İstanbul Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sefer Şener;
Sayın Cumhurbaşkanı da beyan etti… Bunlar şeffaf veriler. Verileri şeffaf paylaşıyor. Bu verilerin hiçbirisini, hiçbir ülkede göremezsiniz. Tüm verileri Merkez Bankası yayınlıyor. Merkez Bankası’nın brüt rezervi 95 milyar doların üzerinde… Bunların 53 milyar doları döviz, 41 milyar doları altın şeklinde. Bu rakam net.
TCMB NEDEN ELİNDE REZERV TUTUYOR?
Tek ana nedeni var. Gerek yurt dışından gelen sıkıntılar, gerek yurt içinden sıkıntılar doğrultusunda müdahale etmek için ve talepleri karşılamak için rezerv tutuyor. Özel şirket borcu varsa piyasadan talep ediyor. Bunu Merkez Bankası elindeki kaynaklarla karşılıyor. Sadece geçen yıl 21 milyar dolarlık özel sektörün ihtiyacı karşılandı. Piyasaya fiili olarak rezerv veriyor. Aldığımız ürünler daha fazla sattığımız ürünler daha az. Merkez Bankası’nın rezervleri sayesinde ödemeler bilançosunun açığı da karşılanıyor.
Merkez Bankasının kaynakları şeffaf bir şekilde açık. Kanun çerçevesinde ortaya konmuş durumda. Buharlaşması, uçup gitmesi mümkün değil. Bu paralar diğer ülkelerde nasıl kullanılıyorsa TCMB tarafından da o şekilde kullanıyor. İnsanlar dövizi nereden alıp bankalara yatırdı, Merkez Bankası kaynaklarından aldı. Merkez Bankası sizin, benim, şirketlerin talebini karşılıyor.
“PARANIN BUHARLAŞMASI SÖZ KONUSU DEĞİL”
Politikalar eleştirilebilir, siz faizi düşük tuttunuz döviz arttı, müdahalede kullandınız denebilir. Destekler için kullandınız denebilir. Ama buharlaştı demek çok yanlış bir ifade, paranın buharlaşması gibi bir durum söz konusu değil. Düşük faizi tercih ederseniz ülke ekonomisine getirileri farklıdır. Yüksek faizin getirileri farklıdır. Bugüne kadar dünyanın görmediği büyüklükte bir krizden bahsediyoruz.
MERKEZ BANKASI MÜDAHALE ETMESEYDİ DOLAR NE OLURDU?
Merkez Bankası elindeki rezervleri 7,60 TL’den satmış, e güzel yapmış dolar 6,90 TL. Merkez Bankası bu müdahaleleri etmeseydi, döviz 8 değil 9-10 TL’leri görmek mümkün olurdu. Tüm dünyanın kapandığı ekonomik süreçten geçiyoruz. Normal bir dönemden geçmiyoruz. Olağanüstü dönemler için Merkez Bankası var. Bu ayrılan rezervler olağanüstü durumlara müdahale etmek için kullanılıyor. Dövize dönük politikalar yerinde politikalardır. Merkez Bankasının müdahalesi tabii beklenecekti.
Müdahale etmeseydi o zaman şöyle denirdi, neden Merkez Bankası müdahale etmiyor. O dönem müdahale etmeseydi 9-10 seviyelerindeki doları konuşuyor olurduk. Hangisi ülke menfaatinde acaba…
“TÜRKİYE IMF DEFTERİNİ KAPATTI”
Türkiye IMF defterini 2013’te kapattı. IMF’teki payını da arttırdı. Hissesini payını arttırdı. 2013’ten beri gördüğümüz kadarıyla çok net. Türkiye IMF’ten borçlanmanın maliyetini ödedi, zararlarını yaşadı. Türkiye IMF defterini kapatmış göründü. Ben açılacağını düşünmüyorum.
Ekonomist Mevlüt Tatlıyer:
Ne yazık ki ben bütün bu tartışmaları üzüntüyle karşıladığımı ifade etmek isterim. Bu kadar seviyesiz bir tartışma ortamını bu ülke haketmiyor. Mesele şu; Merkez Bankası’nın rezervleri var ve bu rezervleri kullanacak bir şekilde. Bunlar kullanmak için var. Biz 2020 yılında pandemi yılı içerisindeydik. Türkiye’nin altın ithalatı arttı, turizm gelirleri geriledi, ihracat gelirleri ciddi şekilde geriledi. Tam da bu süreçte rezervlerden para harcamasını bekleriz.
“OLABİLECEK EN SEVİYESİZ İFADELER”
Merkez Bankası’nın para politikasını şöyle doğru, böyle yanlış yaptı diye eleştirebiliriz. Ancak rezervler üzerinden bunlar buharlaştı, kayboldu gibi ifadeler olabilecek en seviyesiz ifadeler. Para politikası açısından bir iktisatçı olarak söylüyorum. Şunu söyleyebilirsiniz, para politikası faiz oranı uzun müddetler boyunca düşük seviyedeydi. Biz biliyoruz Ağustos ayında ciddi bir döviz krizi yaşadık. Merkez Bankası yanlış yaptı, doğru yaptı diyebilirsiniz. Tüm ayrıntılarda Merkez Bankası şunu doğru, bunu yanlış yaptı diyebilirsiniz. Ama kullanması gereken zamanda Merkez Bankası rezervleri buharlaştı diyemezsiniz.
“KASIMDAN BERİ ÇOK DAHA İYİ PERFORMANS SERGİLEDİ”
Çok farklı para politikaları uygulayabilirdi. Faizi o kadar düşürmeyip, daha çok arttırırdı. Farklı senaryolar aslında farklı para politikaları anlamına gelecekti. Döviz gelirlerinin bu kadar düştüğü bir süreçte yukarı doğru baskı oluştururdu. Kur sadece Türkiye’de yükselmedi. Diğer gelişmekte olan ülkelerde de arttı. Kasımdan beri de onlardan çok daha iyi bir performans sergiledi. Politika faiz oranı ve rezerv politikası… 2 seçenek vardı. Pandemi zamanında tabii ki rezerv politikasını uygulamanız gerekir. Merkez Bankasının ne kadar rezerv harcaması gerekiyordu. Bu konuşabilir.
“TÜRKİYE IMF DEFTERİNİ AÇMAMALI”
Türkiye IMF defterini açmamalı. Türkiye bir şekilde IMF ile borçluluk ilişkisine girmeden, kendi kendine yeten bir ülke olmalı. İlerleyen yıllarda inşallah cari fazla vermeye başlayacağız.