Sanat ve moda Valentino’nun Des Ateliers couture koleksiyonu ile yeniden hayat buldu. Geçtiğimiz Perşembe günü Venedik’te Valentino Des Ateliers couture koleksiyonunu sunan Pierpaolo Piccioli, tasarımlarını yaparken sanatın modadaki yerini göz önünde bulundurdu. 17 farklı uluslararası sanatçı ile bir araya gelen Piccioli, koleksiyondaki 82 tasarımdan 22’sini bu sanatçılar ile birlikte yarattı. Başlı başına birer sanat parçası olan tasarımlar, cesur renkler ve göz alıcı detaylar ile tamamlandı.
Andrea Respino’nun eseri bir paltoya ilham kaynağı olurken, Piccioli bu tasarımın 150 farklı kumaştan yaratıldığını belirtti. Respino’nun yardımı ile yapılan bu palto satenden payete kadar birçok doku ile tasarlandı. Bir başka stilde ise Çinli sanat küratörü ve fotoğrafçısı Rui Wu ile birlikte çalışan Piccioli, dikkat çekici payetli bir slip elbise tasarladı. Valentino’nun imzası haline gelen stilleri göz ardı etmeyen Piccioli, markanın mirasını sanatçıların dokunuşları ile yeniden yorumladı. Alessandro Teoldi’nin bir eserine referans yapan Piccioli, Valentino’nun ikonik arşivlerindeki kırmızı kumaşları ile el işlemeli bir tuvalet tasarladı.
Nadide eserlerin çağdaş sanattaki yerini haute couture’un modadaki yeri olarak yansıtan Piccioli, özel couture koleksiyonu için çoğunlukla ressamlar ile çalıştı. “Moda ve sanat farklı amaçlara yanıt veren kreatif süreçlerdir — biri vücut ve harekete diğeri ise sınırlardan tamamen özgür bir konsept,” diyen Piccioli, iki sanat türünü de birbirine benzeterek, “Her ikisi de atölyede aynı noktada buluşuyor: yapımın yeri, ellerle düşündüğünüz bir yer, tutkunun yarışması, bir fikir ve elle tutulabilir bir obje,” diye ekledi. Hem modanın hem de sanatın da tarihteki anları ve bakış açılarını kendi dilleri ile anlattığını söyleyen Piccioli, “Bağlantı ve yüzleşme eksikliği olduğunu hissettim ve bir sanatçılar fabrikası, birbirine ilham verecek farklı bakış açılarına sahip bir topluluk yaratmam gerekiyordu. Müze hatırası olarak bir t-shirt üzerine resim damgalamak değil, sanatçının ruhunu yansıtmak istedim,” dedi.
İzleyenlerin tüm bu katmanları ve derin anlamları kaçırabileceğinin farkında olduğunu söyleyen Piccioli, tasarımların farklı bakış açıları ile yorumlanabileceğini ekledi. “Sanatçının derin bir anlam okuması olabilir veya sadece moda. Çünkü moda kreatif sürecin içinde ve sadece ambalajında değil. Sanat ise estetikte yansıtılan bir şey ve hikaye anlatımı yok,” diyen Piccioli, “Modanın güzellik yaratması, ilgi ve merak uyandırması gerekiyor. Ama aynı zamanda güçlü olabilir, politik bir dile sahip olabilir ve dünyanın bir fotoğrafını temsil edebilir. Çoğu zaman dünya değişir ve moda bunu daha geç algılar ama ben modanın bir değişim aracı olmasını istiyorum,” diye ekledi. Valentino’nun sponsor olduğu Venedik Bienali Uluslararası Sanat ve Mimarlık Sergileri ile Uluslararası Dans, Müzik ve Tiyatro Festivallerine ev sahipliği yapan Arsenale’nin bir parçası olan Gaggiandre lokasyonunu tercih eden Piccioli, Venedik’te bir moda şöleni yarattı.
Farklı silüetler ve heykelsi tasarımlar ile ilkbahar couture koleksiyonunu yankılayan Piccioli, bir kez daha cinsiyet kimliklerini ortadan kaldırarak erkekler için pantolon üzeri etekler tasarladı. Kadın ve erkek giyiminin arasındaki çizgileri bulanıklaştıran Piccioli aynı zamanda büyüleyen bir renk paletine yöneldi. Gösterinin sonuna doğru şarkıcı ve söz yazarı Cosima’nın performansı ile daha da renklenen Valentino Des Ateliers şovu, izleyenleri ekrana kitledi.
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19