pandeminin de ortaya çıkması ile RPM için gösterilmesi gereken hassasiyet artarken, sağlık kurumları her hastanın ne kadar süreyle ve nasıl müdahale edileceği konusunda strateji belirlemelidir.
Başarılı bir RPM programı oluşturmak için aşağıdaki beş adıma dikkat etmek gerekiyor.
Planlama
Sağlık kuruluşları RPM planlamasına iki farklı grubu dahil etmeli. İlki, izlenecek hasta sayısını ve RPM ile çözmeye çalıştığı sorunun tanımlanacağı klinik gruptur. Bu grup aynı zamanda takibin nasıl yürütüleceğini de belirlemelidir.
Diğer grup bilişim teknolojileri (BT) ekibidir. Klinikler genellikle RPM planlarının teknik sınırlamalarla karşılaşabileceğinin farkında değildir. Ayrıca, özellikle giyilebilir cihazlar gibi bir hastanın evinde bulunan çözümler olmak üzere, teknolojiyi uygulama konusunda kapsamlı deneyime sahip olmayabilirler. Bu sebeple en başından uygulamalar ile BT ekibi arasında bir bağ olması çok önemlidir.
Sadelik
Aşırı karmaşık RPM sistemlerinden kaçınılması gerekiyor. Son derece sade bir anlayışla kurulması gereken RPM sistemlerinin kademeli olarak geliştirilmesi gerekiyor. En etkili RPM yöntemlerinden biri hala telefon görüşmesidir.
Bir dizi hastalık için basit RPM yaklaşımları mevcuttur. Örneğin CHF (kalp yetmezliği teşhisi) hastalarının takibi kolaydır ve hastaların kilolarını takip etmek için tartı kullanmalarını gerektirir. Kilo artmaya başlarsa, sorunlar oluşmadan müdahalede bulunulabilir.
İhtiyaçlar – İdeal cihazlar
Hastanelerin RPM cihazlarını yönetmek için çeşitli seçenekleri vardır. Bazıları tüm süreci şirket içinde yönetir. Diğerleri ise vaka yönetimi dahil olmak üzere tüm RPM sürecini yürütmek için iş birliğini tercih eder. Her hastane, hastaları ve personeli için en uygun yaklaşımı seçmelidir.
Bu kararı verirken, kurumların nerede gerekli uzmanlığa sahip olduğunu bilmesi gerekir. Cihazlar bozulabilir; böyle bir durumda hastalar kendi başlarına çözüm bulamaz. Aksi halde çabayı tümden terk ederler. Bu sebeple sağlık kurumları üstlenecekleri sorumlulukları ve hangi maliyetle üstesinden geleceklerini çok iyi belirlemelidir.
Hedeflerin ve süreçlerin net olduğundan emin olun
RPM hakkında iletişim kurmanız gereken en önemli şey, bunu neden yaptığınızdır. Hem personelin hem de hastaların yaptığınız şeye inanması gerekir; aksi takdirde katılım hızla azalır.
İletişimin her gruba göre özelleştirilmesi ve klinik personeli ile hastaların gereken eğitimi alması gereklidir. Hastalar kilolarını elektronik olarak nasıl gönderebileceklerini öğrenmelidir. Eğer yapamazlarsa, daha fazla eğitim verilmesi gerekir. Ek olarak, klinik personeli hastaların hangi sorunları yaşadığını belirleyebilmelidir.
Bir RPM programı çalıştırırken, üzerine kurulduğu teknolojinin de sorunsuz şekilde işlev sağladığından emin olmak şarttır. Örneğin, internet erişimine bağlı bir teraziye sahip hastayı eve gönderirseniz, ancak hastanın evinde interneti yoksa, bunu sağlamak için hücresel bir cihaz, vb. çözümlerin bulunması gereklidir.
Kurumlar RPM sistemlerini acil durumlar için hazırlamalıdır. Aşırı kilo artışı veya endişe verici psikiyatrik semptomların bildirilmesi gibi durumlar ortaya çıktığında, sağlanacak gerçek zamanlı yanıtlar tüm olasılıklar için net olmalıdır.
Performans değerlendirmesi yapın
Sağlık kurumları başarının nasıl ölçüleceğini belirlemelidir. Başarının artırılması, RPM programına katılan hastaların sayısını artırabilir. Ayda 5 bin hastanın geri bildirimde bulunması, sistemin nasıl çalıştığı ve ileriye gidip gidemeyeceğine dair bir işarettir, öte yandan sadece bir sayıyı temsil eder.
Son olarak 500 hastadan oluşan bir RPM havuzu, aylık hastanede kalma oranlarının örneğin yüzde 7’den yüzde 4’e düştüğünü ortaya çıkarırsa, hasta odaklı bir sonuç elde edilir. Hasta tabanlı ölçümler daha önemli olduğu gibi kurumlar tarafından dikkatle hazırlanmalıdır.
Kaynak: HealthTechMagazine