Geçtiğimiz hafta Yatağan Jandarma Komutanlığı’nda vazifeli Uzman Çavuş A.A, 14 Mart’ta saat 23.00 sıralarında rahatsızlanınca ambulansla Yatağan Devlet Hastanesi’ne kaldırıldı. Buradaki müdahalesinin akabinde Muğla Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne sevk edilen uzman çavuş, kendisini muayene etmek isteyen acil serviste misyonlu Dr. Tahir Tarımer ile tartıştı.
DARBEDİLDİĞİNİ ÖNE SÜRÜP ŞİKAYETÇİ OLMUŞTU
Olaya hastanenin güvenlik vazifelileri müdahale etti. Tarımer, tartışma sırasında Aladağlı, tarafından darbedildiğini ileri sürdü. Bedeninde kızarıklık oluştuğunu ve gözlüğünün kırıldığını söyleyen Tarımer, darp raporu alıp uzman çavuştan şikayetçi oldu. A.A da darp raporu aldı. Apandisit teşhisi konulan uzman çavuş, ameliyat edildi.
BİRİNCİ DEFA KONUŞTU
Türkiye’nin gündeminden düşmeyen olaya ait birçok ayrıntı ve haber ortaya çıkarken, hususun odağındaki Dr. Tahir Tarımer günler sonra konuştu. Türkiye Gazetesi’den Fuat Uğur’un aktardığına nazaran, imajları izlemediğini belirten Dr. Tarımer, yalnızca evrakları almak istediğini ve korktuğu için o denli davrandığını belirtti. Olayın yaşandığı ve tansiyonun yükseldiği anda daha farklı davranması gerektiğini kabul eden Tarımer, protesto konusunda bilgisi olmadığı ve ipin ucunun kaçtığını söyledi.
“EVRAKI ALMAK İÇİN MÜDAHALE ETTİM”
İmajları izlemediğini söyleyen Tarımer, “Hasta gece 11.30 sıralarında geldi. Daha evvel birkaç hastaneye gidip muayene olmuş, analiz yaptırmış. Ona Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne gitmesini söylemişler. Burası son basamak hastane. Hasta gergin olabilir, bunu kabul ederiz her vakit. Biz de her gelen hastaya bakmaya çalışıyoruz. Anlattı kederini. Sivil giysiliydi, ben onun asker olduğunu bilmiyordum. Birkaç hastanede testlerini yaptırmış, ona ultrason çektirmesi gerektiğini bildirmişler. Israrla ultrason istedi. Bizde de o saatte ultrason yapacak kimse yoktu. Kan testlerini görelim, tomografi yaparız, daha net sonuç elde ederiz. Ve bu yüzden muayene etmek istedim. Zira bir şey atlamayalım istiyoruz. Kabul etmedi ve gideceğini söyledi. Büsbütün ultrasona odaklanmıştı. Zira o denli demişler ona. Bağırış çağırış başladı ortamızda. Dediğim üzere asker olduğunu söylemedi. Asker olduğunu söyleyenleri ikiletmiyorum ben. Ne isterse oldurmaya çalışıyorum. Konuşma olağan seyrinden çıktı. Bana ‘Bütün hekimler aynısınız. Aldığınız paralar zehir zıkkım olsun’ dedi ve bizim hastane evrakları da elindeydi. İstedim vermedi. Zira o evraklar bizim üzerimize kayıtlı. Bu yüzden ceza alan arkadaşlarımız var. Girişte her hastaya kayıt açılıyor ve bizim kurumun evrakı. Kapıya yöneldi gitmek için. Ben de gerisinden gittim, evrakı almak için müdahale ettim. Yere düştük. Boğazıma sarıldı, gözlüğüm kırıldı. Darp raporu aldım. Şikâyet ettim ve akabinde hastaneden ayrıldım. Sonra olanlardan haberim yok.” dedi.
“GÜVENLİK GÖREVLİSİNE SÖYLEYEBİLİRDİM”
Tarımer, “Şimdi ‘Başka türlü davranabilirdim’ diye aklınızdan geçiriyor musunuz?” sorusuna ise “Örneğin oradaki güvenlik görevlisine söyleyebilirdim. Ancak dediğim üzere evrak üzerime zimmetli. Korktum. Ne yapabilirim ki. Hasta da evrakı yere attı. Endişeyle evrakıma sahip çıktım. Tutanakla bu işi sonuca bağlardım. Korktum açıkçası, üzerime zimmetli.” cevabını verdi.
“PROTESTO KONUSUNDA BİLGİM YOK, İPİ UCU KAÇTI”
Hastanede tedavi gören uzman çavuşun taburcu olurken hastane çalışanları tarafından alkışlı protestoya maruz kalması hakkında da konuşan Tarımer, “Alkışlarla protesto konusunda benim bilgim yok. Ben yaşadıklarımı biliyorum. Kimse karışmasın. Ben hiçbir slogan olmasın, sendika, oda filan hiçbir kuruluş karışmasın istedim. Tabipler katılsın yalnızca. Ancak ipin ucu kaçtı, uçtu gitti. Keşke bunlar olmasaydı, ben çok utandım dedim. Bu iş mecrasından çıktı. İki kurum ortasında bir çatışmaya dönsün istemem. Hepimiz birebir devlet terbiyesinden geçtik.” tabirlerini kullandı.
