Avrupalı yetişkinlerin yaklaşık yarısı (%46,5), insanların teknolojiyle kendi vücutlarını geliştirmekte özgür olmaları gerektiğine inanıyor. Ancak çoğu bu tür teknolojilerin uzun vadeli toplumsal etkileri hakkında endişeli olduğunu söylüyor.
Söz konusu gelişim iki şekilde olabiliyor: Biyonik uzuvların kullanımı gibi sağlığa bağı gerekçelerle yapılacak güçlendirmeler veya vücuda RFID çipleri yerleştirmek gibi isteğe bağlı girişimler.
Ankete katılanların sadece %12’si, iş yerinde haksız bir avantaj elde edeceklerini düşündükleri için insani güçlendirme uygulayan kişilerle çalışmaya karşı çıkıyor. Bununla birlikte her beş yetişkinden neredeyse ikisi (%39), insani güçlenmenin gelecekte sosyal eşitsizliğe veya çatışmaya yol açabileceğinden endişe duyuyor. Genel olarak katılımcıların yaklaşık yarısı (%49) hem güçlendirilmiş hem de güçlendirilmemiş insanları içeren geleceğin toplumu hakkında “heyecanlı” veya “iyimser” olduğunu ifade ediyor.
Kaspersky’nin araştırmasına göre, ankete katılanların yarısından fazlası (%51) bu şekilde güçlendirilmiş biriyle tanıştıklarını söylüyor. Kişisel yaşam söz konusu olduğunda ise katılımcıların neredeyse yarısı (%45), bu tarz biriyle çıkmanın kendileri için sorun olmayacağını, hatta ve %5,5’i daha önce böyle biriyle çıktığını söylüyor.
Katılımcıların üçte birinden fazlası artırılmış insanları “her zaman kabul ettiklerini”, %17’si on yıl öncesine kıyasla “daha fazla kabullenmeye hazır olduklarını” belirtiyor. Avrupalı erkeklerin yarısı (%50), kadınların ise %40’ı hem normal hem “güçlendirilmiş” insanlar tarafından paylaşılan gelecek hakkında “heyecanlı” ya da “iyimser” olduklarını söylüyor.
Bir aile üyesi sağlık gerekçesiyle geliştirme teknolojilerine ihtiyaç duyarsa, katılımcıların tercihi bunun bir biyonik kol (%38) veya bacak (%37) olması yönünde. Ankete katılanların yaklaşık üçte biri (%29,5) tercihlerine bakılmaksızın kendilerini bu şekilde geliştirmeye karar veren aile üyesini destekleyeceklerini beyan ediyor. Anket katılımcılarının sadece %16,5’i bu yaklaşımı “tuhaf” olarak görürken, yaklaşık dörtte biri (%24) bunu “cesur” olarak adlandırıyor.
Katılımcıların dörtte birinden biraz fazlası (%27), bu fikre karşı çıkanların %41’ine kıyasla, artırılmış kişilerin hükümet düzeyinde özel temsile sahip olması gerektiğine inanıyor.
Sonuçlar, Kaspersky NEXT 2021 etkinliğinin bir parçası olarak önde gelen uzmanlarla yapılan çevrimiçi oturumun ardından açıklandı.
Şirketin Avrupa Küresel Araştırma ve Analiz Ekibi Direktörü Marco Preuss, şu yorumu yaptı: “Avrupa genelinde insani güçlendirme konusunda geniş bir destek ve ilgiyle karşılaşsak da insani güçlendirme uygulamasının toplum üzerindeki etkileri konusunda anlaşılır endişeler var. Hükümetler, endüstri liderleri ve artırılmış insanlar, insani güçlendirmenin geleceğini birlikte şekillendirmeye yardımcı olmak için bir araya gelmeli. Böylece bu heyecan verici endüstrinin belli bir düzende ve herkes için güvenli bir şekilde gelişimini sağlayabiliriz.”
DSruptive Subdermals Genel Müdürü ve Kurucu Ortağı Hannes Sapiens Sjöblad şunları ekledi: “İnsani güçlendirme teknolojisi, far ve ayrıcalıklı bir kesime hitap eden yüksek kaliteli, yüksek teknolojiye dayalı çözümler olarak düşünülmemelidir. Herkes için uygun fiyatlı ve erişilebilir olmalı, herkes bu kavramdan yararlanabilmelidir.”