Sosyo-ekonomik olarak dezavantajlı bölgelerdeki çocukların ve velilerin uzaktan eğitim tecrübelerini değerlendirmek üzere yapılan çalışmaya 31 şehirde 368 veli katıldı. Bu velilerin çocuklarının devlet okuluna devam ettiği, uzaktan öğrenme tecrübelerinin EBA ve sınıf öğretmenleriyle sınırlı olduğu belirtildi. Derslerin en çok televizyondan takip edildiği belirtilen raporda, velilerin taleplerine de yer verildi. EBA’da ders sürelerinin arttırılmasını isteyen veliler, EBA TV’ye tiyatro, diksiyon gibi etkinlik saatlerinin de eklenmesini talep etti. Raporda öne çıkan diğer bulgular şöyle:
DERSLER EN ÇOK TV’DEN TAKİP EDİLDİ
EBA’yı hergün düzenli olarak takip eden çocuklarımızın oranı yüzde 69 olarak bulundu, bu takibin yüzde 83 oranı ile en çok televizyon kanalları üzerinden yapıldığı ortaya çıktı. EBA çevrimiçi portal üzerinden asenkron eğitim takibi oranının yüzde 47, canlı ders katılım oranının ise yüzde 11 olduğu görüldü. EBA’ya ayrılan günlük süreye bakıldığında öğrencilerin yüzde 66’sı günde 1-2 saat, yüzde 24’ü yarım saat ya da daha az, yüzde 10’u ise günde 3-4 saat ayırdığını söyledi.
VELİLERİN YÜZDE 47’Sİ EBA’YI DÜZENLİ İZLİYOR
Velilerin yüzde 47’sinin EBA’yı düzenli takip ettikleri, yüzde 36’sının belirli aralıklarla takip ettiği görüldü. Çocukların yüzde 37’sinin velisinden destek istediği ve desteğin yoğunlukla matematik ve problem/test çözme, araştırma ödevleri ile İngilizce alanlarında yoğunlaştığı ortaya çıktı. Televizyonla içeriklere erişim yüzde 97, web sitesi/portal üzerinden eğitim içeriklerine erişim yüzde 74; Sanal sınıf deneyimi yüzde 22, görüntülü iletişim araçlarının kullanımı yüzde 36; e-posta kullanımı yüzde 20; word kullanmı ve çalışmaların doğru kaydedilmesi yüzde 62 olarak bulundu.
YÜZDE 21’İNİN EVİNDE İNTERNETİ YOK
OECD 2018 Raporuna göre Türkiye’de çocukların okul çalışmaları için bilgisayara erişim oranı yüzde 33, internet erişimi yüzde 50 olarak belirtildi. 368 veli ile gerçekleştirdiğimiz bu çalışmada ise çocukların yüzde 50’sinin uzaktan eğitimde bilgisayar kullandığı, yüzde 59’unun cep telefonu kullandığı, yüzde 28’inin tablet kullandığı, yüzde 4’ünün ise hiçbir aracı kullanmadığı görüldü. Yüzde 62’si evde internet hızının ve kotasının yeterli olduğunu, yüzde 18’i evde internet hızının ve kotasının yeterli olmadığını, yüzde 21 ise evde internetinin olmadığını söyledi.
ÖĞRETMENLERİYLE TELEFONDA KONUŞUYORLAR
Bu dönemde çocukların öğretmenleriyle en çok telefon ile konuşarak (yüzde 58) ya da Whatsapp (yüzde 73) üzerinden yazarak haberleştikleri görüldü. Çevrimiçi canlı sınıfarda buluşma oranı yüzde 8, hiç iletişim kurmayanların oranı ise yüzde 7. Çocukların hafta içi öğretmenleri ile düzenli olarak görüşme oranı yüzde 48, haftada 1-2 gün görüşme oranı yüzde 31, geçen 1.5 ayda yalnızca bir ya da iki kez görüşme oranı ise yüzde 21.
VELİLERİN UZAKTAN EĞİTİM TALEPLERİ
Velilerin uzaktan eğitimle ilgili talepleriyse şöyle sıralandı:
– EBA’daki ders süresinin arttırılması
– EBA’daki konu tekrarlarının azaltılması. Veliler çocukların bundan dolayı izlemeyi bıraktıklarını iletiyorlar
– Etkileşimin yoğun olduğu sanal sınıfların oluşturulması
– Kendi öğretmenleriyle videolu yüz yüze eğitim gerekli
– Yoğun dosyaların çıktı almayı gerektiren etkinliklerin gerçekleştirilememesi
– Ailelere psikolojik destek
– Sosyal etkinlik ihtiyacının giderilmesi için cumartesi ve pazar günleri akşama doğru EBA TV’de tiyatro, diksiyon gibi etkinlik saatleri eklenmesi
– Her çocuğun ilgi alanı farklı olduğu için EBA da özellikle reklam aralarında verilen ‘oyun vb’ farklı alanlarda olması
TEGV’DEN UZAKTAN EĞİTİM ÖNERİLERİ
TEGV yetkililerinin uzaktan eğitimi toplumun her kesiminde normalleştirmek için önerileri ise şöyle:
– Kriz anında ve sonrasında özellikle sosyoekonomik olarak dezavantajlı bölgelerde sürece uyumda okulun ve öğretmenin rehberliği ve desteğinin sistematik olarak sağlanacağı bir yapı kurulması faydalı olacaktır.
– Covid19 döneminde yoğunlukla tecrübe edilen ve başarılı sonuçlar alınan model ‘senkron yüz yüze eğitim, canlı sınıf’ olarak ortaya çıkıyor ve veliler de bunun ihtiyacını vurguluyorlar. Bu modelin sağlanması için toplumun her kesiminin alım gücüne uygun olarak fyatlandırılmış basit tabletlerin piyasaya sürülmesine ve internet erişiminin kamu ve özel sektör işbirliği ile düşük gelirli bölgelerde ücretsiz olarak sağlanmasına ihtiyaç var.
– Eğitim sisteminde kitap-defter gibi geleneksel araçların yerini, çocukların tabletlerinin alması konusu konuşulmaya başlanmalı. Normal zamanda ve bu gibi kriz anlarında eğitsel araçların devamlılığı sağlanmalı.
– Çocukların İngilizce ve matematik alanında yalnız çalışmaları daha zor, bu alanlarda bir yetişkin desteğine daha fazla ihtiyaç duyuyorlar. Bu alanlarda verimli etüd modelleri çalışılmalı.