Video oyun endüstrisi, son yılların en hızlı büyüyen sektörleri arasında yer alıyor. Özellikle de çevrim içi oyun endüstrisi, çok hızlı bir ivme kazanmış durumda. Yıllık yaklaşık 150 milyar dolarlık ticaret hacmine sahip olan ve 2,5 milyar kişinin yer aldığı oyun endüstrisi, psikolojik ve pedagojik etkileriyle de gündemden düşmüyor. 2019 yılında Dünya Sağlık Örgütü (WHO), video oyun bağımlılığını ruhsal sağlık bozukluğu sınıfına almıştı. Hatta WHO, ICD’de video oyun bağımlılığını ‘sürekli veya tekrarlayan oyun davranış modeli’ tanımlamasıyla bunu literatüre geçirmişti. WHO’da uzman olarak görev yapan Sexena bazı vakalarda uyku ve yemekten bile feragat edilerek günlük oyun sürelerinin 20 saate kadar çıktığını belirtmişti.
Koronavirüs nedeniyle de gençler arasında video oyunlarda geçirilen sürede önemli bir artış yaşanıyor. Telekom şirketi Verizon tarafından yayınlanan bir rapora göre, ABD’de karantinanın ilk haftasında çerim içi oyunlarda yüzde 75 artış yaşandığını gösteriyor.
Ahlak anlayışımız ve ahlaki kararlar alma şeklimiz, yaşımız ilerledikçe ve daha geniş toplumlarda yaşama karıştıkça değişiyor. Örneğin, doğrunun veya yanlışın ne olduğu hakkındaki düşüncelerimiz, cezaların veya ödüllerin neler olabileceğini düşünmemize dayanıyor. Bu da ahlaki kararlarda sosyal faktörlerin ve koşulların ne denli önemli bir rol oynadığını gösteriyor. Video oyunların ahlaki gelişim üzerindeki etkileri hakkında uzun süredir devam eden tartışmalar var. Video oyunların, oyuncuları bir dizi ahlaki seçimler yapmaya zorlaması, bu durumu daha karmaşık hale getiriyor. Örneğin BioShock isimli oyunda oyuncular, küçük kız kardeş olarak bilinen küçük kız karakterini öldürmek veya kurtarmak arasında seçim yapmak durumunda bırakılıyor. Burada devreye giren ahlaki muhakeme, kişi davranışlarını ve kişinin olaylar karşısında hissettiklerini doğrudan etkiliyor.
Bournemouth Üniversitesi psikoloji bölümü tarafından yapılan ve sosyo-moral ilişkileri ele alan bir araştırmada 11-18 yaş aralığında 166 ortaokul öğrencisi ve 17-27 yaş arası 135 üniversite öğrencisinden oluşan bir grupla anket çalışması gerçekleştirildi. 11 sorudan oluşan ankette, iki grubun cevapları arasında büyük farlılıklar görüldü. Anket sonuçları, özellikle de orta öğretim öğrencilerinde video oyunların ahlaki gelişim üzerinde etkili olabileceğini gösterdi. Kız çocuklar ahlaki akıl yürütmeye sahipken, daha uzun oyun süresi olan erkek çocuklar daha fazla akıl yürütme eğilimi gösterdi. Ayrıca farklı türlerde video oyunu oynayan kişilerde daha gelişmiş bir mantık olduğu görüldü.
Sonuçlar 14 ila 17 yaş aralığındaki kişilerin şiddet içeren video oyunları oynamalarının şiddete yönelme olasılıklarını artırdığını gösterirken, 18 ila 21 yaş aralığında böyle bir etki gözlemlenmedi. Bu durum 18 yaş itibariyle gençlerin işe veya yükseköğrenime başlama gibi yeni deneyimlerin, gençlerde bu etkinin ortadan kalkmasına neden olduğunu gösteriyor. Tüm bunlar göz önüne alındığında çocuklarda oyun oynama sürelerinin ve hangi oyunların oynandığı konusunda ebeveynlerin kontrolü ellerinde tutmalarında büyük fayda var.
Burak Kesayak
twitter.com/BurakKesayak