Erciş’in Çelebibağ Mahallesi’nde bulunan, Urartu Krallığı’nda Van Gölü sahilinde inşa edilen ve Osmanlı döneminde de onarımdan geçirilerek, kullanılan Erciş Kalesi, Van Gölü sularının 1841 yılında yükselmeye başlamasıyla terk edildi. O dönem burada yaşayanlar, bugünkü Erciş bölgesinde Alkanat, Gölağzı ve Tekevler Mahallesi’ne yerleşti. Van’da 23 Ekim 2011 depreminin de etkisiyle büyük hasara uğrayan kale, 2014’te Van Gölü’nün çekilmesiyle yeniden ortaya çıktı. Fakat son aylarda göl suyunun yaklaşık 2 metre daha çekilmesiyle kale ve Van Gölü’nde bulunan mikrobiyalitler de tamamen ortaya çıktı.
Van YYÜ Edebiyat Fakültesi Coğrafya Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Faruk Alaeddinoğlu, Van Gölü’nün tarihi boyunca sürekli yükselme ve alçalmaya bağlı olarak seviye farklılıkları gösterdiğini söyledi. Alaeddinoğlu, geçmiş dönemlerde göl seviyesinin uzun yıllar boyunca artış gösterdiğini, zaman zaman kısmi çekilmeler olsa da uzun süreçte sürekli arttığını dile getirdi. Bunun en güzel örneklerinden birini de Erciş merkezin hemen yakınındaki Çelebibağ’da gördüklerini belirten Prof. Dr. Alaeddinoğlu, “Burada bir kale yerleşkesi su yüzüne çıkmış durumda. 2014 yılında ilk defa ortaya çıktı ve sonraki süreçte o çekilme devam edince şu an hem kale hem yakın çevresi su yüzeyine çıktı. Şu anda ziyaret edilebilir şekle dönüştü” dedi.
Küresel iklim değişiminin etkilerini görüyoruz
Erciş Kalesi’nin bulunduğu alanın eskiden yerleşme alanı olduğunu, 1840’lı yıllara kadar kullanıldığını belirten Prof. Dr. Alaeddinoğlu, göl seviyesinde yükselme nedeniyle o dönem halkın şu anki Erciş’e doğru yerleştiğini söyledi. Alaeddinoğlu, 2014 yılında ise bu kez küresel iklim değişiminin etkisiyle Erciş Kalesi ve kalıntılarının ortaya çıktığını belirterek, şöyle konuştu:
“Küresel iklim değişikliği dediğimiz olay aslında havzaya düşen suyun miktarı ile ilgili bir şey değil. Suyun miktarına baktığınız zaman uzun yıllar boyunca çok ciddi bir değişiklik yok. Birkaç yıl çok yağış ama bir kaç yıl az yağış dengeliyor. Ama şimdi yaşanan şey buharlaşmanın boyutudur. Yani ciddi bir şekilde buharlaşma gerçekleştiği için biz muhtemelen yani eski kaynaklar araştırıldığında karşımıza çıkıyor bugün Erciş’te karşılaştığımız o kale ve çevresindeki yerleşmelerin benzeri oluşumlarda belki karşımıza çıkacak. Urartular milattan önce 800’lerde kurulmuş ya da yaşamış bir medeniyet. O dönemden bugüne yapılan araştırmalar Van Gölü’nün kıyılarında bugün Erciş’te tanıklık ettiğimiz kale kalıntılarının benzerlerinin de artık yavaş yavaş ortaya çıkacağı şeklinde. Van Gölü’nün su seviyesi bundan sonra gölün yükselmesiyle sonuçlanacak sürece evrilmiyor. Tam tersine yani seviye farklılıkları negatife doğru seviyesini kaybedecek. Bir yandan ciddi bir olumsuzluğun işareti çünkü alanı gittikçe küçülecek. Küçülmenin etkisiyle ortaya çıkan tarihi kalıntılarda aslında birçok medeniyetin izlerini taşıdığı için birçok kişinin de ilgisini taşıyor.”
Restorasyon gerekli
Gölün çekilmesiyle ortaya çıkan kalede incelemelerde bulunan araştırmacı- yazar Selahattin Koşar, Van Gölü sularının 1841 yıllarında yükselmeye başlamasıyla burada yaşayanların, bugünkü Erciş bölgesinde Alkanat, Gölağzı ve Tekevler Mahallesi’ne yerleştiklerini söyledi. Koşar, “Kalenin, Van Gölü’ndeki suyun yükselmenin etkisiyle tamamen su altında kalmış. Van’da 23 Ekim 2011’de yaşanan depremin de etkisiyle büyük hasara uğramış. 2014 yılında Van Gölü’nün çekilmesiyle yeniden ortaya çıkan ve Osmanlı ve Selçuklu İmparatorluğu’nun Erciş’teki tek eseri olan kaledeki belirli bölümlerin restorasyondan geçirilmesi gerekir. Yapılacak restorasyonla kalenin turizme kazandırılması gerekiyor” dedi.