WhatsApp’ın “Gizlilik İlkesi”ni güncellemesi ve yeni koşulların onayı konusunda kullanıcılarına 8 Şubat’a kadar süre vermesinin ardından tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de tartışmalar devam ediyor.
Kalsın, yaptığı açıklamada, uçtan uca şifrelenmiş mesajlaşma uygulaması sunan WhatsApp’ın şimdiye kadar gizlilik özelliğiyle hep ön planda olduğunu belirtti.
Facebook’un, 2014 yılından beri WhatsApp’ı bünyesinde bulundurduğunu ve kullanıcılara şimdiye kadar Facebook ile veri paylaşmaktan vazgeçme seçeneği sunulduğunu hatırlatan Kalsın, “Ancak şimdi kullanıcılara Facebook’un kişisel verilerine erişim izni vermeleri için bir çeşit baskı yapıyor. Güncellemeyi kabul eden kullanıcılar artık iletişim numarası, konumu, sohbetleri ve daha fazlası dahil olmak üzere birçok veriyi Facebook ile paylaşmayı kabul edecek ve eğer güncellemeyi kabul etmezlerse hesapları kendilerinden alınacak. Özetle bu güncelleme ile kullanıcılar, mesajlaşma servisini kullanmaya devam etmek istiyorlarsa verilerinin ihlalini kabul etmeye yasa dışı bir şekilde zorlanıyor.” şeklinde konuştu.
Yeni uygulamanın birçok açıdan üzücü olduğunu ifade eden Kalsın, şimdiden birçok kullanıcının Signal veya Telegram gibi diğer iletişim platformlarına geçtiğini aktardı.
Tesla Üst Yöneticisi Elon Musk’ın dahi kullanıcılara hizmetleri değiştirmeyi denemelerini önerdiğini anlatan Kalsın, “Musk ayrıca, alaycı bir dille yazılmış mesajında, ABD’nin başkentinde meydana gelen protestocuların saldırısından Facebook’un sorumlu olduğunu iddia ediyor. Bir WhatsApp sözcüsü, Ars Technica’ya verdiği röportajda, bu değişiklik sayesinde WhatsApp sohbetlerinin Facebook’un gelişmiş kaynakları kullanılarak kurtarılacağını söyledi ve şirketlerin WhatsApp sohbetlerine erişim sağlayacağını belirtti. Bununla birlikte güncellenen Hizmet Şartları ve Gizlilik Politikası’nın İngiltere ve AB’deki kullanıcıları etkilemeyeceği belirtildi.” dedi.
“Dijital çağda sömürü, veri üzerinden yapılıyor”
Doç. Dr. Berrin Kalsın, Avrupa’da Facebook’a kesilen cezalar ile ilgili şu değerlendirmelerde bulundu:
“Geçen yıllarda AB politikacıları, Brexit müzakereleri sırasında uygulamayı kullanarak ‘WhatsApp diplomasisi’ terimini ortaya çıkarmıştı. Ancak daha sonra nedendir bilinmez Avrupa Komisyonu, rotasını değiştirdi ve gizlilik endişelerini gerekçe göstererek çalışanlarını Signal’e geçmeye çağırmıştı. Hatta AB, Facebook’a daha önce WhatsApp’taki kişisel verileri şirketleri arasında paylaştığı gerekçesiyle 110 milyon avro (daha sonra 120 milyon dolar) para cezası vermişti. Tüm bu yaşananlara rağmen güncellemenin neden AB veya Birleşik Krallık’ta yaşayan kullanıcılar için geçerli olmadığı sorusu gündeme geliyor.”
Verinin “günümüzün petrolü” olduğuna işaret eden Kalsın, geçmiş dönemlerde gelişmekte olan ülkelere uygulanan sömürü şeklinin dijital çağda veri üzerinden yapıldığını söyledi.
Kalsın, “Ücretsiz ham madde olarak adlandırılan verilerin birçoğu ‘makine zekası’ olarak bilinen gelişmiş üretim süreçlerinden beslenerek şimdi, yakın zamanda ve daha sonra ne yapacağınızı tahmin eden bir teknoloji çıktısı olarak kötüye kullanılıyor. Son olarak, bu tahmin ürünleri, davranışsal vadeli piyasalar olarak adlandırılan yeni bir tür pazarda alınıp satılıyor. Bu şirketler, veri ticaret operasyonlarından ciddi anlamda zengin olmuş durumda.” ifadelerini kullandı.
“Büyük teknoloji şirketleri farklı ülkelere farklı politikalar uygulayarak çıkar sağlama peşinde”
Kalsın, büyük teknoloji şirketlerinin farklı ülkelere farklı politikalar uygulayarak ekonomik, kültürel ve siyasal anlamda çıkar sağlama peşinde olduğunu belirterek, “Hatırlanacağı üzere, geçtiğimiz yıllarda Türkiye, bu şirketlerin uygulamaya çalıştığı yaptırımlarla karşı karşıya kalmış ve buna karşılık 1 Ekim 2020’de ‘sosyal medya düzenlemesi’ yürürlüğe girmişti. Yasaya göre, günlük erişimi 1 milyondan fazla olan yurt dışı kaynaklı sosyal ağlar, Türkiye’ye temsilci atamak zorunda ve şu ana kadar temsilci atamayan sosyal ağlar için 3’üncü aşamanın sonuna gelinmiş durumda. Bu gibi yaptırımlara karşı ülkelerin sağlam bir tavır sergilemesi gerekiyor.” diye konuştu.
“KVKK, birçok noktada kullanıcıya yol gösterecek çalışmalar düzenliyor”
Doç. Dr. Berrin Kalsın, insanların bir uygulamayı kullandıklarında neleri paylaşmayı kabul ettiklerini veya bu verileri paylaşarak neyi riske attıkları konusunda henüz yeterince bilgi sahibi olmadıklarını vurgulayarak, şunları kaydetti:
“Bu durum, tüm dünya genelinde ciddi anlamda bir gizlilik ihlali sorunu oluşturuyor. Platformları düzenleyici ve denetleyici kurumların oluşturulması ve insanların bu konuda daha fazla bilinçlendirilmesi gerekiyor. Gizliliklerimizin kontrolümüz dışında olmadığını ve paylaşımlarımıza sınırlamalar getirerek bu sorunları aşacağımız yönünde iyimser yaklaşımlara ihtiyacımız var. Özel hayatın gizliliği ile temel hak ve özgürlüklerin korunması kapsamında, ülkemizde kişisel verilerin korunmasını sağlamak ve buna yönelik farkındalık oluşturmayı amaçlayan Kişisel Verileri Koruma Kurumu (KVKK), bugün birçok noktada kullanıcıya yol gösterecek çalışmalar düzenliyor ve özel verilerin korunmasında kullanıcıya ve veri sorumlusuna yol gösteriyor.”