Güçlü kalemiyle edebiyatımıza güzel eserler kazandıran Yakup Kadri’nin Yaban romanı, Kurtuluş Savaşı dönemini işlemektedir.
Yazarın önemli eserlerinin başında gelen kitap, o döneme yöneltilen sert eleştirilerle toplumun içinde bulunduğu yoz durumu gözler önüne serer.
Romanın ana kahramanı Ahmet Celal üzerinde gelişen olaylar, kitabın ana bileşenlerindendir.
BEĞENİYLE OKUNDU
İlk yayımı 1932 yılında gerçekleşen Yaban, daha sonra değişik yayınevleri tarafından basılmış ve büyük beğeniyle okunmuştur. Yakup Kadri, çok okunan birçok eseri de bize kazandırmıştır.
Kurtuluş Savaşı yıllarını bütün çıplaklığıyla ele alan roman, bu dönemi okuyucuya akıcı bir üslupla aktarıyor. Ülkemizin içinde bulunduğu, düşman ordularının yurdumuzu dört koldan sardıkları bu acı dolu ve zorlu günler etkileyici bir şekilde anlatılıyor.
DÖNEME TANIKLIKLIK
Bir ulusun bütün dünyaya gösterdiği eşi benzeri görülmeyen kahramanlık destanı yazdığı Kurtuluş Savaşı ülkemiz için bir milattır. Topyekûn olarak verilen bu savaş sonucunda ülke düşman işgalinde kurtulmuş ve yeni bir devletin temelleri atılmıştır.
Cumhuriyet dönemi yazarlarından Yakup Kadri de bu döneme bizzat tanıklık eden biri olarak; bu tanıklığını yazdığı kitaplarda bize ulaştırmayı başarmıştır.
Sayfa: 214
BİR GAZİ..
Kahramanımız Ahmet Celal, Kurtuluş Savaşına katılmış ve kahramanca savaşıp düşman işgaline karşı ülkemizi savunurken bir kolunu kaybederek gazi olur.
Kolunu kaybetmesi Ahmet Celal’i her şeyin bittiği noktaya taşır. Uzuvlarından birinin kaybetmenin derin üzüntüsü Ahmet’te psikolojik tahribatlara neden olur.
Artık savaşamayan Ahmet Celal, İstanbul’u İngilizler işgal etmiş olduğu için oraya dönemez ve emireri Mehmet Ali’nin çağrısıyla onun Orta Anadolu’daki köyüne gidip yerleşir.
Aydın ve çağdaş görüşleriyle çevresinde iyi bir intiba bırakmış olan Ahmet köye gittiğinde köylüler ona “Yaban“ gözüyle bakacaktır. Her şeyiyle onlardan farklı olan Ahmet Celal’i zor günler beklemektedir.
Yakup Kadri
YABAN…
Ahmet Celal, Mustafa Kemal Atatürk’ün başlattığı Kurtuluş Savaşını, ülkenin düşman işgalinde büyük bir direnç gösterdiğini köylülere anlatmaya başlar. Asıl amacı köylüleri bilinçlendirmek ve ulusal bir ruh kazandırmaktır.
Köyün ileri gelenleri Ahmet’e inanmadıkları gibi, halkı da bu şekilde doldurarak karşı cephe almalarını isterler. Çünkü onlar için önemli olan İngiliz mandası ve saltanata olan bağlılıktır. Öyle ki Yunan işgaline bile ses çıkartmaz, direnç göstermezler.
YALNIZ KALIR
Halkı bilinçlendirme konusunda yalnız kalan Ahmet Celal’i anlayan ve ona yardımcı olmak isteyen köyün muhtarıdır. Fakat o da köylülerin tepkisinde korkarak bu desteğini fazla sürdüremez. Kahramanımız bu uğraşta yapayalnız kalır.
Köyün ağası Salih Ağa ise köylüleri her yönden sömüren birisidir. Onlara adeta köle muamelesi yapmaktadır. Yakup Kadri, toplumumuzdaki feodaliteye karşı yaptığı tahlillerle bu yozlaşmayı eleştirir.
KADERİNE TERK EDİLEN İNSANLAR
Yunan işgali köye ulaştığında direnen köylüler öldürülürken diğerleri; bu çıplak gerçeğe rağmen en ufak bir kıpırdanma göstermezler.
Vatanına bağlılık gösteren bu insanlar; adeta kaderine terkedilmiş şekilde zor koşullarda hayat sürdürmeye çalışırlar. Ancak Ahmet Celal’in bu duruma daha fazla dayanamayarak köyü terk etmesiyle gelişmeler hız kazanır.
KESKİN ÇİZGİLER
Yakup Kadri Karaosmanoğlu’nun kitaplarının başında gelen Yaban, aydın ve okumamış kesim arasındaki keskin çizgiyi bütün çıplaklığıyla anlatır.
Burada asıl verilmek istenen vatan ve millet sevgisi olsa da, Cumhuriyet dönemi toplumunun içinde bulunduğu sosyal, siyasal, kültürel ve ekonomik gerçekliğini gözler önüne sererken bir de aşk hikayesi sunar.
Kurtuluş savaşının acı dolu yıllarını güzel tasvirlerle anlatıldığı roman bizi o döneme gezintiye çıkarıyor.
Ergül Tosun
Kitap sayfası için iletişim: